İbra, ibraname, ibra sözleşmesi kavramı gerek ticari hayatta gerekse özellikle tüzel kişiler hukukunun tatbikinde sıklıkla karşılaşılan kavramlardandır.

İbra kelimesi arapça kökenli olup aklama, temize çıkarma anlamına gelmektedir. Genel hukuki karşılığı ise alacaklının alacak hakkından vazgeçmesi sonucu borçlunun borcundan kurtulması şeklinde tanımlanmaktadır.

İbraname hukuk düzeninde genellikle işçi işveren ilişkisinde, iş akdinin sona ermesi ile birlikte gündeme gelir. Genel olarak, işçinin işten ayrılırken ücret, fazla mesai ücreti, yıllık ücretli izin alacağı, ihbar, kıdem tazminatı gibi muhtelif işçilik haklarını aldığını, başka bir alacağı kalmadığını imzasıyla gösteren yazılı belgedir.

Bizim hukuk sistemimizde ibra sözleşmeleri, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı (Yeni) Borçlar Kanunu’na kadar herhangi bir yasal düzenlemeye bağlanmamıştı.

Mevcut yasal boşluktan hareketle genellikle işverenler, iş akdinin başlangıcında veya iş akdi devam ederken işçilerden genel ifadeli ve tarihsiz ibranameler almakta idiler.

İş akdinin sona ermesini müteakip işçi işveren arasında yaşanan ihtilaflarda Yargıtay, işçinin lehine yorum ilkesinden hareketle iş akdi devam ederken alınan, tarihsiz, genel ifadeli ibra sözleşmelerini geçerli saymamıştır. Bu itibarla işçilik haklarının işçiye eksiksiz ödenip ödenmediği hususunda çoğunlukla işçi lehine kararlar verilmiştir.

01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı (Yeni) Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” kuralına yer verilmiştir.

Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda bulunmayan bu düzenleme genel olarak ibranın, borcu hangi hallerde sona erdirdiği düzenleyen genel bir açıklamadır.

6098 sayılı (Yeni) Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinde ise iş hukuku açısından ibranamelerin geçerlik şartları düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre;

1) Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan cezai koşullar geçersiz sayılmaktadır.

2) İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin

a) Yazılı olması,

b) İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,

c) İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,

d) Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır.

Yukarıda sayılan unsurların tamamını bir arada içermeyen ibra sözleşmeleri veya ibranameler kesin olarak hükümsüz sayılmaktadır. Bahsolunan bu şartlar, işçinin yakınlarının isteyebilecekleri de dahil olmak üzere, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarında geçerlidir.

ör�� a�m Oq kten sonra kişi, yetmiş defa, “ Estagfirullahel azım ve etubü iletyh” derse, daha seccadesinden kalkmadan Allah’ın af ve mağfiretine nail olur.

Kadir Gecesi’nin fecir vaktinde Cebrail (a.s.), kendisine bu gecede ümmeti Muhammed’e Allah’ın mükafatının ne olduğunu soran  meleklere, Yüce Allah’ın bu gecede kendisine ibadet, tevbe ve dua ile yönelen bütün kullarını af ve mağfiret ettiğini, ancak bu geceye rağmen, devamlı içenleri, anne babasına asi olanları, akrabalarla alakayı kesenleri, üç günden fazla küs duranları, zinaya devam edenleri ve kendisine şirk koşanları affetmediğini haber verir.

Kadir Gecesi’nin Ümmeti Muhammed için bin aydan daha hayırlı olduğunu Cebrail (A.S.) Peygamberimize haber vermiş. Efendimiz de; “Bu gecenin hayrından mahrum kalan büyük bir mahrumiyete  uğramıştır” buyurmuştur. Şair de; “ Bin aydan faziletli. Ne kadar da kadri yüce? Sayısız günahkar kul. Affa uğrar bu gece” demiştir.

Kadir Gecesi’ne ulaşmak her Müslüman için bulunmaz bir fırsattır. Çünkü geçen yıl Kadir Gecesi’ne ulaştığı halde, öldüğü için bu yılın Kadir Gecesi’ne ulaşamayanlar olduğu gibi, kendisinin de gelecek yılın Kadir Gecesi’ne ulaşmaya bileceğini düşünen her, şuurlu, samimi ve olgun Müslüman bu yıl ulaştığı bu büyük fırsatı kaçırmaz.

İçinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen, Cebrail (a.s) ve Meleklerin ibadet eden kullarla selamlaşmak için Allah’ın (c.c) izni ile yeryüzüne indiği ve sabaha kadar selam ve selamet gecesi olduğu  haber verilen “Kadir Gecesi”nde, akıllı Müslüman;  Kur’an-ı Kerim okuyarak,  kaza namazı kılarak, dua ve tövbe ederek, hayır ve hasenatta bulunarak, anne-babasını razı ederek, küs olduğu kişilerle barışarak, dost akraba ve komşuları ile tebrikleşerek, ev halkını sevindirerek, Camilerde va’zu nasihat dinleyerek,  cemaatle gürül gürül namaz kılarak geçen yıllarda işlediği günah kirlerinden temizlenmesini bilir, bu geceye rağmen eli boş kalmaz.

Yine bu gecede mümin kendisi için, ailesi için, mazlum Müslümanların kurtuluşu için, bütün insanlığın hidayeti için ve özellikle büyük milletimizin birlik beraberlik ve kardeşliği için, güçlü devletimizin ve asil milletimizin ebediyen payidar olması için, dinimizin, devletimizin, milletimizin, ordumuzun, yurdumuzun, huzurumuzun, hürriyetimizin, birlik beraberlik ve kardeşliğimizin düşmanlarının kahrolması, onlara karşı kahraman ordularımızın ve fedakar emniyet kuvvetlerimizin Allah’ın yardımıyla muzaffer olması için dua etmelidir.

Peygamber Efendimiz bunun için mü’minleri geceyi ihya etmeye teşvik ederek: “Kim Kadir Gecesi’ni imanlı bir gönülle sevabını yalnız Allah’tan (c.c.) umarak değerlendirir ve ihya ederse, geçmiş günahları af ve mağfiret olunur.” (2) buyurmuştur.

İmanlı gönülleri, Kadir Gecesi ve bayram sevincinin sardığı şu günlerde,  ilahi rahmet ve mağfiretiyle bizlere huzur ve saadet getiren ışık ve müjde getiren Ramazan ayından ayrılmanın da üzüntüsü içindeyiz.

Yazımızı sevgili Peygamberimizin Kadir Gecesi’nde yapılmasını tavsiye ettiği bir dua ile sona erdirelim. “Ey Allah’ım, sen af edicisin, af etmeyi seversin, beni de af et” (3)   

Saygıdeğer okurlarımın kandillerini tebrik ediyorum. Kadir Gecesi’nin hakkımızda maddi ve manevi her türlü hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan (c.c) niyaz ediyorum.

Yine bu gecenin, millet olarak her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olan; birlik, beraberlik, kardeşlik ve huzurumuza vesile olmasını, mazlum Müslüman milletlerin kurtuluşa ermesini, insanlığın barış, huzur ve hidayete kavuşmasına vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.

Selam, saygı ve dua ile.                                            

1-El-Kadr Suresi 1-5 ayetler

2-Buhari Cilt: 2, Sayfa: 80

3-İbn-i Kesir Tefsiri C.7, Sayfa:339