İran; geçen hafta, 53 milyar varil rezerve sahip yeni petrol sahası bulunduğunu açıkladı. Böylece dünya petrol üreten ülkeleri arasında Venezüella ve Suudi Arabistan'dan sonra üçüncü oluşu daha da güçlenmiş oldu ve petrol üretimi yüzde 30 artarak Suudi Arabistan'a yaklaştı.

Petrolün 1973 yılının Ocak ayında varili 2,59 dolardı. 1974 yılının Ocak ayında varili 11,65 dolara yükselerek, 4,5 kat fiyat artışı gerçekleşti.

Bu, İran'ın petrol gelirinin 4,5 kat artması demekti.

O tarihlerde Avrupa'yı İran'a bağlayan yol güzergâhımızı kendi araçlarımızdan çok, İran'ın, Almanya'dan taşıdığı çeşitli araçlar işgal ediyordu.

Rahmetli Abdi İpekçi bu iki pozisyonu değerlendirmek için Şah Rıza Pehlevi ile görüşmeye gitti ve yaptığı röportajı da Milliyet gazetesinde yayınladı.

röportajın yayınının üç gün sürdürdüğünü anımsıyorum.

Bizi bu yazımızda ilgilendiren kısım, "Yollardan faydalanma karşılığında Türkiye'ye petrolde uygun indirim yapın! Petrol fiyatları bu kadar arttığına göre, uygun fiyatla petrol vererek; böyle bir eylemde bulunmanız adaletli olur. Çünkü kullanılan yolların yapılışı ve bakımının maliyeti var" şeklindeydi.

Ama Şah; oralara hiç yaklaşmıyor, “Petrolün bitecek bir şey olduğunu, akar sularımızın devamlı olduğundan, bizim daha zengin sayılmamız gerektiğini” söylüyordu.

Rahmetli Abdi İpekçi'nin görüşmesi fayda sağladı mı? Bilmiyorum. Ama Şah'ın akar sularımıza bakış açısı o günden beri beni düşündürür.

Petrol bittiğinde sıra su savaşlarına gelince; bize ne tip çoraplar örülmek istenecektir?

Ortadoğu'nun bulgur kazanı gibi kaynamasının ana sebebi petroldür. Petrolümüz olmadığı halde, petrolü olan ülkelere komşu olmamızın verdiği rahatsızlıkları görüyoruz.

paylaşımında zorluklar meydana geldiği zaman problemleri çözmek zorlaşacaktır.

Barajı'nın yapımı; Suriye için çok faydalı olmuştur. Çünkü Keban barajı sulama barajı olmadığından su tüketimi yoktur. Üstelik yaz-kış akış hızlarını düzenler. Buna rağmen Hafız Esat dava açmış, davayı da kazanarak istediğini almıştır. Aldığı hak; belli miktarda suyun salınma şartıdır.

Bu durumda hayati durum söz konusu değilken kurallara uyma zorunluluğumuz işletilmiştir.

Suyun geçtiği yerlerde hayati pozisyonların doğduğu zaman kim bilir ne kurallar icat edilecektir!

Güçlü ve uyanık olmak gerekiyor.

En güzel günler sizlerin olsun.