Kutsal dinimize ve ilmi verilere göre; şu uçsuz bucaksız kâinat ve içerisindeki sayısız çeşitlilikteki varlıkların, nimetlerin hepsi bizim için, insanlar için yaratılmış, insanlığın yararına sunulmuştur. Çünkü insanoğlu ulu Allah’ın en mükemmel, en şerefli ve en kutsal varlığıdır. Dünyadaki bütün nehirlerin, suların denize aktığı gibi, bu dünyada yapılan bütün uğraşılar, ilim, irfan, fen ve teknolojik gelişmelerin yegâne ve tek amacı insana ve insanlığa hizmet içindir. Ne yazık ki, insanların çoğu bunun farkında değildir. Yani değerinin farkında değildir.

Yüce Allah’ın en değerli varlığı insandır. Bakara Suresi 29. ayette “Kainatta, doğada ne varsa, hepsini insanlar için yarattım” buyurur. Maide Suresinin 2. ayetinde “İnsanların yararına olan bütün işlerde, insanlara faydalı olunuz. Yardımlaşınız, kötülüklerde ise yardımlaşmayınız. (İnsanlara yararlı olmak için çalışınız)” buyurur. Çünkü insan, her türlü iyiliğe layıktır.

İnsanlar dünyanın süsüdür. İnsanlar olmasaydı, dünyanın hiçbir değeri olmazdı. Çünkü alıcısı olmayan mal zayidir. Bir işe yaramaz. Demek ki, bütün çalışmalarımızı, kâinatın efendileri olan insanlar için yapmalıyız. Allah’ın en sevdiği kulları insanlara en yararlı olanlardır. Ulu Allah faydalı insanların mallarını çoğaltır, canlarını yüceltir. Neden? Çünkü bu insanlar bizlere iş veren, aş veren, eş veren, iş sahaları açıp işsizlere imkân sunan, büyük iş adamları, ticaret ve sanayi erbabı sanayiciler, ilim-fen ve teknoloji üretenler, insanlığa maddi ve manevi hizmet sunanlardır.

İnsanlara hizmet sunan sadece varlıklı olanlar değildir. İyi bir sanatkâr, çalışkan ve dürüst bir işçi, üretken çiftçi, gayretli memur da ulusal gelire katkıda bulunan faydalı kişilerdir. Yani mal ve hizmet üreterek yararlı olanlar, Allah’ın sevgisini kazanırlar. Burada esas olan kazancını beldesinin, yurdunun kalkınması için kullanan, işsizlere, gençlere iş veren işadamlarının değerini bilmek ve bunların sayılarının çoğalmalarını sağlamaktır. Çünkü, insanlığın en büyük sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. Bunun çaresi de yatırımdır. Yatırım ise varlıkla olur.

Bir Müslüman kesinlikle şuna inanmak ve gereğini yapmak zorundadır. O da şudur; Ahiret var mı, var. Mahşer, mizan terazisi var mı, mutlak var. Mezarda iğneden ipliğe sorgu sual var mı, var. Burada geçer akçe hayır ve sevap mı, evet. Orada kazançlı olanlar, kurtuluşa erenler, hayrı çok olanlar mı, evet. Hayırın çoğu ne ile kazanılır, ibadetle, taafla, hepsinden ötesi insanlara faydalı olmakla, onların dualarını almakla mıdır, evet. Neden? Çünkü; her iyilik bir kötülüğü götürür. Hayırı sevabı fazla olan müminler mutlak kurtulacaklardır. Ulu Allah “İnnelhasenatı, yüzhionesseyrati” Her iyilik bir günahı siler, süpürür, sevabınızı çoğaltır”. Yübeddillahi seyylarhim hasenat” Yani, Allah dilerse günahlarınızı siler ve onları sevaba çevirir. Bu sizin gayretinize bağlıdır, buyuruyor.

Netice;

-Ne verirsen elinle, o gider seninle.

-Ne yaparsan burada, bulacaksın orada. Öyle ise;

-İnsanlara güneşte gölge ol, yele karşı dulda ol.

-Bir kuzu binlerce koyunun içinden meleyerek anasını bulduğu gibi, yaptığın iyilikler de seni en dar anında bulacaktır.

-Nimet gününde verene, mihnet -sıkıntı- gününde geri döner.

-İnsanlara faydalı olan kişi, daima aşan olur işi.

-Allah’ın kendisini korumasını isteyen kişi, Allah’ın kullarını korusun.

-Hz. İbrahim’e demişler ki, nardan, ateşten kork. O da demiş ki, ben Allah’a zarar vermedim ki korkayım. Ateşten Nemrut korksun.

-Bir kötünün 7 mahalleye zararı, bir iyinin 70 mahalleye yararı dokunur.

-Ne kadar güçlü olursa olsun, faydasız insan, ölü gibidir.

-Dua en büyük koruyucu zırhtır. Dua insanlara faydalı olmakla kazanılır.

-Yunus ne demiş?

Bir hastaya vardın ise

Bir içim su verdin ise

Yarın onda karşı gele

Abuhayat içmiş gibi

Hak şarabın içmiş gibi.

Sen sana bak sen sana

Hizmet eyle insana

Yağmur yağa yel ese

Kulak verme herkese

Eller ne derse desin

Sen hizmet et, yararlı ol herkese.