Nereden başlasam?
Yazmaya nereden başlasam diye düşünürken bir yazarın ünlü ve güzel sözü geldi birdenbire aklıma…
Ne diyordu;
“Sadece yazmaya başla…”
Birçok olaya uzaktan sessizce bakıyoruz sadece.
Uzaktan bakmaya bırakılıyoruz.
Karışmak ne haddimize!
Ama tepkisiz de değiliz herhalde.
Duyuyoruz…
Kendi gözlerimizle görüyoruz…
Anlatıyoruz…
Konuşuyoruz…
İnsanları düşünmeye zorluyoruz…
Arada bir de yazıyoruz, olan biteni.
Siyaset konuşuyoruz ama siyaset yapmak da ne haddimize!
Parsellenmiş kadrolarla sen-ben- bizim oğlan ele geçirince siyaset yapamıyoruz.
Siyaseti ve ülke yönetmeyi oyun haline getirmiş düşünceler artık oyunun her karesinde rol alıyorlar.
O yüzden her türlü ayak oyunlarını biliyorlar.
Keşke biz de saklambaç, çelik- çomak, sek sek gibi çocuksu oyunlar yerine bu oyunları oynayarak büyüseydik diyoruz birçoğumuz…
Bir yaşananlar var,
Bir de duyulanlar.
Kimisi zengin,
Kimisi cesaretli,
Kimisi için de daha da fakirleşen yaşamlar…
Birçoğu ise yaşamıyor sadece yaşamaya çalışıyor.
“Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz” diyen atalarımız, aynı zamanda “zenginin malı züğürdün çenesini yorar” da demiş.
İşte o yüzden ayakkabı kutularından çıkan milyonları tartışıyor benim güzel ülkem.
Tamam, tartıştık tartıştık da ne oldu?
Parayı bize mi verdiler?
Yoksa bu paraların nereden geldiğini dürüstçe söyleyip tarafsız(!) yargının karşısına mı çıktılar?
Buna sürahi ana gibi sadece “pöh” demek yakışır…
Topraklarımız kan gölü, canlı bombalar patlıyor,
Yolda,
Evde,
İşinde insanlar tedirgin.
Ağaçları sökmeyin diyen gençler öldürüldü.
Birbirimizi yiyoruz sürekli.
Yiyecek bir şeyi kalmayana kadar yemeğe kararlı bir düşüncenin hakkında,
Şimdi şöyle mi dememiz lazım;
Kandırıyorlar ama yol yapıyorlar!
Konuşmak yasak,
Yazmak yasak,
Hatta düşünmek yasak ise,
İnsanlık çağının sona erdiği döneme mi geldik biz.
İnsanlar kandırılıyor.
Birçoğu da ne olduğunu bilmeden kanmaya dünden hazır.
Biz kandırıldıklarına inandırmaya çalışıyoruz…çalışıyoruz…çalışıyoruz…
Adalet, insanın kendi üzerine düşeni yapması, en iyi ve en uygun olduğu işi yapması, herkese hak ettiğini vermesi değil midir?
Haksız karar verenler mi?
Kararı alanın imzaladığı kalemde parmak izi kalacaktır.
Ve tarih bunu ona ödetecektir mutlaka.
Her gününüz güzel olsun.