Evet, doğrudur…

 

İnsan belleği unutma özürlüdür…

 

Yaşadığımız bireysel acıları silemesek de öteleyerek yaşarız… Yaşamak zorundayız…

 

Yanılgılar, yenilgiler ve ihanetler… Sevdiklerimizi yitirmenin o derin acıları…

 

Bu acıları unutamasak da dip kuytularına atarız belleğimizin…

 

Bizi hayata bağlayan derin kök de budur galiba…

 

Sevdiklerimizi toprağa verdikten sonra iki lokma da olsa bir şeyleri yememizi sağlayan töre, hayatın devam ettiğini fısıldar bize…

 

“Ölenle ölünmez” derler ya… Aynen öyle…

 

Toplumsal akıl, nasıl bireysel akılların toplamı değilse, toplumsal acılara sebep olan yanılgı ve yenilgiler de bireysel acılardan faklı olarak unutulmaması gereken tarih resimleridir.

 

Tarih bilimi, işte bu yüzden vardır. Ve öyle ki ibret alamayanlar için tekerrür eden bir yolculuktur.

 

Bütün bunları niye söyledim?

 

Söyledim, çünkü bir “İnsaniyet Müzesi” öneriyorum, salt Türk milletine değil, bütün toplumlara…

 

Diğer uluslar, önerdiğim “İnsaniyet” Müzesi”ne ne derler bilemem, ama Türk tarihi için bu müze kurulmalıdır.

 

Türk devletlerini nasıl kurduğumuz, toplumsal yaşam, (Örneğin Türk toplumlarında kölecilik diye bir dönem hiç yaşanmamıştır) bu devletlerin yıkılmasına sebep olan dâhili ve harici etkenler… Bakılıp görülmeyenler… Bize unutturulmak istenen tarih… Kim, kiminle ve kimlerle ne yapmış? Bizim tarihimizi kendi çıkarlarına göre yeniden kurgulayıp bize okutanlar kimlerdir? Bu çakma tarih yazıcıları kimlerin devşirmesidir? Hani diyorlar ya “Tarihle yüzleşmek…” diye…

 

İnsaniyet Müzesi, gerçek bir yüzleşmenin aynalarını tutacaktır herkese…

 

Hayatın ve tarihin gerçekleriyle yüzleşmek, dersler çıkarmak ve özeleştiri yaparak mücadele etmek devrimciliğin olmazsa olmaz ilkesidir. Devrim ve karşıdevrim arasında çelişmenin kesintisizliğidir. Malum çelişmeler hayatın güç kaynağıdır, tarihin motor gücüdür.

 

Dönüp de tarihe baktığımızda kim ve/veya kimler olguları doğru okumuş, baş çelişme ve baş düşman tespitlerini doğru yapmış, kim ittifaklar stratejisi gereği doğru zamanda doğru yerde yaşamsal birlikteliklerle devrime önderlik etmiş? Kim yanlış yerde yığınak yaparak kitleleri çıkmaz sokağa getirmiş?

 

İnsaniyet Müzesi, olmuş ve ölmüş şeylerin değil, hayatın ve tarihin yaşayan gerçeklerinin aynasını tutacaktır bizlere…

 

Meraklısı için not: 1

Bu yazı sosyal paylaşım sitelerinde bayrak, flama ve slogan paylaşarak şucu veya bucu olduklarını söyleyenler için yazılmamıştır.

 

Devrimlere önderlik edenler her zaman bir azınlıktır. Yeter ki yaptıkları saptamalarda doğru zamanda, doğru yerde durarak doğru ittifaklar yapsınlar. İttifak sözünün altını kırmızı kalemle çiziniz. Türk devrim tarihinin Kemalist Devrim aşaması bakıp görenler için yeterince derslerle dolu bir birikimdir.

 

İttifakı reddedenler veya yanlış yerde ittifak kurar gibi görünenler devrimi öteleyenlerdir.

 

Meraklısı için not: 2

İnsaniyet Müzesi kurulur mu?

 

Bir gün mutlaka… Ama bu müze Kemalist Devrim’i yeniden ihya ve inşa eden devrimciler tarafından mutlaka kurulmalıdır. Tarihlerini bilmeyen ve genç kuşaklara öğretmeyen toplumlar yanılgı ve yenilgiden, tarihin tekerrür etmesinden kurtulamazlar.

 

Bu önerme, tarihe yazılmış bir mektuptur. Biz göremesek de İnsaniyet Müzesi geleceğin yolunu aydınlatacaktır.