İnsanın bu dünyada en büyük düşmanı kendi nefsidir. Yüce Allah cc. hazretleri, insanı bu dünyada en şerefli ve en değerli varlık olarak yaratmış, insanı yeryüzünde kendi halifesi yapmış, bütün nimetlerini insanın önüne sermiş ve onu bu kainatın efendisi yapmıştır.

İnsana en önemlisi akıl, fikir, mantık, düşünme gibi çok özellikli üstünlükler de vermiştir. Bütün bu nimetlerin karşılığı olarak da kendisinin tanınmasını, kendine iman edilmesini ve bu imanlarını da güzel amellerle korumamızı, bu dünyada mutlu bir ömür sürüp ahireti burada kazanıp cennete cemale ulaşmamızı da bizlere emir ve tavsiye etmiştir.

Ayrıca; ulu Allah bizleri bu dünyada nefis, şeytan ve dünya sıkıntıları ile çetin çok çetin bir sınava tabi tutmuştur. Bu sınavın en zor olanı da azgın nefsimizin bizlere olan düşmanlığıdır. Nefis şeytandan da azgındır. Ancak yüce Allah bu çetin mücadelede kendine inanan, Allah’a güvenen, ona dayanan, Allah’tan yardım dileyen kullarına mutlaka yardım edeceğini de bizlere vaadetmiştir. Çünkü, Allah’ın yardımı olmadan nefis ve şeytanın elinden kurtulmak imkansızdır.

Yüce Allah insanı ve nefsini topraktan, şeytanı ve cinleri ise dumansız ateşten yaratmıştır. Şeytan ateş, nefis taştır. Nefsimizin bize olan düşmanlığını nasıl biliriz:

1-Nefis günaha doymaz ve insana devamlı kötülüğü emreder. Telkin eder. Harama teşvik eder.

2-Sahte, geçici dünya zevklerinin peşine düşürür. İçki, kumar, zina, haksızlıklar, fitne, fesat, haset, kin, nefret duygularını körükler ve alevlendirir. Nerede fiziki ve ahlaki pislik varsa insana onu iyi gösterir. İnsanlar nefsin tuzağına bir düşerlerse nefsinin esiri olurlar. Allah korusun, kişiler dünyalarını, ahiretlerini yıkma pahasına nefsinin tuzağından kurtulamazlar. Kumara alışmış, içkiye, uyuşturucuya bulaşmış, zinaya ve diğer kötülüklere karışmış olanlar bir ömür boyu bu pisliklere devam etseler nefis yine doymaz. O insanların bu acıklı hali ölümlerine kadar devam eder.

3-Nefis ve şeytan tuzağına düşürdüğü müminleri, Allah’ın emirlerine karşı devamlı tembelleştirir. Sudan bahanelerle insanı ibadetten, namazdan, oruçtan alıkoyarlar. Bu kötü haller insanda kronikleşir ve huy haline gelir ki işte insanın mahvolması böyle olur.

*

Ulu Allah, melekleri nurdan yaratmıştır. Masumdurlar, yani günah işlemezler. Şeytanlar ise şer için yaratılmışlardır. Hayır işlemezler. Günaha doymazlar. İnsanlar ise; hem hayır ve hem de şerri içlerinde barındırırlar. Onun için insan nefis ve şeytana uyarsa insanlıktan çıkar. Şeytanlaşmış insan olur. Hatta şeytanı bile yanıltır. Eğer isterse; Allah’a yönelir, melekleşir ve melekler bile kendisine imrendiren yüce bir insan olabilir. Bu insanın elindedir. Şeytanın nefsinin esaretinden kurtulan insan kamil, olgun, saygın, Allah dostu, Muhammed aşıkı bir insan olabilir. Bu mümkündür.

Unutmayınız, cennet yolu badireli, dikenli bir yoldur. Cehennem yolu ise asfalt, şeytanın ve nefsin hızla yürüdüğü bir yoldur. Cennetin yolu nefsin tuzakları ile doludur. Nefis insanı devamlı aldatır. Ümitlendirir. Allah büyüktür der. İbadetleri engeller. Günah yollarına bizleri sürükler. Günahları işletir. Sonra da karşımıza geçer, zevkle güler. Demek ki, bizlerin en büyük düşmanı nefsimizdir. Nefisle olan mücadelemiz ölünceye kadar devam eder.

*

Bütün bunlara rağmen Allah insana öylesine güçlü bir iman ve sarsılmaz bir sabır ve dayanıklılık vermiştir ki, bizleri kötülüklere mahkum eden şeytanı da, nefsi de yenecek iradeyi vermiştir. Bizler bu irademizi kullanırsak melekleşebiliriz. Çünkü bizim gıdamız imanımız ve ulu Allahımızdır. Güzel işlerimizdir. Nefsin gıdası ise; dünya zevkleri, dünya sevgisi, dünya sevdasıdır. Halbuki hepsi boştur.

Nedir bunlar; mal sevgisi, mülk sevgisi, makam-mevki sevdası, ben-benlik, kibir, kendini beğenmişlik, şehvet, şöhret aşırılığıdır. Çaresi ise enaniyetten kurtulup güzel ahlak sahibi olmak, ibadetlerimizi eksiksiz yapmak, haramdan kaçmak, şefkat, merhamet, acıma hissi, hayır, yardımsever olmak, bunlar nefsin ve şeytanın tuzaklarına birer engeldir.

R.SAV. Efendimiz nefisle mücadele, savaşta düşmanla olan mücadeleden daha zordur. Dünyada en büyük kahraman nefsini yenendir, buyurmuştur.

Bütün kötülükler nefsimizden gelmektedir. R.SAV. hazretleri, “Yarabbi, beni gözümü yumup açıncaya kadar bile olsa nefsimin elinde bırakma” buyurmuştur.

Nefisle mücadele çetindir. Yusuf Suresinin 53. ayetinde; Hz. Yusuf, “Eğer rabbimin yardımı olmasaydı, mahvolmuştum” demiştir. Çünkü Züleyha’nın tuzağına düşmüştü.

*

Nefsimizin her istediğini verirsek nefis azgınlaşır. Ama nefsin istediklerine gem vurursak, ona hakim oluruz. Yoksa, dünyada rezil, ahirette hacil, yani daima utancımızdan boynumuz eğri oluruz.

Mevlana hazretleri buyurur ki; “Sağlam iradeli ve seciyeli insanlar asla nefislerine esir olmazlar. Bunun için başlangıç olarak az yemek, az uyumak, az konuşmak. Nefisle mücadeleye böyle başla. Mutlaka başarırsın.

7 çeşit nefis vardır.

1-Nefsi emmare: Bütün kötülüklerin anası olan nefis, kötülüğe doymayan, günah yükü nefis. Bu nefsine hakim olan dünya ve ahirete hakim olur. Nefsi emmareye esir olan dünyada sefil, ahirette rezil olur, demişlerdir.

2-Nefsi levvame: Kişi nefsinin yaptıklarına arada pişmanlık duyduğu nefistir.

3-Nefsi mutmainneh: İyilik nefsi. Devamlı insana iyiliği emreden, öğütleyen nefistir.

4-Nefsi mülhimet: İlahi ilhama mazhar olmuş güzel nefis.

5-Nefsi zekiyye: Üstün nefis.

6-Nefsi raziye: Allah’ın ve kulunun razı olduğu nefis.

7-Nefsi merdiyye: Allah’ın kulundan razı olduğu en yüce, üstün olan nefis.

Demek ki insanda 7 çeşit nefis vardır. Birincisi bizim can düşmanımız olan ve devamlı bizlere kötülüğü emreden doymazcasına günaha batıran nefsi emaremizdir. Diğer altı nefis ise bizim yararımızı amaçlayan, zarardan koruyan iyi nefislerdir.

Burada bize düşen görev, zalim nefse karşı güçlü bir irade, metin bir sabırla bu nefsin tuzaklarına düşmemektir ve daima bizlere iyiliği, güzelliği, hakkı, adaleti, ibadeti tavsiye eden ve Allah’ın razı olduğu işleri yapmamızı emreden güzel nefislerin sesine kulak vermektir. Bunu başaran müminler önce salih (kurtulmuş) sonra takva, sonra Allah’ın sevgili kulu, R.SAV.in hoş ümmeti olma şerefine ererler. Bu dünyada mutlu bir ömür sürerler. İmanla, ameli salihle ahirete göçer, selamete erişir, cennete kavuşurlar. Ne mutlu bunu başaran müminlere.

Şeytan ve nefis, insanları azdıran, onları mutlaka cehenneme sürükleyen ne kadar pis iş varsa onları güzel göstererek, güzel insanları pisliklere bulaştırarak esir ederler. Uyuşturucuya esir olmuş bir kişi nasıl bir acıklı duruma düşmüşse, nefsin ve şeytanın esiri olmuş insanlar da öyle olurlar. Allah cümlemizi korusun. Amin.