Malatya, Erzincan ve Sivas bayilerimiz yılda bir milyon kiremiti geçen satış rakamına ulaşmışlardı. Markamızın beğenildiğini belirterek kendi şehirlerine, birlikte fabrika kurmamız için bizi zorluyorlardı.

Sivas; Turhal'daki fabrikamıza çok yakın olduğundan Malatya ile Erzincan arasında tercih yapmayı kararlaştırdığımız zaman, Malatya'nın hava şartlarının daha uygun; gelişme potansiyeli açısından kendisinin ve komşu illerinin daha iyi geleceğe sahip olduğunu gördük ve Malatya'da karar kıldık. 

Malum-u aliniz; o zamanlar PKK yok, büyük şehirlerde gençler arasında sağ-sol kavgaları var.

Hammadde araştırırken Elazığ'ın daha uygun olduğunu görünce pazarlama yönünden Turhal'a 108 kilometre daha uzak oluşu tercihimizi Elazığ'a odakladı.

1973 yılında Malatya bayimiz ve kardeşleri ile fabrikamızı kurduk.

Turhal - Elazığ yolu en az ayda bir gidip geldiğim yolum oldu.

O günkü şartlarda yolculuk sekiz saat sürüyor. Yolun yarısı olan 4 saatlik kısım son derece verimsiz, bir işe yaramadığını düşündüren arazilerden oluşuyor. Ben de Türkiye'nin arazi büyüklüğü ile övünenlerin yanıldıklarını; oralar olmasa yolların belirli bir oranda kısa olacağını, ulaşım giderlerinin azalacağını, yüksek gerilim elektrik hatlarının daha kısa olacağından, maliyet ve yol kayıpları bakımından daha avantajlı olacağımızı düşünüyordum. Hatta düşünmekle kalmıyor yeri geldikçe bunu anlatıyordum. Dinleyenlerden bazıları onaylıyor, bazıları da o büyüklüğün yararı olabileceğini; maden vs. olabileceğini söylüyorlardı.

Zaman, büyüklüğün işe yarayabileceği görüşünde olanları haklı çıkardı.

Bana son gelen Çorum Haber Gazetelerinde; "ASTRA" firmasının Alaca'nın Kızkaraca köyüne güneş enerjisi santralini kurup tamamladığını, Merkez ilçenin Sırıklı köyüne de GES inşaatının ocak ayında başladığını, Temmuz ayında bitirileceğini yazıyordu.

Ayrıca bu kuruluşların arsalarında kendiliğinden çıkan otların elektrik üretim verimini düşürdüğünden kaz ve ördekle birlikte uygun bir koyun türünün beslendiğini, bir taraftan hayvanların bu alanlarda bedava beslendiğini; diğer taraftan da kuruluş arazisinin bedava temizletildiği yazıyordu.

Bunları okuyunca seneler önce Amerika'da orman yangınlarını önlemek için, gelişmiş ormanlara keçi sürüleri salınarak, kolayca tutuşup, yangına neden olabilecek kuru yaprak, küçük dal parçalarının yedirildiğini, gelişmekte olan ormana zararlılığı ile ünlü keçinin böylece faydaya dönüştürebileceğimizi okumuş ve sonra bu önemli bilgiyi yazmıştım.

Sivas'tan Tokat'a gelirken rüzgardan elektrik üreten santralleri görüyorum. Ülkem adına seviniyorum.

Seviniyorum da, ülkemizin büyüklüğünün, yarar yerine zarar verdiğini düşündüğüm günleri, bu düşünceleri de uygun bulduğum yerlerde anlatışımı anımsıyor, kendim için öfkeyle karışık mahcubiyet yaşıyorum.

İşin ilginci tarım bakımından verimli araziler için böyle bir kuruluşa veya rüzgar enerjisi kuruluşuna ruhsat isterseniz alamıyorsunuz. Arazinin tarımsal bakımdan verimsiz olma şartı var.

Özetlersek; o zamanlar, işe yaramıyor diye düşündüğümüz arazi parçaları işe yarar duruma getirilerek ülkemiz adına sevinilecek bir durum oluşturmuştur.

Bana da yaşadığımız, yazılması ve konuşulması faydalı bir kısım anıyı yazarak, okuyucularımla paylaşma durumu doğmuştur.

Not: Yazımda yanlışlarıma üzüldüğümü yazdım ama, övünüp rahatlama durumu doğdu. Onu da ekleyelim:

Geçtiğimiz cumartesi gecesi "Kim Milyoner Olmak İster" programında, yarışmacı, yazılarımı okumadığı için, tam 235 bin lira kaybetti. 250 bin lira alabilecekken 15 bin liraya düştü.

Yarışmacı;

"29 Şubat 1600 demesi gerekirken,

29 Şubat 1900" dedi ve kaybetti. Hatırlarsanız Yılbaşı ile ilgili yazımda Gregoryen Takviminin 04 Ekim 1584 günü kabul edildiğini, bu kabule göre çift sıfırlı senelerin 29 günlük uzun Şubat olması gerekirken bu durumdan çıkarılıp 28 günlük kısa şubata indirildiğini, sadece 400 senede bir 29 günlük uzun şubatın bırakıldığını; bunun da,

29 Şubat 1600 başlangıç yılı olduğunu,

29 Şubat 2000 yılında ikincisini yaşadığımızı,

29 Şubat 2400 yılında da üçüncüsünün yaşanacağını, buna göre sürüp gideceğini yazmıştım.

Bu vesile ile manevi duyguların yoğunluk kazandığı, yardımlaşma ve dayanışma duygularının arttığı,  üç ayların başlangıcı olan Regaip Kandili'nizi kutluyorum.

En güzel günler sizlerin olsun...