Yüce dinimiz İslâm, önemli ahlâki ilkeler koymuştur. Bu önemli ilkelerden birisi de insan sevgisidir.
Sevgi duygusu, insanın hemcinsleriyle arasın daki ilişki ve kaynaşmasının en önemli unsuru ve toplumsal hayatın gelişip güçlenmesinin vazgeçil mez şartıdır. Bu bakımdan Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, bütün Müslümanların kardeş oldu ğu vurgulanarak, onlar arasında güçlü bir sevgi bağı kurulması öngörülmüştür. Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki, size merha met edilsin." (1) İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülü ğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, se ninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sı cak bir dost oluvermiştir."(2)
Yüreği sevgi dolu Peygamberimiz (s.a.s) de: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçede kâmil mümin olamazsınız."(3) "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine yakınlıkta, şefkat gösterip birbirlerini koruyup kollamada bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir yerinde bir rahatsızlık olduğunda; bunu, vücudun tüm uzuvları hisseder."(4) buyurarak, sevgi ve kardeşliği öğütlemektedir.
İslâm dini'nin bu güzel öğütlerinden aldıkları il ham ile "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü" diyen Yunus Emreler, "Bu kapı ümitsizlik kapısı değildir, ne olursan ol yine gel" diyen Mevlânalar ve "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" diyen Hacı Bektaş-ı Veliler, hep sevmeye ve sevgiye çağırmışlardır.
Bir ülkenin bireylerini ve nesillerini bir araya getirip kaynaştıran sevgidir. Toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar. Sevgi ya ana-babanın evlâdını sevmesi gibi doğal olarak; ya da insanların adalet, cömertlik, edep, haya gibi ortak değer ve faziletlerde birleşmeleriyle iradi olarak gerçekleşir. Bu surette birbirini seven insanlar, kendi mutluluğunu düşündüğü kadar, diğer insanların yarar ve mutlu luklarını da düşünürler. Böylece aralarındaki birlik ve kaynaşma daha da artar.
Mevlana'nın ifadesiyle, "sevgi; acıyı tatlıya, bakırı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve kahrı rahmete dönüştürür." İnsanı hayata bağlayan zincirin en güçlü halkası ve insanı yaratanına ulaştıracak en sağlam merdiven de yine sevgidir.
İnsanlar arasında olması gereken dostlukların azalması, ona bağlı olarakda kin, öfke, hiddet ve düşmanlıkların artması çoğu kez sevgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yanlış düşünce ve davranışlarla, pek çok kötülüğün en önemli sebeplerinden biri de yine sevgi eksikliğidir. Halbuki sevgi olsa, öfkeler diner, düşmanlık duyguları biter, bir daha ortaya çıkma imkanı bulamadan kaybolup gider. Unutulmaması gereken bir hususda şudur ki, tüm faziletler, tüm iyilik ve güzellikler, sevgi ve samimiyet ortamında doğar ve gelişirler. Bu bakımdan, günümüzde yaşadığımız rahatsızlıklara karşı, Allah rızasına dayanan sevgi pınarını herkesin gönlüne akıtmamız gerekmektedir. Çünkü bu sevgi ve samimiyet olmadan, yüce dinimizin he deflediği faziletli hayat ve kâmil insan idealini yakalamamız mümkün değildir.
O halde, insan sevgisine büyük önem veren Yüce dinimiz İslâm'dan aldığımız ilham ile kalple rimizi sevgi ile dolduralım. Gönüllerimizi herkese açalım. Hak âşığı Yunus Emre'nin ifadesiyle, "Gelin tanış olalım, yad isek bilişelim. Sevelim sevilelim. Dünya kimseye kalmaz."
1 -Hucurat 10.
2-Fussilet, 34.
3-Müslim İman 93.
4-Buhari, Edep 27.