-2-

Bu açıklamayı yapan zamanın "Avrupa Topluluğu Dönem Başkanı" PKK terör örgütünü "bir isyan hareketi" olarak tanımlamaktadır. Yani olay terör değil, siyasi nitelikli bir isyan hareketidir. Son dönemde "bu siyaset" anayasamızdan Türk adının silinmesinden, milli devlet (üniter devlet) yapısı esasından koparılması yolundaki siyasi talep ve çıkışlara kadar uzanmıştır.

İngiltere devlet arşivi... "FO 371/20864/E5529" numaralı belge…

Yer, Londra'da “The National Archives”… İngiltere devlet arşivi... "FO 371/20864/E5529" numaralı belge Seyit Rıza’nın İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na yazdığı mektubun arşiv numarasıdır.

Bu mektup emperyalizmin ve işbirlikçiliğin tarihinde ne ilktir ne de son olacaktır.

“Üç milyon Kürt, sesimden ekselanslarına sesleniyor ve hükümetinizin manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı sizden istirham ediyor. Dersim Generali Seyit Rıza”

Emperyalizmin 2. Şark Meselesi’ne 21. yüzyılda Büyük Ortadoğu Projesi denilmektedir. Alt başlıklarından biri de Kürt Meselesidir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den alınacak topraklarla “Büyük Kürdistan”ın kurulmasıdır. 22 Devletin sınırlarının yeniden çizilmesidir. “Arap Baharı” denen tertiptir.

“Şeyh Sait, Seyit Rıza, Mustafa Barzani neyse Öcalan da odur” 

800 delege ile toplanan DTK’nin sonuç bildirgesini okuyan Aysel Tuğluk, “Tarihte Kürt liderleri ne ifade ediyorsa, Abdullah Öcalan da onu ifade ediyor. Hükümet ve kamuoyu bilmelidir ki, Kürtler siyasetçileriyle, kurumlarıyla hiç bir değerine asla sırtını dönmeyecektir. Şeyh Sait, Seyit Rıza, Mustafa Barzani neyse Öcalan da odur. Müzakerenin kesildiği yerden başlaması gerekir. Sonuç alınabilmesi için de Öcalan’ın özgürce siyaset yapabilmesinin koşulları yaratılmalıdır. Üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. Yeni Anayasa Kürtlerin kendi coğrafyasında dilini, kimliğini, kültürünü özgürce yaşayıp geliştirebileceği, gelecek nesillere aktarabilecek güvenceye bağlanmalıdır. Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz birlikte yaşamayı reddetmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve arzumuz demokratik Türkiye, Özerk Kürdistan şeklinde formüle edilmiştir” demektedir. Meraklısı için parantez… (Büyük Abi'nin Çocukları 11- Figen Özen) 

“İngiltere’nin Kürt halkına yüz yıllık bir borcu vardır”

Yer İngiltere… Kent ise Londra… BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İngiliz parlamentosunun alt kanadı olan “House of Commons”da yaptığı konuşmada Kürt sorununun çözümünde belirleyici olan noktanın Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu belirterek öncelikle bu hakka saygı duyulması gerektiğini söylemiştir.

Demirtaş BDP’nin “Kürt kimliğinin tanınması, bütün halkların kendi öz dillerini özgürce kullanabilmesi, Kürtlerin kendi kimlikleriyle örgütlenme ve politika yapma özgürlüğünün sağlanması ve demokratik özerklik altında Kürt halkının kendi kendini yönetmesi” olmak üzere dört temel talebinin olduğunu belirterek, “Son seçimlerde Kürt halkının yarıdan fazlasının bu çerçeveyi desteklediğini ve aslında Kürt halkının kendi kaderini belirlediğini” ileri sürmüştür…

“Şeyh Sait, Seyit Rıza, Mustafa Barzani neyse Öcalan da odur.” Sözüne mim koymuştuk değil mi?

İngiliz hükümetinin Kürt sorununun derinleşmesinde özel bir yeri olduğunun da altını çizen Demirtaş, “İngiltere’nin Kürt halkına yüz yıllık bir borcu vardır” diyerek Şeyh Sait’ten Seyit Rıza’ya, Mustafa Barzani’den Öcalan’a giden zincire yeni bir halka eklemiştir.

Demirtaş, akan kanın durdurulması için İngiltere’nin çözümden yana bir tutum takınması gerektiğini, yeni anayasanın yapım sürecinde Kürt halkının verilecek desteğin belirleyicisi olduğunu söylemiştir.

Ortadoğu’nun kaderinin belirlenmesinde Kürtlerin son derece kritik bir konumda olduğunu belirten Demirtaş, özellikle Suriye ve Irak’ta Kürtlerin belirleyici bir dinamik olduğunu ileri sürerek “Bizim Türkiye için söylediğimiz her şey dört parçaya yayılmış Kürtlerin tümü için geçerlidir. Bu anlamda dört parçadaki Kürtlerin bir araya geleceği Kürt Ulusal Konferansı’nın toplanması bizim için hayati önemdedir” demiştir. (02 Şubat 2012 Aydınlık Gazetesi)

Gelelim S. Demirtaş’ın “İngiltere’nin Kürt halkına yüz yıllık bir borcu vardır” sözüne… Emperyalistlerin insanlığa karşı yaptıkları sömürü, soykırımlar, katliamlar için bir hesap borcu vardır. Ama kendi menfur emellerini gerçekleştirmek için ülkelerdeki etnik yapıları ve inanç farklılıklarını kullanarak insanları birbirine kırdırırken olaylar istedikleri gibi seyretmeyince meydanı bırakıp ilk kaçanlar emperyalistlerdir. Ol sebepten de kimseye vefa göstermek gibi bir anlayışları yoktur.

Osmanlı’nın yumuşak karnı Ermeniler, Kürtler ve Araplardı emperyalistler için ve bu kartları kullandılar. Vahabi mezhebi İngiliz Müstemlekeler Bakanlığı’nın emriyle kurulmuş bir örgüttür. Başarılı da olmuşlardır Osmanlıyı bölmede inanç kartını kullanmada. Ancak Ermenileri ve Kürtleri kullanmada aynı başarıyı gösterememişlerdir. Çünkü Mustafa Kemal diye bir devrimci tarih sahnesine çıkmıştır. Bunun en güzel ifadesi Winston Churchill’e aittir. “Her şeyi düşündük, planladık ama Mustafa Kemal’i hesap edemedik” Bu söz  durumu kısa yoldan anlatmaktadır.

Yenilen pehlivan doymaz hesabı emperyalizm Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da Türkiye’yi bölmek için gerici isyanlar çıkartmıştır. Bu isyanlarda etnik köken ve inanç kartlarını kullanmıştır. 1945’den sonra emperyalizmin patronu ABD olmuş ama kullandığı kartlar değişmemiştir.

Barzani Bağımsızlık Peşinde…

Basına yansıyan iddialara göre Kuzey Irak Kürt lideri Mesut Barzani bağımsız devlet ilanı kararı almış ve Talabani’nin Irak Yurtsever Birliği, PKK ve Kürt muhalefet hareketinde Nurşivan Mustafa’nın Goran (Değişim) grubuyla görüşmelere başlamıştır.

PKK’nın Türkiye’de ayaklanmaya varacak hazırlıkların yanı sıra uluslararası alanda yeni hamleler peşinde olduğu basına yansımıştır.

Avrupa’daki PKK kaynaklarından sızan bilgilere göre Birleşmiş Milletler’e başvurulacaktır. Halen BM’de Kürt sorununun ele alınması ve Kürtlere gözlemci statüsü tanınması için 18 bin başvuru yapıldığı ileri sürülmektedir. (28 Ocak 2012 Aydınlık Gazetesi)

Son dönemde milletin tüm milli değerlerine, en başta Atatürk olmak üzere, Türk ordusuna, andına, milli bayramlarına, gençliğe hitabeye ve hatta İstiklâl Marşı’na başlatılan sistemli bir saldırı Türk milletinin tarih sahnesinden silinmesi için sürdürülen Haçlı Savaşı’nın dayatmasıdır.

Ne diyordu İngiliz Harbiye Nazırı Lord Kitchener?, “Türkleri dünya haritasından silinceye kadar, harbe devam etmeliyiz”…

Emperyalistlere cevabı ise yine Türk milleti verecektir. Her türlü etnik, dini, siyasi ayrılığı öteleyerek emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı birleşecek onları yeniden denize dökecektir. Emir Kocatepe’den verilmiştir. “Türk milleti, ilk hedefiniz Akdeniz’dir… İleri!”