- haberin mutfağı -

Saygın bir din adamına sorduk, “inat”ın dinimizdeki karşılığının ne olduğunu…
“Haram” dedi.
“Faiz lobisi”ne bir kere “çakmış” bulunduğumuzdan, faiz oranları ile kur’u kontrol etmeye (dün geceye kadar) kimse yanaşamadığı için döviz rezervimizin ne kadar eridiğini, ulusal ekonomimizin ne oranda kayba uğradığını ise ekonomistlere sormamız gerek.
*
Yine din adamlarımıza açıktan bir soru daha yöneltmemiz gerek:
Hırsızlığa bile bile lades, günaha ortak olmak anlamına gelir mi, gelmez mi?
*
Ekonomideki bozulmanın nedeni, Gezi Parkı olayları ile 17 Aralık operasyonları imiş!
İnanan inanır, ama gerçek neden “inat”!
Her türlü bozulmanın altında, “dediğim dedikçi” toplumu germe inadı yatıyor.
Milletin ruh sağlığındaki bozulma, emin olun ki, ekonomideki bozulmadan çok daha tahrip edici.
Kimse laf anlatamıyor ki…
Kimsenin lafını dinlemiyor ki…
*
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Balyoz davası için bilirkişilerin hazırladığı raporun TÜBİTAK’ı bağlamayacağını söylemiş.
İnsanların suçsuz yere hapis yatmaları, vicdan sahiplerini hiç mi bağlamaz peki?
“Biz yapmadık paralel devlet yaptı” savunması, idare erkini ellerinde bulunduranları sorumluluktan tamamen kurtarır mı?
“Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım” şiarına ne oldu?
Caiz midir haksızlığa-hukuksuzluğa seyirci kalmak?
- haberci -