Çocukluk yıllarımızdan beri laikliği, “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması” olarak biliriz.

Laiklik, devletin dini inançlar bakımından ayrım gözetmemesi, siyasal ve toplumsal düzenin, akıl ve bilime dayanan beşeri iradeden kaynaklanması olarak ifade ediliyor.

Hiç kuşku yok ki, Atatürk’ün, çağdaşlık ve uygarlık adına en temel ilkelerinin başında gelen laiklik, aynı zamanda inanç özgürlüğünün de en büyük güvencesi olarak anayasamızda yer alıyor.

*

1924 Anayasası’nda yer alan “Devletin dini İslam dinidir” maddesi, 10 Nisan 1928’deki değişiklikle kaldırıldı. Böylelikle, laiklik yolunda ilk adım atılmış oldu. 1937’de ise laiklik, değiştirilemez temel bir ilke olarak Anayasamıza girdi.

Bu yüzden, dün itibariyle 92. yılını kutladığımız laiklik ilkemizin hayata geçişi, çağdaş Türkiye’nin altyapısını oluşturan unsurların başında geliyor. Bir başka deyişle, Büyük Atatürk’ün, çağdaş ve demokratik açılımları sağlamak üzere öngördüğü dinamik yapının temel taşlarından biri.

Ve sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti, “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”…

*

Din ve vicdan özgürlüğünün, toplumsal barışın güvencesi olan laikliğin önemini anlamamakta ısrar edenlerin varlığı inkâr edilemez bir gerçek.

Ama, cumhuriyet kuşaklarının büyük bir çoğunlukla, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri konusundaki kararlılıklarını ve bağlılıklarını koruduklarından da eminiz.

*

Hep söylediğimiz gibi, ülkemizde barış ve kardeşliğin çimentosu, ırk, dil, din, mezhep, felsefi inanç ve siyasi görüş farklılıklarını aynı potada eriten “ulusal birlik” anlayışıdır.

Bu bakımdan, laikliği, din ve vicdan özgürlüğü yanında, toplumsal bütünlüğün de güvencesi olarak değerlendirmemiz gerekir.

Atatürk ilkeleri ışığında, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek, “bir ve beraber” olduğumuzda güçlüyüz.

Şu sıkıntılı “pandemi” günlerinde de en büyük güvencemiz budur; birlik ve beraberliğimiz, kardeşliğimizdir.

Onun için, laikliğin 92. yıldönümünü, istisnasız tüm vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden bağlı her insanımızın coşkuyla kutlaması gerektiğine inanıyoruz.