Kadın ve erkeklerin davranış biçimleri arasındaki farklılık tarih boyunca cevaplanması gereken bir soru olarak aşılmaz dağ misali herkesi meşgul etmiştir.

Her davranış, şüphesiz belli bir sürecin sonucudur ve mutlaka bir sebebi bir kökü vardır. “Kadın niye böyle yapar veya erkek niye böyle yapmaz?” sorularının kök hücresi meyve toplayıcılığı ve avcılık döneminde yapılan ilk işbölümü ile başlamıştır. Erkekler avlanmaya başlar, kadınlar da meyve toplamaya. Erkek ayaklıya, uçana, kaçana atmak ve vurmak zorundadır. Avcılık… Kadın ise ağaç dallarından yaptığı ilkel sepete meyve toplamaktadır. Bu eyleme seçicilik de diyebiliriz.

İnsan eliyle üretilen av aletleri erkeğin buluşudur ki zaman içinde savaşlarda da kullanılacaktır. Kadın üretimi olan ağaç dallarından sepet ise bugün kullanılan kadın çantalarının atasıdır.

Kadın topladığı meyveleri sepete doldurmaktadır. Bir diğer deyişle seçicidir. Erkek ise avının kalitesine bakacak durumda değildir. Ne demiştik, ayaklıyı, uçanı kaçanı avlamak zorundadır.

Sinemada yapılan kadrajı biz de tarihte yapalım. Bir marketteyiz. Erkek müşteri sağ eliyle alışveriş arabasını sürerken, sol elinde bir sipariş listesi vardır. Avcılık günlerinden kalan bir kültür geni, biz buna davranış geni de diyebiliriz, onun çabuk, seri davranmasına sebep olmaktadır. Ölçmüşler, erkeklerin markette kalma süreleri kadınlardan az.

Marketteki müşteri kadın ise gayet sakindir. Bu rahatlık onun meyve toplayıcılığı günlerinden gelen bir davranış biçimidir. Pek de acelesi yoktur. O seçicidir çünkü. Raftan aldığı ürünü son kullanma tarihi başta olmak üzere inceler. Markette dolaşırken o raftakilerden farklı bir ürün görürseniz eğer o büyük bir olasılıkla kadın müşteri tarafından bırakılmıştır. Çünkü kadın müşteri bir diğer ürünü ilk aldığına tercih etmiştir.

Son kullanma tarihi yakın yoğurt aldığım için az laf işitmedim. Ogün bugündür en titizlendiğim ürünün yoğurt olması bu sebeptendir.

Dallardan yapılan sepetlerin kadınların kullandığı çantaları atası olduğunu söylemiştim. Bir anı fotoğrafı…

Müzisyenlik yaptığım dönemde işi bitirdik. Solistimiz Aysel Hanım’ın arabası var. Beni ve kemancı arkadaşı evlerimize yakın yerlere bırakıyor, sağ olsun.

Mevsim kış… Gece yarısı ve hava soğuk. Arabanın yanında Aysel Hanım’ı bekliyoruz. Gecikti. Büyük bir telâşla geldi ve çantasına bakarak, “Arabamın anahtarını çalmışlar” dedi.

“Anahtar çalınsaydı arabanız burada olamazdı” dedimse de dinleyen kim? Söylenip duruyor, “Acaba masada mı kaldı?” diyerek. İşyerine geri döndü.

Geri geldiğinde panik durumu iyice artmıştı. Takılmış plak gibi, “Arabamın anahtarını çaldılar” diye söyleniyordu.

“Üşüdük Aysel Hanım” dedim, “İzin verirseniz çantanıza bir de ben bakabilir miyim?”

Çantasını uzatır uzatmaz elimi uzatıp arabanın anahtarını aldım ve “Haydi gidelim” dedim, “Epey üşüdük zira.”

Tarihteki ilk işbölümündeki kültür geninden gelen bu davranışı çözmeden yani kadınların ellerine geçen her şeyi rastgele çantalarına atmalarına çok kızıyordum. Ta ki niye böyle yaptıklarını anlayana kadar. Bu davranışın istisnaları yok mudur? Vardır elbette. Ama istisnalar üzerinden genelleme yapmak ve bir teori vaz etmek ne yazık ki mümkün değildir.

Bir anı fotoğrafı daha…

Bir gün evdeyim telefonla arayan bir hanım arkadaş “Neredesin?” diye sordu. Evde olduğumu söyleyince de kahve içmeye geleceğini söyledi.

Geldiğinde hayli sinirliydi. Sordum, “Hayırdır” diye.

“Daha ne olsun?” dedi, “Erkek milleti işte…” PTT’den emekli maaşımı çekmeye gittim. Sıra beklerken adamın biri kahve içelim mi?” dedi.

Mesele anlaşılmıştı. Hayli sakin bir sesle sordum, “Gittin mi kahve içmeye?”

“Gitmedim” dedi, “O herifle kahve mi içerim ben…”

Evet, ne demiştik? Erkek avcı, kadın seçici… Bunları anlatmaya çalıştımsa da nafile. Her öfkenin bir ömrü var. Şimdi bunları anlatsam hatırlar mı acaba? Ah bu kültür genleri…

Bir de vesikalık anı… “Cep telefonumu çaldır lütfen, çantamda bulamıyorum”

Çantaları tasarlayanlar ise erkeklerdir hep. Envaiçeşit iç cep, dış cep yaparlar, irili ufaklı kadın çantalarına. O eski, en eski kültür geni hep baskın çıkar.

Erkek avcı, kadınlar ise meyve toplayıcısı bir diğer deyişle seçici. Kültür geni şimdilik gen mühendislerinin ilga alanına girmiyor bildiğim kadarıyla. Davranış bilimcilere ise kolay gelsin.