Bir adam ölmüş ve öbür dünyada yargılanmak üzere sırasını bekliyormuş. Sıra kendisine gelip mahkeme salonuna girdiğinde bir de ne görsün?

Yargıç kürsüsünde bir insan oturuyor. Tanık sandalyesinde ise Tanrı yerini almış.

Adam şaşkın,

"Aman Tanrım, bu nasıl oluyor? Beni senin yargılayacağını sanmıştım. Oysa orada hakim olarak bir insan oturuyor."

Tanrı gülümsemiş,

"Ben hiçbir zaman sizi yargılamadım. Sonsuz sevgimle, ne yapmayı seçtiyseniz, sizi seçiminizde özgür bıraktım. Bana yargılamak değil, sevmek yakışır. Çünkü ben saf sevgiyim. Sizi kendimden yarattığım için sizi yargılamak kendimi yargılamak olur. Ayrıca benim yargılamama ne gerek var ki? Her şeyi bilen ben,sadece burada tanıklık ediyorum. Dünyada olduğu gibi burada da insanlar tarafından yargılanıyorsunuz. Birazdan salonu, hayattayken, senin zarar verdiğin, hoşgörülü davranmadığın, yargıladığın, kalplerini kırdığın insanlar dolduracak. Onlara kendini affettirmeye çalış. Onlar seni affederse ne ala. Çünkü cennetin yolu onların affından geçiyor." demiş.

Adam merakla sormuş: "Peki ya affetmezlerse ne olacak?

"Tanrı yine sevgiyle gülümsemiş,

"Ben cenneti de, cehennemi de yeryüzünde yarattım. Seni tekrar yeryüzüne göndereceğim. Orada öyle bir yaşam süreceksin ki, tüm yaptığın kötülükler, verdiğin zararlar sana aynen yaşatılacak. Yani ettiğini bulacaksın. Ama bunun amacı sana ceza vermek değil. Sadece o insanların hissettiklerini bizzat yaşayıp anlaman, yaptığın kötülüklerin bilincine varman. İşte o zaman sen kendini affetmiş olacaksın."

Adam bir süre düşünmüş, "Peki, cennet nasıl bir yer?" diye sormuş Tanrı'ya.

"Cennet, bir yer değil, bir bilinç düzeyidir evladım.

Dünyada mutlu, huzur ve sevgi dolu, insanlara destek olmaktan haz duyan, yarattığım canlı ve cansız her varlığa saygı göstermeyi bilen insanlar var ya, işte onlar, dünyada cenneti yeniden yaratmaları için geri gönderdiğim cennetliklerdir. Cennet de dünyadan başka yerde değil." demiş Tanrı.

"Ama kutsal kitap bana öyle öğretmedi." diye karşı çıkmış adam.

"Kutsal olan tek şey yaşamdır. Ben o kitapları kutsal kılmadım. Siz kıldınız. Her şeye sevgi ile bakmasını bilerek yaşayan insan, en büyük ibadeti yapandır." demiş Tanrı.

"Peki dünyaya döndüğümde doğru yolu görmemde yardımcı olacak mısın?" diye sormuş adam.

"Ben bunun için siz insanların içine "vicdan" denen bir pusula koydum. Eğer bu pusulanın etrafına ördüğünüz kalın bencillik duvarlarını yıkarsanız, vicdanınızın yani benim sesimi kolaylıkla işitebilirsiniz."

"Peki biz insanlara ne kadar yakında bulunuyorsun?" diye sormuş adam.

"Hem size şah damarınızdan daha yakınım, hem de düşman olduğunuz kadar sizden uzağım." demiş Tanrı. "Çünkü düşmanlarınız da Ben'im. Siz de Ben'imsiniz."

"Yani mahkeme salonunda insanlara hiç mi hesap sormuyorsun Tanrı'm?"

"Sadece iki sorum oluyor tüm insanlara" diye gülmüş tanrı :

"Dünya okulunda ne kadar sevmeyi öğrendiniz?   Ne kadar bilgi  kazandınız?"

ŞU SON BİR HAFTADA,MISIR’DA, 500 KİŞİ ÖLDÜRÜLMÜŞ, 8000’E YAKIN KİŞİ YARALI…

KENDİ KENDİLERİNİ  TÜKETEN ZAVALLILAR…

DÜNYA YÜZÜNDE YAŞANAN BU NE BİTMEK BİLMEZ  KAN  İÇME  ARZUSU ???

BU NE BİTMEK BİLMEZ CEHALET !!!

ŞU TAPTIKLARI DÜNYA  KİME KALMIŞ, KAFALARINI ÇEVİRİP BİR BAKSINLAR GERİYE.

ÜSTTEKİ  KISSA, SOMUTLAŞTIRILMIŞ BİR SENARYO  BELKİ. AMA TEK  GERÇEK, “ADALET”  DENEN BİRŞEYE  İNANIYORSAK  EĞER, DÜNYANIN SULTANI OLSAKTA, HER ŞEYDEN SIYRILIP, HER  ZERRESİNİN  HESABINI  VERECEĞİZ. DERS ALALIM ARTIK….

ŞEYTAN GÖREVİNİ DURMAK, DİNLENMEK BİLMEDEN SON HIZ YERİNE  GETİRİYOR.

PEKİ  YA  NEREDELER  “MELEKLERDEN ÜSTÜN”  YARATILMIŞLAR ???.....

*     *     *

Vladimir Putin'in Duma'daki Milletvekilleri, parlamento ve Rus kalkına seslenişinden çıkarılacak dersler... ADAM OLANA...

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 4 Şubat 2013 tarihinde, Duma'da (Rusya Parlamentosu) Rusya'daki azınlıklarla ilgili gerginlik hakkında bir konuşma yaptı. Dedi ki:

RUSYA'DA RUSLAR YAŞAR!

Herhangi bir azınlık, Rusya'da çalışmak ve yiyip içip yaşamak istiyorsa "RUSÇA" konuşmalı ve RUS YASALARINA saygılı olmalıdır. Yok, eğer Şeriat hukukunu tercih ediyorlarsa, o yasaların geçerli olduğu ülkelere gitmelerini tavsiye ederiz. Rusya'nın azınlıklara ihtiyacı yoktur. Azınlıklar Rusya'ya muhtaçtır ve "ayrımcılık" için ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, yasalarımızı değiştirmeyeceğiz ve onlara "ÖZEL AYRIMCILIK" tanımayacağız. Bir ULUS olarak hayatta kalmak istiyorsak, Amerika, İngiltere, Hollanda ve Fransa tarihlerinden daha iyi dersler çıkarmalıyız. Rus gelenek ve görenekleri, azınlıkların ilkel ve eksik kültürleriyle uyumlu değildir. Bu onurlu "Yasama Organı" (DUMA) yeni yasalar çıkarmayı düşünüyorsa bu azınlıkların "RUS OLMADIKLARINI" dikkate alarak, öncelikle "ULUSAL ÇIKARLARI" göz önünde tutmalıdır! " Duma'daki politikacılar Putin'i tam beş dakika süreyle ayakta alkışladı. . . . .