15 Haziran 2015 günlü “Seçim Sonucunu Nasıl Okumalı” yazımdan bir alıntı: “Sonuç olarak diyebiliriz ki:
-Sürekli dillendirilen yolsuzluklardan hesap sorulacaksa...
-Sürekli itiraz edilen yasalarda düzenlemeler yapılacaksa...
-Artık bu ülke, şu darbe anayasasından kurtulacaksa...
-Ve de eğer Türkiye; iç kavgayla boğuşan, iktidarsız bir Türkiye olmayacaksa...
Muhalefet partileri seçmenin verdiği görevi üslenmeli, iktidar görevini almalıdır. Kırmızı çizgilere iktidar penceresinden bakarak çözüm bulmalıdır.
Yani muhalefet, evelemeyi gevelemeyi bırakmalı ve de iktidar olma korkusunu üzerinden atmalıdır” demiştim.
***
Çünkü:
-13 yıldır tüm konuşmalarda ve tüm mitinglerde yolsuzluklarla, Cumhuriyeti tahrip etmekle, ülkenin bölünmesinin önünü açmakla, komşularla düşman olmakla AKP iktidarı bombalanmıştı.
-Halk 7 Haziran’da söyleyeceğini söylemiş, AKP iktidarına kırmızı kart, muhalefete yeşil kart göstermiş ve de bir ölçüde muhalefete artık iktidar ol, hesap soracaksan sor demişti.
-Yani muhalefete ‘güçbirliği yapın’ diyerek, iktidar kapısının önünü az da olsa açmıştı.
-Ama muhalefet, çok önemli bir makam olan meclis başkanlığında bile ittifak yapamadı.
-İktidar sarsıldı gitti gidiyor diyen MHP, boş oylarla büyük bir siyasi hata yaptı. Söylemlerinin ve iddialarının, yalnız seçim malzemesi olduğu algısı yarattı.
Oysaki:
Meclis Başkanı, devlet erkinde Cumhurbaşkanından sonra gelen ikinci makam idi.
Meclis Başkanı seçimi, muhalefetin ikinci bir güç göstergesi olacakken AKP iktidarının güç gösterisine dönüştü.
***
İşte bu nedenle muhalefete diyoruz ki:
-Mademki ülke büyük bir tehlike altında dediniz...
-Mademki bölünme riski büyük dediniz...
-Ve mademki ülkenin siyasi itibarı kalmadı, ekonomi çökmek üzere dediniz...
-Öyleyse, neden iktidar olmaktan kaçınıyorsunuz?
-Neden halen muhalefette kalmak istiyorsunuz?
-Yoksa! İktidar olmaktan mı korkuyorsunuz?
-Ezberlerin bozulacağından, kırmızı çizgilerin iktidarda devam edemeyeceğinden mi endişe ediyorsunuz??
-Cemaatlerin gücü mü sizi korkutuyor?
-Ya da muhalefette olmanın rahatlığı kaçacak diye mi korkuyorsunuz?
***
Ve daha da önemlisi:
-İtiraz ettiğiniz sorunların, masanıza konulacağından mı korkuyorsunuz?
-Bölgedeki gelişmelerin arkasındaki güçler mi sizi ürkütüyor?
-ABD'den referans almadan iktidar olunamayacak korkusunu mu yaşıyorsunuz?
-Siyasete müdahil derin iradeden mi çekiniyorsunuz?
-Ya da Irak'taki, Suriye'deki son gelişmeler mi ürkütüyor?
***
Görünüyor ki, yurtsever olmak kolay değil beyler...
Büyük güçlere karşı milli bir duruş göstermek kolay değil.
Bunun için ilkeli olmak gerekir. Bunun için yürekli olmak gerekir. Bunun için halkın sağduyusuna güvenmek gerekir beyler...
Oysaki halk, TÜSİAD’ın temsil ettiği iş dünyası ve küresel güçlerin istediği AKP-CHP koalisyonunu değil, muhalefetin iktidar olmasını istemişti. İktidar iradesini eline almasını istemiş, 7 Haziran seçiminde bu mesajı vermişti.
***
Evet beyler, hani iktidardan hesap soracaktınız...
-Hani 8 Haziran sabahı “Yeni Bir Türkiye” diyordunuz...
-Hani 13 yıllık “kaos” sona erecek diyordunuz...
-Hani 30 Mart yerel seçimlerindeki kasetler...
-Ya yolsuzluk iddialarınız...
-Ya seçim mitinglerinde söyledikleriniz...
Yoksa bunlar, seçim dönemlerinde söylenen rutin sözler ve iddialar mıydı?
İşte yarınki yazımız, bu söylediklerinizden bir derleme olacak beyler.
Ve beyler bilesiniz ki, siyaset devlet yönetme sanatıdır, halkla kafa bulmak değil...