YAZ SAATİ UYGULAMASI
Geçmişte yaz saati uygulamasının başladığı günlerden birinde; beyefendinin biri ,‘Yaz saatinin sağladığı tasarrufu ben anlayamıyorum’ demişti. Üstelik devlet dairelerinin birinde müdürdü. O günden beri yaz saati uygulaması başladığında tasarrufun nasıl olduğunu anlatmak isterdim. Kısmet bugüne imiş.
Üstelik geçtiğimiz Salı günü, yurt genelinde, elektriksiz korkunç saatler geçirdik. Elektriğin yaşamımıza ne kadar girdiğini, yapılacak tasarrufun önemini anlamış olduk.
2015 yaz saatinin uygulaması 15 Ekim günü bitiyor. O güne kadar uygulanan gün sayısı 211 günü buluyor. Bu aydınlanma için kullanılan elektriğin 211 saat daha az yanması demektir.
Nasıl oluyor da 211 saat az aydınlanma elektriği kullanılabiliyor? Bir saat erken yatılmış oluyor da ondan oluyor.
Bu gün( 3 Nisan Cuma) İstanbul’da güneş 19.39’da batıyor. Saat 23’de (11) yatmayı uygulayan insan 3 saat 21 dakika elektrik yakmış olacak. Saatler ileri alınmamış olsaydı güneş 18.39’da batmış olacaktı. Saat 23’de yatan insan 4 saat 21 dakika elektrik yakmış olacaktı.
Ben konuşurken sözümün kesilmesine çok kızıyorum. Doktora gittim, “Uzun anlatıyorsun. Sözünü kesenlerin haklı tarafı var” dedi.
İnşallah uzun olmadan elektrik tasarrufunu anlatmış oldum.
PARILDAYAN MEYVELER
Marketlerde meyveler pırlanta gibi parlamaya başladı.
Neden olduğunu sordum; “Parafinle kaplayıp parlatıyorlar” dediler.
“Zirai mücadele ilaçlarının zehiri ne oluyor” diye sordum; “Parafinin altında kalıyor” dediler.
“Meyvelerin kabukları vitamin bakımından en zengin yerleri. Meyveyi kabuğu ile yemek risk alanına mı girdi?” diye sordum.
“Aynen öyle” dediler.
Öğrenmiş oldum. Öğrendiklerimi anlattım. Parlak meyveleri ne kadar yıkarsanız yıkayın; kabuğu ile yemek zarar verebilir.
Yani sizi, sonunda işi parlatıyoruz derken; alacağınız vitaminden de ettiler.
Ne diyeyim? “Allah ıslah etsin!” demekten başka elimden bir şey gelmiyor.
En güzel günler sizlerin olsun.