Bu gün okuyucularıma iç karartıcı yazı yazmamaya karar vermiştim.  Sevgi üzerine bir şeyler yazmayı düşünürken,

Düşündüm…

Düşündüm…

Baktım ki her sevda da ayrılık var…

Şarkılarda gurbet,

Türkülerde hasret,

Şiirlerde hüzün var…

Erol Evgin’in söylediği gibi;

“Sen yoksan yine,

Bense yorgun ve yalnızsam,

Hele bir de,bir de canım

Hasretine kapılmışsam,

Ve gözümde tütüyorsan buram buram,

İşte o an bir fırtına kopar,

Sanki o an yer yerinden oynar,

 Hoyrat bir rüzgar eserken,

Sallanan gemi misal,

Sallanır durur içimde dünya”

YOLU SEVGİDEN GEÇENLERE, SEVİP DE AYRILANLARA HEDİYEM OLSUN;

İHTİYAÇ DUYULAN TEK ŞEY SEVGİ DEĞİL Mİ?

Zorlu bir savaşın cesetleri gibi yatıyoruz yan yana,

Her şey mahalle baskısının yasaklarına uygun günah oluyor sonra.

Karanlıkla süzülüyor içime yıkım 

Dur! diyorum olmuyor… Git! diyorum olmuyor… yıkılıyorum.

Uçurumları başucuma koyuyorum…

Sonra beni soruyorlar bana,

Tanımıyorum diyorum  tanımıyorum… 

 Bir çığlığın doğuşu gibi ölüyor içimdeki ben. 

Bir uçurumlar kalıyor bir de yıkımlar.

Bir ben kalıyorum… bir de yalnızlık.

Bıraktığım gibi misin hala.

Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün, 

Hala ellerinden tutup sevgileri dipsiz kuyuya salıyor musun  ağlayarak…

Küçücük bir dokunuşa “son durağım” diyebiliyor musun?

Oysa ben,

Sana diller uzanır diye,

Attım kendimi ayrı yerlere.

Acım gözyaşım oldu, aktı içime.

Sesim sana değer diye,

Kestim sesimi sen duyup da acılanma diye.

Sarıp sarmaladım, kundakladım seni,

Yükledim sırtıma vebalini.

Bırak günahlarda benim olsun.

Yokluğunda,

En büyük umutlarımı üzerime giyeceğim,

Ve

Sensizliğe göğüs gereceğim.

İhtiyaç duyduğum tek şey SEVGİYDİ,

Oda sendin sendin sadece…

Her Gününüz Güzel Olsun.