Yine gündeme alınır oldu. Yine gündemi belirler oldu.

Erdoğan, “Bütün mesele, parlamentoya geldiği zaman parlamentodan geçtiği anda benim için onaylamamak diye bir şey yoktur, onaylarım” dedi.

Geçmişte de partisinin 3 Kasım 2012 günü Kızılcahamam kampında, idamın yeniden getirilmesini ifade etmişti. Aynı dönemde ardından Endonezya’da, ardından Trabzon’da aynı konuyu dillendirmişti. Ve de Türkiye’nin gündemine idam konusu ta o günlerde girivermişti.

Neredeyse ülkedeki Kürt sorunu, terör sorunu, asayiş sorunu, çocuk cinayetleri sorunu, taciz-tecavüz sorunu, kadın cinayetleri sorunu idam konusuna hapsedilir oldu.

Ve bugün siyasetin gündemine, medyanın gündemine yerleştirilir oldu.

***

Önce Türkiye’de idamın tarihçesine kısaca bir bakalım.

Türkiye’de 1920 - 1984 arasında 712 kişi idam edilmiştir. Son idam 1984 yılında sol görüşlü Hıdır Aslan’dır. İstiklal mahkemelerinin verdiği idam kararları bu sayının dışındadır. Ve 1500 - 2000 arasında olduğu ifade edilmektedir.

Türkiye’de idamlar, daha çok siyasal sistemin dizaynı ve toplumun disiplinize edilmesi için kullanılmıştır. Özellikle de siyasal muhalefetin kırılması hedeflenmiştir. 1960, 1971, 1980 askeri dönemlerinde yapılan idamlar çok net bir kanıttır.

Ne yazık ki o yıllarda, siyasal nedenlerle yapılan idamlar toplumu büyük ölçüde sarsmış ve yaralamıştır. Özellikle de 12 Eylül 1980 darbecilerinin “bir sağdan bir soldan” diyerek yaptığı idamları bu toplum asla unutmamıştır.

İdamın kaldırıldığı dönemin iktidarı DSP-MHP-ANAP koalisyonudur. Koalisyon Hükümetinin önerisiyle anayasanın 38. maddesinde gerekli değişiklikler yapılmıştır. 9 Ağustos 2002 tarih ve 4771 sayılı yasayla da “Savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilmez” kararıyla idam cezası kaldırılmıştır.

Zaten 1984’ten idamın kaldırıldığı güne kadar da verilen hiçbir idam kararı uygulanmamıştır.

***

Bugün Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkede idam cezası yoktur.

BM üyesi 193 ülkeden Türkiye dahil 86 ülke idam cezasını tümüyle kaldırmıştır.

Halen 74 ülkede tam olarak uygulanmaktadır. Bunun 37’si Asya ülkesi, 33’ü Afrika ülkesidir. Bir kısım ülkelerde ise yasalarında olmasına karşın idam cezası uygulanmaz olmuştur. Ama yine de dünya genelinde idam cezası, artık tümüyle kaldırılma sürecine girmiştir.

Çünkü idam geri dönüşü olmayan bir cezadır.

Özellikle siyasi nedenlerle uygulanan idam cezaları, toplumda tamiri mümkün olmayan yaralar açmaktadır. Toplumsal birliğin inşa edilmesinde en büyük engel olmaktadır.

***

Ülkemizdeki idamlar buna tam bir örnektir.

1960’larda Başbakan Menderes ve iki bakanın idamı (17 Eylül 1961), 1970’lerde Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idamı (6 Mayıs 1972), 1980’lerde yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’le 50 kişinin idamı neyi çözmüştür. Bu ülkeyi daha mı barışık yapmıştır?

Peki böyle bir geçmiş yaşanmışken, Cumhurbaşkanı Erdoğan idamın geri getirilmesini niçin gündeme taşımıştır?

Koalisyon hükümeti mecliste idamı görüşürken, 10 Haziran 2002 günü AKP’nin Silivri İlçe Başkanlığı açılışındaki konuşmasında “Türkiye, artık AB’nin kenar mahallesi olmaktan kurtarılmalı, idam cezası tamamen kalkmalı. Bunun için hükümete destek vermeye hazırız” diyen Erdoğan...

12 Eylül darbecilerinin “Bir sağdan, bir soldan” diye idam ettiği Mustafa Pehlivanoğlu’nun ailesine yazdığı mektubu, 20 Temmuz 2010 günü partisinin grup konuşmasında okurken gözyaşlarını tutamayan o günün Başbakanı Erdoğan...

Ayrıca 2003, 2004 ve 2006 yıllarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) idamın kaldırılmasıyla ilgili protokollerinin, AKP Hükümeti tarafından kabul edilmesini ve gerekli yasal değişikliklerle idam cezasının tümüyle kaldırılmasını imzalayan Erdoğan...

Bugün idamın geri gelmesini neden tartışmaya açmıştır?

***

Amaç nedir?

Amaç, ocağına ateş düşmüş insanlarımızın duygularını siyasette mi kullanmaktır?

Amaç, milliyetçi damarla bir gönül bağı mı kurmaktır?

Amaç, yapay bir gündem yaratmak ve bununla muhalefeti zaafa mı uğratmaktır?

Evet, ülkede yapılan idam tartışmalarının Avrupa Birliği’ne (AB) girmek isteyen Türkiye’yi, Avrupa’dan uzaklaştıracağının bilinmesine karşılık amaç nedir?

Kaldı ki idam cezasının kaldırılması, Avrupa Birliği’ne girmenin de bir ön koşuludur.

Peki, gelinen bu noktada yapılması gereken nedir?

Yapılması gereken, ülke sorunlarının çözümünü idama bağlar gibi hiç de inandırıcı olmayan bu çağdışı anlayışı bırakmaktır.

Ve de kuruluşundan bugüne çağdaş bir cumhuriyet olmayı hedeflemiş ülkemizin, bu değerlerden uzaklaşmasını sağlayan gereksiz bir tartışmayı gündemden kaldırmaktır.