Sene 1980. 12 Eylül ihtilali öncesi. Batman Mobil Sevkiyat Bürosu Amiriyim. Makam arabam 34 plakalı beyaz Renault. Güneydoğuda 34 plakalı beyaz Renault arabayı kullananlara MİT mensubu gözüyle bakarlar. Ve onları herhangi bir kargaşada ilk yok edilecek insanlar olarak hedefe koyarlar. Allah’tan ben Batman Yeşiltepespor futbol takımını çalıştırdığım için bana ayrı bir gözle bakarlardı.

Bir Mayıs sabahı makam arabamla Batman’dan Mersin’e gidiyorum. Silvan’ı geçtim, yolu kesen iki kişi beni durdurdu. Birinin belinde tabanca var. Kasette Geçen hafta ölen İskilip’li hemşehrim Yılmaz Yüksel’in Uşşak şarkısı, “Gönlüme gir doğ güneşim, kalbimi yak aşk ateşim” şarkısı çalıyor. Camı açtım, “Buyrun kardeşim,”  dedim. Tabancalı adam “ Ben de severim bu şarkıyı” dedi. Ben de, “Çok sevindim, müzik güzeldir kardeşim ” dedim.

Adam gülerek, “De git kardeşim, bu güzel şarkıyı ve müziği seven bir insana kötülük yapamam ben” dedi. Ben de sevinçle teşekkür ederek yoluma devam ettim.

Sanırım, adamların niyeti beni öldürerek arabayı çalmaktı. Çok şükür bu güzel şarkı hayatımı kurtardı. Bu vesileyle Yılmaz Yüksel üstadımı sevgi, saygı ve rahmetle anıyor, ruhuna Fatiha gönderiyorum.

Coşkun sabah’ı ve “Anılar” şarkısını çok severim. Sözlerini Ahmet Selçuk İlkan’ın yazdığı

Coşkun Sabah’ın Kürdi makamında bestelediği şu güzel şarkı yıllarca hep dilimdedir.

Bu akşam içimde hüzün var / Gözümde canlandı anılar,
Ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum / Bu akşam içimde hüzün var…
Sensiz geçmiyor bu akşamlar / Gönlümde dinmiyor arzular,
Kavuşmak istiyorum, sarılmak istiyorum / Bak bizi bekliyor anılar…
Anılar, anılar şimdi gözümde canlandılar / Anılar, anılar beni bu akşam ağlattılar…

Batman’da hayata devam ediyorum. Bir hafta sonu Diyarbakır-Çorumspor maçını seyretmek için rahmetli bayimiz Burhan Yıldız’dan yardımcım Urfa’lı Mahmut Yılmaz’la bana iki bilet almasını rica ettim. Pazar günü bayinin verdiği iki korumayla maça gittik. Maçta Çorumspor’lu futbolcular aleyhine küfürlerle karışık korkunç bir tezahürat başladı. Hakem Sadık Deda seyirci baskısıyla bütün takdir haklarını Diyarbakır lehine kullandı.

Bir karambolde faulle karışık bir gol yedik.

Sonlara doğru hakem bir penaltı yarattı. Maç 2-0 oldu. Bir ara ağza alınmaz küfür ve hakaretler devam ederken ben ayağa kalkarak, “Ayıp be kardeşim, Çorum’lu futbolculara ağza alınmayacak küfürler ederek hakemle maç alıyorsunuz, utanın” dedim. Arkadan bir yığın adam “Sus ulan…. çocuğu” diyerek bana doğru geldiler. Korumalar silah çekerek beni kollamaya çalıştığı sırada bir adam yanıma gelerek;

“Gardaş sen Çorum’lu musun, küfürler için kusura bakma “ dedi.

Sonradan öğrendim,  yanıma gelen adam Diyarbakırspor kulübü başkanıymış.

Maçtan çok geç çıktık. Gecenin ilerleyen saatlerinde Batman’a dönerken Silvan’ı ve Malabadi köprüsünü geçince konvoya kaldık. Arabayı ben kullanıyorum. Konvoy çok ağır gidiyor. Bir ara ben öndeki aracı solladım. Arkamızdan kurşun yağmaya başladı. Meğer geçtiğim araç Jandarma aracıymış. Öfkeyle arabadan dindiğimde kurşunlar başımın üstünden vızıldayarak geçti. Koşarak jandarma aracına gittim. “Ulan düşmana mı kurşun atıyorsunuz? “ diyerek jandarmanın yakasına yapıştım. Jandarma korktu, “Konvoyda sollama olmaz efendim ” dedi. “Nerden bileyim, söylemediniz ki” dedim. Yani o gece konvoyda masum bir sollama yaptığım için pisi pisine ölecektim. 

12 Eylül öncesi Batman’da çok zor günler yaşadık. İhtilalden sonra birazcık ortalık duruldu.

Bir gece Kurtalan Ekspresinin PKK tarafından soyulduğunu ve bir Vatmanın öldürüldüğünü duyduk. Adamlar soygunda bir kadının göğsüne el atınca Vatman, “ayıp be kardeşim, kadının mahrem yerine el atılır mı?” deyince Vatman’ı öldürmüşler. 

Trenden inerlerken soygunculardan biri “Kenan’a (Kenan Evren) selam söyleyin” demiş.

Batman’da Sağlık Ocağı doktoru Osmancık’lı İsmail Gökgöz. Cumhuriyet  Savcısı Çorum lisesinden arkadaşım İskilip’li Tuğdur Yazgan. Ben de Batman’lıların tabiriyle Mobil müdürüyüm. Yani o zamanlar Batman’da biz Çorum’luların borusu ötüyor.

Kurtalan Ekspresini soyarak “Kenan’a selam söyleyin” diyen soyguncuların yakalandığı haberi geldi. Sanırım onlar da bir şekilde cezalandırılmışlar. 

BAADDİN ESPRİLERİ

1—Bir Yunan karikatüründe, böğründe ABD yazılı koskoca bir anne domuz yatmış, yavruları PKK’yı, İşid’i Taliban’ı, Hizbullah’ı, Bokoharam’ı emziriyor.

2—Rusya’ya gitmek için Sputnik, Çin’e gitmek için Sinovac, Avrupa’ya gitmek için Biontec, İngiltere’ye gitmek için Astra Zeneca aşısı yaptırmak lazım.

Türkiye’ye girebilmek için ise parmak arası terlik yeterli.

3—Son kuşlarda boğuldu. Yollar çamur, çimenler söküldü, ormanlar yandı. Eyy... çocuk, biz renkli baharlar yaşadık. Uçurtmalar uçurduk, tozlara bulandık, sizlere kıyamet kaldı. Özür dileriz. 

4—Büyük bir tren garında elinde bir valizi olan küçük bir çocuk istasyon görevlisine soruyor. “ Affedersiniz bayım, daha iyi bir dünyaya giden bir tren var mı?”

5—Kadın bir yoldaştır, aldatmayın. Kadın bir ışıktır, söndürmeyin. Kadın bir umuttur, yok etmeyin. Kadın bir annedir, öldürmeyin.

                                                         25 Ağustos 2021 / Mehmet Özata