21 Ocak 2019 günü Halk TV'de Gürkan Hacır'ın sunduğu "Şimdiki Zaman" programında "Organlarımı bir dangalağa bağışlamam" dedi.

"Elin dangalağına organ verip onu yaşatmanın anlamı yok" dedi.

Ne yazık ki, bu sözü söyleyen kişi sıradan biri değildir. Dünyaca ünlü bir deprem bilimcisidir. İTÜ Öğretim üyesi bir profesör ve Cumhuriyet Bilim-Teknik dergisinde bilimsel yazılar yazmış bir yazardır Celal Şengör.

Bu nedenle söyledikleri önemlidir. Ve de bu nedenle sormak gerekir...

Peki, kimdir bu dangalak, kimdir bu elin oğlu?

-Bugün organ, doku ve hücre nakli bekleyen Anadolu insanı mıdır dangalak?

-Ve de bekleme listelerinde kayıtlı 30 binden fazla Türk insanı mıdır elin oğlu?

Evet, sormak gerekir...

Ününü halkı aşağılamak için kullanan ünlü bilim adamı Prof. Celal Şengör'e ve de Celal Şengör gibi düşünenlere sormak gerekir...

***

Daha önce de birkaç kez yazmıştım Celal Şengör'ün sözlerini.

Yine de dünya çapında ünlü bir bilim adamı olmasına karşın Türk halkından, Anadolu insanından, hatta ülkesinden bu kadar nefret eden bu bilim adamının nefret dolu sözlerini, bir kez daha hatırlayalım dedim.

-Bir yıl önce de 28 Şubat 2018 günü bir toplantıda, Kanuni için "salak" diyerek gündeme düşmüştü; sonra da çıkıp özür dilemişti.

Ve yine CNN TÜRK kanalında Enver Aysever'le yaptığı bir söyleşide:

-"Darbe zorunlu ameliyat gibidir" diyerek darbeleri meşru görmüştü.

-"Bizans'ı Osmanlı'ya tercih ederim" diyerek Osmanlı'ya duyduğu nefreti kusmuştu.

-22 Kasım 2015 günü Radikal Gazetesi'nde kendisiyle yapılan bir söyleşide ise "dışkı yedirmek işkence değildir" diyerek işkenceyi savunmuştu.

***

Ve yine bu söyleşide "Hayatımda hiç ekmek almadım" ve de "Hiç halkın içine çıkmadım" diyen Celal Şengör:

-"Bizim cahil olmamızın en önemli sebebi Türkiye'de aristokrasinin olmamasıdır" demişti.

-"Bu toplumu bir oligarşi yönetmeli" demişti.

-"Eğitimsiz kesim hiç oy kullanmamalı" demişti.

-"Türkiye bir Afganistan'dır, Türkiye benim gördüğüm en ilkel ülkelerden biridir" elemişti.

Yani demişti de demişti, ülkesinden ve halkından nefret eden Celal Şengör...

-Ve de "Tevrat, İncil, Kuran Ortadoğu masallarıdır" demişti.

***

"Deniz Gezmiş bir şakidir" diyerek 68 kuşağına duyduğu nefreti dillendiren Celal Şengör:

-Hayatında mahkemeye gitmemişti. Yazdığı bir yazıdan, söylediği bir sözden yargılanmamıştı.

-Hayatında bir karakola düşmemiş, bir işkence görmemiş, bir cezaevinde yatmamıştı.

-Hayatında bu toplum için hiç düşünmemişti.

-Hayatında hiç bir demokratik eyleme katılmamıştı.

-Cumhuriyet Gazetesi yazarları içinde yer almıştı; ama Cumhuriyet yazarlarından işkence görenleri, düşüncesini hayatıyla ödeyenleri; mahkeme salonlarında, karakollarda, cezaevlerinde ömür geçirmiş olanları hiç görmemişti.

İşte böyle bir Cumhuriyet yazarı olmuştu Celal Şengör!

***

Ve böyle bir kimlik sergilerken ve de bu sözleri söylerken;

-Nazım Hikmet'ten, Uğur Mumcu'dan, İlhan Selçuk'tan utanmamıştı.

-Ahmet Taner Kışlalı'dan, Muammer Aksoy'dan, Ümit Kaftancıoğlu'ndan utanmamıştı.

-Bahriye Üçok'tan, Necip Hablemitoğlu'ndan, Turan Dursun'dan ve de Server Tanilli'den hiç utanmamıştı.

Ne yazık ki, Atatürk'ü kendine sığınak yapmıştı bu profesör...

Ama kendi halkından, kendi ülkesinden hep nefret etmişti bu bilim adamı.

İşte böyle bir bilim adamı olmuştu Prof. Celal Şengör...

***

Ve bu ünlü bilim adamı;

Cumhuriyet tarihinin en karanlık bir devri olan 12 Eylül darbesine alkış tutmuş, darbenin komutanlarına "emret komutanım" demişti.

Ve "Asmayalım da besleyelim mi?" diyen, "Eşitlik olsun diye bir sağdan bir soldan astık" diyen Kenan Evren için;

"Kenan Evren akıllı bir adamdır, 12 Eylül'de yaptığı her şeyi onaylıyorum" demişti.

Cenazesine katılamadığı için çok üzülmüş, ama cenazesine "Sana Müteşekkiriz Nur İçinde Yat Komutanım" yazılı çelenk göndermişti.

İşte böyle bir aydın olmuştu Celal Şengör...