Hz. Muhammed SAV. de; “Bütün insanlar hata yaparlar, hatalıların en hayırlısı hatasından hemen dönenlerdir” buyurur ve “Hatayı gizleyenin hatası gizlenir. Başkasının hatasını ortaya atanın ayıplarını da Allah açıklar” buyurmuştur.

İslam zan ve şüpheli işi asla nazara almaz. Buradaki incelik gerek kul hakkı ve gerekse kamu hakkını ihlal varsa diğer insanları bu suçu işleyenlerden korumak amaçlı açıklanabilir. “Tehlikeli biridir, kendinizi koruyun” denilebilir.

Bu durumun hassasiyetini ifade için Hz. Ömer R.A.’e isnat edilen ve kayıtlara geçen bir olayı hafızalarda kalması için naklediyorum.

Hz. Ömer Dünyada peygamberlerden sonra en adil bir halifedir. Kılı kırk yararcasına kul ve Allah hakkını koruyan, Fırat Nehri köprüsünden geçerken köprünün bozukluğu nedeni ile bacağı kırılan ve nehre düşen keçinin vebalini Allah Medine’deki Ömer’den sorar anlayışı ile adalet sergileyen bir idareci, halifedir.

Geceleri sık sık Medine sokaklarını, çadırları kontrol eder. Asayiş ve emniyetin teminini sağlardı.

Bilgili ve kültürlü, belli başlı birisinin geceleri evinde gizli gizli içkili meclis kurduğu, alem yaptığı ihbar edildi. Hz. Ömer gece denetimleri ile ün yapmış adil bir devlet reisi. Derhal tedbirini alıyor. Görevli zaptiyelerle ihbar edilen adrese geliyorlar. Her tarafı yüksek duvarla çevrili, kapısı kilitli bir mekan. Normal şartlarda içeriye girmek imkansız. Kapıyı açamıyorlar. Haber de veremiyorlar. Çünkü baskın. Bir merdivenle duvardan aşıp evin avlusuna giriyorlar. Gerçekten evin içinde bir işret, içki meclisi kurulmuş. Erkek-kadın eğleniyorlar. Tabii ki esas sorun içki alemi. Hz. Ömer cürmü meşhut (suçüstü) yapıyor ve hane sahibine hiç sormadan izin alınmadan kişinin özeline girmiştir. Hane sahibine; 1)80 değnek had cezası, 2)Teşhir; sokaklarda dolaştırılması gibi cezalar veriyor.

İçki meclisini gizli olarak evinde gece kuran kişi, Müslüman olmadan önce içkiye müptela olmuş. Bilgin ve kültürlü, bilinçli saygın bir kişi. Halife Hz. Ömer’e; hüküm vermekte acele etme, beni dinle, yargıla. Sonra karar ver. Ben içki içmekle bir günah, suç işledim. Oysa siz birkaç suçu birden işlediniz. Ben içkinin haram olduğunu biliyorum. Allah biliyor ki ben bu illetten kurtulmaya azimliyim. Ancak kolay değil. Sizin bu husustaki hatalarınız şunlardır;

1)Ben bu işi gizli yapıyorum. Allah kimsenin gizli hallerini araştırmayın ve açığa vurmayın (Nisa, 148. ayet) buyuruyor. Siz bu ayete aykırı davrandınız.

2)Kimsenin hakkında tecessüs ve zan yapmayın diyor. Siz beni suçlamak için bana yargısız infaz yapıyorsunuz.

3)Allah evlere girerken kapıdan girin diyor. (Bakara 189) Siz duvardan atladınız.

4)Evlere girerken izin alınız diyor (Nur, 27. ayet) Siz gizlice girdiniz.

5)Bir suç (içki) gizli işlenirse had=ceza vurulmaz. Siz 80 değnek hükmettiniz. (Fıkhüssünne 4. cilt, Seyyit Sabık, Sh.233)

6)Bir kişiye aynı suçtan iki ceza verilmez. Siz benim hakkımda teşhir edilme hüküm verdiniz. Bunların hepsi şeriata aykırıdır. Ben bir suç işledim ey Halifeyi Ruyi Zemin (Ey yeryüzünün adil halifesi) Siz 5 suç işlediniz. İçkide had cezası veya teşhir. Caddede açıktan açığa içilirse veya meyhane gibi umuma açık bir yerde içilirse had vurulması gerekir, deyince, Hz. Ömer bütün sertliğini terk edip son derece hoşgörülü bir tavırla bu bilgin ama içki belasına duçar kişiyi bağışlıyor. Hikaye edildiğine göre bu zat içkiyi terkediyor. Hz. Ömer’in danışmanlarından oluyor.

(SÜRECEK)