İslam tarihinde ilk hoşgörü örneği Hz. Adem’in oğlu Habil’in kendisini öldürmek isteyen kardeşi Kabil’e karşı “Andolsun ki, sen beni öldürmek istesen de ben sana elimi uzatmayacağım” (Maide, 28. ayet.) sözüdür ve çok önemlidir.

Özellikle de ceberut, zalim ve gaddar insanların korkunç davranışlarına karşı en etkin, makul ve mert davranış şekli hoşgörüye sığınmaktır. Çünkü tehlikede olan bir cana dünyada hiçbir şey bedel olamaz, canın kurtulması esastır. Çünkü cihan cana bedel değildir. Cihanı versen giden canı geri getiremezsin.

İslam tarihi bu gibi olayların erişilmez yücelikte hoşgörü örnekleri ile doludur. Müslümanların çoğunlukta zaafları bu güzel örnekleri bildikleri, inandıkları halde sırf nefsani ve dünyevi, hatta şeytani düşüncelerle bu asil hoşgörü örneklerini hayatımıza yansıtamamamızdır. Bunu yapmadığımız, iç ve dış mihrakların oyunlarını kendi süfli menfaatlerimizle birleştirerek hareket ettiğimiz müddetçe İslam milletinin burnu çamurdan çıkmayacak, dünyada büyük acılardan, ahirette ise ilahi azaptan kurtulamayacaklardır.

1500 senedir değişmeyen ve kıyamete kadar da hiç değişmeyecek olan bir gerçek vardır. O da Allah’ın kutlu ve mutlu resulü Hz. Muhammed SAV.in bütün insanlığa yegane ve tek örnek olmasıdır. Fert, aile, toplum ve toplumlar bunu başardıkları an, hem dünyada hem de ahirette ebedi, mutludurlar. Aksi halde şirazesi kopmuş iplik yumağı gibi dolaşıklıktan asla kurtulamayacaklardır.

Öyle ise, yüce Allah’ın bu konudaki emrine kulak verelim.

“Andolsun ki, yemin ederim ki, Allah’ın resulü Hz. Muhammed SAV. Allah’a ve ahiret gününe kavuşmak, mutluluğa erişmek ve Allah’ı çok zikredenler için en güzel bir örnektir. (Onun yaşayışı sizin için en etkin bir modeldir.)” (Azhap suresi, 21. ayet, sh.419)

Şimdi, bu ilahi kanun ortada iken, insanların model aramaları insanları felakete götüren bir yoldur. Bu yazımızda bu güzel örneklerden çokça sunacağız ve insanlarımızı muhtemel tehlikelere karşı uyaracak ve onların korunmalarından mutlu olacağız.

Şimdi, bugün dünya global bir köy haline gelmiştir. Köyde yaşayan bir kardeşimiz köyünde olan bir hadiseyi ve dünyanın öbür ucunda meydana gelen bir olayı aynı anda öğrenebiliyor. Yani komşusunun halini internetten hemen görüyor. Erişilmez bir iletişim ağının örüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Kötü niyetli insanlar bu teknolojik imkanı kullanarak dünyayı birbirine katıyor, yalanı yılan haline getirebiliyorlar. İşte böyle bir zamanda din, dil, ırk, etnik köken, mezhep, meşrep, tarikat, siyasi düşünceler, ekonomik çıkar çatışmaları kötüye kullanılmak suretiyle dünyayı savaş alanına döndürebiliyorlar. Böyle bir durumda elimizde en büyük koz ve etkin silah bu yalanlara inanmamak, hoşgörü kalkanını hiçbir zaman elimizden bırakmamak, bütün olaylara hoşgörü ile yaklaşmaktır.

Alemlere rahmet olarak gönderilen (Enbiya Suresi 107. ayet) Hz. Muhammed SAV.’in eşsiz bir hoşgörü örneği:

farklı din mensuplarına, inanç özgürlüğü açısından son derece toleranslı davranmış, eşi benzeri az bulunur hoşgörü davranışları sergilemiştir.

(SÜRECEK)