Her güne internetten Çorum Haber’i okuyarak başlıyorum. Anlıyorum ki, sizler de ülkemizde yaşanan ekonomik krizden ve hayatın kargaşasından bunalmış durumdasınız.

Böyle durumlarda ben, “Görmedim ömrümün asude geçen bir demini” diyerek, kadere isyan edip, musikinin ruhuma iyi gelen nağmeleriyle hayata tutunmaya çalışıyorum.

Sizlere de tavsiye ederim, ruhunuza iyi gelir.

Yıllar önce izlediğim “Aşk Bahçesi” adlı bir filmde Natalie Wood; “Sararan çimenlerin yeşilliğini, solan güllerin rengini hiçbir şey geri getiremez ama yine de hayat yaşamaya değer” demişti. Hayatı çok güzel yorumlayan Jean de la Bruyere de;

'Hayat hissedenler için bir facia, düşünenler için ise bir komedidir.” diyor.

Açıkçası, enseyi fazla karartmadan, her şeyi dert etmeden hayatı yaşayacaksınız.

Yaklaşık altı ay önce Yuval Noah Harari’nin Homo Sapiens adlı kitabını okudum.

Homo Sapiens, bilgin insan (bilen insan, akıllı insan, kültür insanı) anlamına gelirmiş.

Bugün yeryüzünde yaşayan insan ırklarının hepsini içine alan akıllı insan türüne Homo Sapiens deniyor. Bu deyimi ilk defa İsveç’li doğa araştırıcısı Linne kullanmıştır.

Homo Sapiens’i okuduktan sonra aynı yazarın Homo Deus adlı kitabını okumaya başladım. Çok ağır ifadeler içeren Homo Deus’u bir aydır bitiremedim.

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Home Deus’da çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor.

İsrail’li 42 yaşındaki Tarih Profesörü Yuval Noah Harari, İnsanlığın ölümsüzlük, Tanrısallık ve mutluluk peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında inceliyor.

Yola “önemsiz bir hayvan” olarak çıkan Homo Sapiens, ilginç ve gizemli yolculuk sonrası Tanrılar katına ulaşmayı düşlüyormuş.

İnsanın, inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekâsı ve kudreti dışında herhangi bir alâmeti farikası var mıdır?

Homo Deus’un bir sayfasını en az beş dakikada okuyorum. Okurken ilgimi çeken ilginç saptamaları not aldım. Şimdi sizlere kısaca o notları anlatacağım.

Doğal seçilim, 4 milyar yıldır bedenlerimizin orasını burasını kurcalayarak amipten sürüngenlere, oradan memelilere ve sonunda Sapiens’e dönüşmemize yol açan ince ayarlar yapıyormuş.

Anlamın ve otoritenin kaynağı göklerden insan duygularına kaydıkça tüm kâinatın doğası da değişmeye başlayacakmış.

Geçtiğimiz yüzyılda bilim insanları Sapiens’in kara kutusunun kapağını aralamış ve orada ne ruh, ne özgür irade ve ne de benlik bulamamış. Aynı fiziksel ve kimyasal yasalara tabi genler,hormonlarla nöronlar gerçekliğin geri kalanına hükmediyormuş.

Yaklaşık 37 trilyon hücreden meydana gelen bedenimiz zihnimizle beraber her gün sayısız değişimler geçiriyormuş.

Homo Deus, insanlığın 21. Yüz yılda ölümsüzlüğe ulaşıp, daimi mutluluğu yakalayacağı ve Tanrı’ya ulaşacağı iddialarından yola çıkmış.

BİRAZ DA GÜLELİM / BAADDİN FIKRALARI

1-Bir kadın (hobi olarak) her zaman haklıdır ama, hobi olarak yine de tartışır.

2-Sen, havuzu bir yandan doldururken bir yandan da boşaltan, bir de bunu kaç saatte yaptığını hesaplayan bir neslin evladısın. Büyük düşün!

3-Bu dünyaya boş vererek, dünyayı batılılara bırakıp yalnızca ahret için yaşayan müslümanların mutluluğu da elbette bu dünya için değildir!

4-Eskiden yemeğe başlarken besmele çekilirdi, şimdi selfi çekiliyor, sonra da instagrama konuluyor.

5-Bana kim beddua ediyorsa tebrik ediyorum. Hiç ıskalamıyor vallahi, bravo!

6-Fetöcü imam fetva vermiş, “Mahşer günü yaradanın sorgusuz sualsiz cennete koyacağı tek cemaat Gülen cemaatidir.” demiş. Vatandaşın birisi de “Ahret sorularını da mı çaldınız ulan hainler?” diye cevap vermiş.

7-25 cm topukla bütün gün dolaşabilen, 2 saat makyaj yapan ve üstelik çocuk doğurabilen bir türle tartışıp haklı çıkacağını sanan erkeklere şaşarım.

3 Ekim 2018