Eskilerin “nev-i şahsına münhasır” dediği cinsten garip bir ülkeyiz.

Acayip, garip ve de trajikomik.

Ahlaksızların erdem nutukları attığı, hırsızların dürüstlük dersi vermeye kalktığı;

Dinsizlerin dindar geçinip, yoksulların varsıl, varsılların yoksul görünmeye çalıştığı; Katillerin, yedikleri haltları, vatan millet için yaptıklarını savladığı;

Canilerin, esrar kaçakçılarının “vatan seninle gurur duyuyor” nidalarıyla teşvik edildiği, Hayatında tek bir ağaç dikmemiş çevre düşmanlarının çevreci geçindiği… garip ve matrak bir ülkeyiz.

Herkes her bir şeyci!

Ve de herkes çevreci!

Herkesin “her bir şeyci” olmalarını pek umursamıyorum da; herkesin “çevreci” olması çok güldürüyor beni.

Politikacılarımız, bürokratlarımız, öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz, yaşlılarımız, gençlerimiz, hepsi çevreci!

Okulunun bahçesini ağaçlandırmaya, çiçeklendirmeye çalışan öğretmenimize, okul müdürünün emriyle su verilmiyor. Adı, sanı önemli değil, Alanya’mızdaki bu okulun müdürü de çevreci!

Okullarımızın tamamına yakınının bahçesi toz toprak ya da dandik asfalt. Tek bir dikili ağaç yok Bu okullarımızın öğretmenleri de müdürleri de çevreci!

Öğrencilerine; “TEMA VAKFI da neymiş? Sakın ola bu Vakfa üye olmayın, ayni ya da nakdi yardımda bulunmayın. Kim bilir bu paralar nereye harcanıyor!” diyen muhterem öğretmenim de çevreci!

Doğal dokuyu, tarihi mirası, arkeolojik sitleri, endemik bitki ve hayvan türlerini katletme pahasına; turistik tesis yapan turizmcilerimiz de çevreci! Ve hatta bunlar, ordinaryüs çevreci!

Belediyeye ait olup, tarafımdan ağaçlandırılan, her türlü bakımı tarafımdan finanse edilen, (eski) evimin önündeki yeşil alanın ağaçlarını budattığım işçiye; “Yavrum, o ağacı dibinden kesersen, sana bir coca cola…” diyen apartman komşusu teyzem de çevreci!

Milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyesi aday adaylarının tamamı katıksız ve de sapına kadar çevreci!

Yeşil Alanya’yı ve Yeşil Bursa’yı; Betonkent Alanya, Betonkent Bursa yapanlar da çevreci!

Restoran ve kafelerini, denizin içine kadar sokan işletmeciler(!) ve bu işgalcilere izin veren Alanya Belediyesi de çevreci!

Dünya harikası Uzun Göl’ün çevresini betonla çevirip; gölü, havuz yapan zihniyet de çevreci!

… …

Bir Sayın Cumhurbaşkanımız ve kabinesi eksik kalmıştı; şimdi onlar da çevreci oldular…

Onlar da poşet çevrecileri!…

Malum, artık paralı oldu poşetler.

Tanesi 25 Kuruş.

Hadi bundan sonra o çevre düşmanları; o 25 Kuruşları, dağlara, taşlara, ormanlara, ırmaklara, denizlere atsınlar da bi görelim!…

Kurtulduk gayrı bu alışveriş poşetlerinden!

Bunlardan kurtulduk da; ambalaj poşetlerinin durumu; örneğin makarna, tuz, şeker, pirinç, bulgur gibi gıda maddelerinin poşetleri; katı deterjanların poşetleri; plastikten mamul meşrubat, su ve diğer likit deterjanların şişeleri ne olacak?

Bu ürünleri üretenler, nasıl çevreci(!) yapılacak!

* * *

Bir başka konu…

Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı?

“Bu kapitalizmin gözü kör olsun. Yağmalamadık deniz kıyısı, kesip biçmedikleri ağaç, talan etmedikleri orman bırakmadılar.”

Aynen katılıyorum Sayın Cumhurbaşkanımıza!

Gözü kör olsun kapitalizmin!

Deniz kıyılarını yağmalayanların ve de yağmalattıranların;

Kentlerimizin içindeki yeşil alanları talan edenlerin ve ettirenlerin;

Trabzon Yaylaları’nı parsel parsel Katarlılara satanların;

Ve de Kaz Dağlarını, Kuzey Ormanlarını talan edenlerin ve ettirenlerin;

Talanlara ve yağmalamalara göz yumanların gözü kör olsun.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi;

“Gözü kör olsun kapitalizmin!

Ve de gözü kör olsun çevre düşmanlarının!”