Son günlerde, sanal ortamlarda, Bengü Türk TV Yapımcısı Murat İde yapımı bir paylaşım (video klip) dolanıyor.

Paylaşımın adı, “Her Şeyi Duyduk, Peki Ya Bu Sesleri?…”

İzlemeyen varsa, izlesin ve tartsın kendini.

Düşünsün… Hiçbir şey yapamıyorsa, kendisi için bir şeyler yapsın; kendisine çeki düzen versin…

*   *   *

Murat İde, adı geçen o yapımında, (popüler dizilerin bildik görüntüleri fonunda) dizi koliklere sesleniyor.

Diyor ki;

“…Hanımın Çiftliği’nde yatıp kalkıyorduk, ekonomimiz gibiydi çiftlik. Hiç pamuk toplayan görmedik ama yiyen içen çoktu maşallah.

Aşk-ı Memnu’nun Adnan Bey’ini dert ettik günlerce. Üçüncü sayfaya haber olacak namussuzluklar için, ‘Allah korusun’ diye kulağımızı tutup, tahtaya 3 kez bile vurmadık...

Vurmak bir yana, (utanmadan) gözyaşı döktük, büyük gördüğümüz aşklara…

Muhteşem Yüzyıl’da; Hürrem-Mahidevran kavgasında, saflarımızı belirledik.

Kimi zama, Sırp mı, Rus mu olduğu bilinmez Hürrem’den (*) yana olduk; kimi zaman da Kanuni’nin diğer sevdalısı Mahidevran’dan yana...

’Memlekette neler oluyor?’a, cevap bulamadık ama Kavak Yelleri’nin aşk labirentlerinde dolanmayı pekâlâ becerebildik.

Kapalı kapılar ardında dönen dolapları göremedik ama Asmalı Konak’ın bütün odalarını inceden inceye ezberledik.

Yaprak Dökümü film değildi aslında; sararıp solduğumuzu fısıldıyordu bize.

Geleceğimizi teslim ettiklerimizin kimin eli kimin cebinde olduğunu bilemedik amma; Ali Rıza Bey’in kızlarının her anına, vakıf olduk.

Unutulmaz yalanlarla kandırdık kendimizi Binbir Gece Masalları’nda. Bilmem kaç yüz bin dolarlık ahlaksız teklifi, bugün bile unutmadık hâlâ…

……

Ekran başı serüvenimiz devam ediyor, edecek de… Lakin gerçek serüvenimize yabancıyız hâlâ.

Kurtlar Vadisi’nde kurtların değil, aslında ‘hırtların’ olduğunu da anlayamadık pek.

Ve Öyle Bir Geçti Ki Zaman, Ali Kaptan’ın bile haberi yoktu geminin su aldığından. Sonunda küçük bir sırla baş başa kaldık…”

*   *   *

Klibin tam bu noktasında, Murat İde, susuyor.

Aysel Tuğluk’un görüntüsü geliyor ekrana; “Demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz!!!!...” diyor, o iğrenç sesiyle…

Ardından da kurşun seslerinin kulakları tırmaladığı bir çatışma ortamında; Yüzbaşı Zafer’in, yürekleri dağlayan telsiz konuşmaları yansıyor ekrana.

Yüzbaşı Zafer, “Güvendağ’da pusuya düşürüldük Komutanım… Acil takviye birliklere ihtiyacımız var Komutanım… Acil helikopterlere ihtiyacımız var…” diyor, birkaç kez umutsuzca…

Sonra da o pusuda, PKK’lı itler tarafından haince öldürülen Mehmetçiklerimizin ölü yüzleri geliyor ekrana…

*   *   *

Murat İde, soruyor.

“Her sesi duydunuz, her yüzü gördünüz, her öyküyü ezberlediniz;  peki… gerçeklerin sesini hiç yakından duydunuz mu ?

Örneğin bu yüzleri hatırlıyor musunuz? Pusuya düşürülüp, haince, öldürülen askerlerimizin bu yüzlerini?... .

Öykü değil bu. Her birinin yaşamı, birer roman aslında...

Survivor da değil bu. O vahşi dağlardaki yaşamın ta kendisi bu.

Nihat Doğan, gözleri olmayan solucanların gözlerinden mana çıkar(ır)dı. Biz hâlâ anlamaya çalışıyoruz olan biteni.

Anlamak için dinlemek; dinlemek için de söz şart. Söz için de ses…

13 şehidimizi uğurluyoruz şimdi, onların derdi Mahidevran’ınkinden de büyük, Adnan Bey’inkinden de...

Hürrem, çok mutlu gerçek hayatta, hiç dert etmeyin.

Adnan Bey’in yeğeni, yeni sevgililer buluyor. Cemile’nin de Bodrum sahillerindeki keyfine diyecek yok…

Ali Kaptan, Göçek Koylarında, yatta tatil yapıyor…

Unutamadıklarımızda sorun yok anlayacağınız; ateş, unuttuklarımızın ocağında…

Demem o ki; hiç değilse bu anı, hazır sezon finalleri de yapılmışken hatırlayalım gerçek hayatımızda.

Onlar filmlere başlarken, mola verdiğimiz gerçek hayatımızı, bari onlar mola vermişken hatırlayalım.

Evlatlarımız gidiyor ve giden evlatlarımız aldıkları her nefesle de ‘hatırlanmayı’ hak ediyorlar.

Kurtlar Vadisi’nin Çakır’ı için cenaze töreni düzenleyen Türkiye’m, unutma bunları. 

Öyle Bir Geçer Ki Zaman, bu küçük sırlarla baş başa kalırsın…

Öyle Bir Geçer Ki Zaman; uyanıveririz uykudan.

Ama… ama iş işten geçmiş olur o zaman..

Bilmem anlatabildim mi?”

*   *   *

Burada bitiyor klip.

Benim yüreğim zor dayandı, uzun süre kalkamadım yerinden.

Siz de izleyin, sizde etkisi ne olacak görün bakalım…

Tartın şöyle bir kendinizi…

(*)Özel bilgi notu; Hürrem, Musevi dinini benimsemiş Hazar Türklerindendir. Yani ne Sırp’tır ne de Rus, öz be öz TÜRK’tür. İ.H.