Bu hafta, 24 Kasım 1928’de yeni harflerin öğretimini başlatan büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “Başöğretmen” unvanının veriliş gününün anısına ihdas edilen; “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü yaşadık güzel ülkemizde.

Yazıma başlarken, hayatlarını öğretmenliğin mânâsına adayan geçmiş zamanların, bu mânâ ile yaşayan bugünün ve de gelecekte yaşayacak olan öğretmenlerimizin günlerini kutluyorum.

Ceyhun Atuf Kansu’nun sanırım en çok "Dünyanın Bütün Çiçekleri" şiiri bilinir. Hayatlarını öğretmenliğin mânâsına adamış olan tüm öğretmenlerimiz bu şiiri hemen anımsarlar, çoğu dizeleri de ezberlerindedir.

Bu şiirin duygu dolu her satırını Ceyhun Atuf Kansu yıkılan okul duvarının altında kalarak yaşamını yitiren idealist öğretmen Şefik Sınığ’a adamıştır. Şiirin ilk dizesi Şefik öğretmenin yaşamdaki son sözleriyle başlar: “Bana çiçek getirin, dünyanın bü-tün çiçeklerini buraya getirin.”

Bu şiiri özel kılan ayrı bir öyküsünün olduğunu değerli bir dostumdan gelen ileti sayesinde öğrendim ve siz değerli okuyucularım ile de paylaşmak istedim. Şefik Öğretmen ve Dünyanın Bütün Çiçekleri'nin öyküsü 2000 yılında ilk kez emekli Öğretmen Mümtaz Başkaya tarafından kaleme alınmış. Öykü özetle şöyle:

"Rahmetli Şefik öğretmen 1925 yılında Konya Seydişehir'de dünyaya gelir. Küçük yaşta hem öksüz hem yetim kalır. Denizli'nin Çivril ilçesinde yaşayan eniştesi sahip çıkar ona. Orada da bir öğretmen: Çivrilli Osman Gürkan...

Osman Gürkan, Isparta Gönen Köy Enstitüsü'nün Tarım Öğretmeni'dir. Küçük Şefik'in elinden tutar. Şefik de Enstitü'yü bitirir, öğretmen çıkar. Afyon'un Dinar ilçesine bağlı Sütlaç köyünde göreve başlar.

Yakın arkadaşı Mehmet Aydeniz de komşu köyde öğretmendir. Bir hafta sonu Bostancı köyünde buluşurlar, gençlerle top oynamaya başlarlar. Ne var ki futbol topu patlar. Şefik Öğretmen ve arkadaşları, topu onarmak için okula girerler. İşte ne olduysa o an olur. Okulun duvarı ansızın çöker. Şefik Öğretmen altında kalır. Güçlükle çıkarılır enkazdan, güçlükle Çivril'e taşınır. Ancak hekimler çaresizdir. Şefik Öğretmen, Sütlaç köyüne geri götürülür.

Artık ölüm döşeğindedir. Bilinçli bilinçsiz, sadece öğrencilerini sayıklamaktadır. Son nefesini vermeden son sözlerini söyler:

"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin."

Takvimler 1949 yılının ekim ayını göstermekte, günlerden perşembedir. 24 yaşında hayata veda eden Şefik Öğretmen, bir Cuma vakti Çivril'de toprağa verilir.

O gün cenaze törenine katılanlardan biri, yaşananları şair Ceyhun Atuf Kansu'ya anlatır. Aslında bir hekim olan ve meslek yaşamı boyunca Anadolu'nun en ücra köşelerini dolaşan Kansu, öylesine duygulanır ki bir anda bu eşsiz şiirin mısraları dökülür kaleminden..."

Aradan yıllar geçse de, Şefik öğretmen Ceyhun Atuf Kansu'nun kaleme adlığı dizelerde ölümsüzleştirildi. Bugün Şefik öğretmenin çiçekleri güzel yurdumuzun her köşesinde açmaya devam ediyor. Onun ardından gelen öğretmenlerimiz de bu güzel çiçeklerin açmasına vesile oluyor.

Herkesin kendince dersler alacağını düşündüğüm bu şiiri, mutlaka okumalısınız.

* * *

Finlandiya'da eğitim başlı başına bir "bilim" olarak değerlendiriliyor ve öğretmenlere ülkenin her köşesine medeniyet taşıyan kişi gözüyle bakılıyor. Peki ya ülkemde? "Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır" diyor Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Günümüzde sizce öğretmenlerimiz hak ettiği saygıyı görebiliyor mu? Bence hayır!

Pandemi süreci ile birlikte "Öğretmenler Yatıyor, Öğretmenler Çalışmadan Maaş Alıyor" şeklinde öğretmenlerimizin haksız, mesnetsiz ve saygısız eleştirilere maruz kalmalarını görmek ve de duymak beni gerçekten çok üzdü.

Hz.Ali (Ra.) "Bana bir harf öğretinin kırk yıl kölesi olurum" demiş. Hz. Peygamber efendimiz bile Bedir savaşında elde edilen zaferin ardından esir edilen ve okuma yazma bilen müşriklerin okuma yazma bilmeyen Müslümanların 10 tanesine okuma yazma öğretmeleri karşılığında onları serbest bırakacağını iletmiştir.

Böylesine kutsal bir görevi ifa eden öğretmenlerimize karşı daha saygılı olunması gerektiğini düşünenlerdenim. Hangi makamda oturursak oturalım, hangi mesleği yapıyor olursak olalım bizi yetiştiren, geleceğe hazırlayan hepimizin bir öğretmeni var.

ve babalarımıza gösterdiğimiz sevgi ve saygıyı onlara da göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Bu vesile ile başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimiz ile şehit öğretmenlerimizi saygıyla ve rahmetle yad ediyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.