12 Haziran seçimlerine giderken alabildiğine kirlenen siyasetle karşı karşıyayız.
Magazin ülkesi haline getirilen ülkemizde, şimdi seçimlerin kaderini kasetlerle şekillendirmeye çalışıyorlar.
Kimdir, nedir, niçin yapılır, amaç ne olabilir diye düşünüyorum. Hatta her oy verecek vatandaş da bunu düşünmek zorunda.
Sonuç olarak düşündüklerimden şu sonucu elde ediyorum;
Ya merdivenleri basamak basamak çıkan hükümetin yeni bir oyunu,
Ya da, işbirlikçilerin yan unsurları diye aklım kurcalanıyor
Açılım adıyla ortaya atılan ve 3-5 çapulcunun isyanı halini alarak yangın yerine dönen memleketime üzüntüyle bakmak öylesine içimi acıtıyor ki...
Hakkari’de başlayan isyan ateşi, Van, Diyarbakır, Adana, Mersin, İstanbul ve İzmir’e kadar uzanıyor.
Yanan yakılan yıkılan ve ateş altında olan güvenlik güçlerimiz, iş yerlerimiz yollarımız, camlarımız hepsi benim, bizim, hepimizin!!!!!
Bir siyasetçi, üstelik ülke yönetmeye talip bir siyasetçi;
Tokat-Yozgat’ta milliyetçi,
Siirt’te Zerdüşt, Van’da Kürt Milliyetçisi,
Hakkari’de tek devletçi bir Başbakan olabilir mi?
Karşısında;
Ülkenin çeşitliliğinden bahsederken, eğitimi olmayan, isteyenin istediği gibi aldığı söylemleri ve ona göre davranan cahil, çıkarcı, maceracı bir kalabalık halk kitlesi var sanıyor.
Oysa;
Etle tırnak olmuş,
Dini imanı aynı,
Şairin dediği gibi “düğünde hem kız hem erkek tarafı” olan Türk Halkına yapılmak istenen ne ola ki?
Kardeş kavgasına göz göre göre sürüklenen halk çaresiz mi? Neden eli kolu bağlı oynanan oyunda alacağı rolü beklemekte.
Ey halkım;
Siyasi irade ve seçimler kandırmacadan öteye gitmiyor.
Hangimiz bu gün aç, işsiz, yoksul ve namerde muhtaç durumdayken 2023 projelerini alkışlayabiliriz ki…
Ey halkım;
Ülkem her geçen gün yangın yerine dönerken,
Gözleriniz olup da görmezden gelirseniz ateşin yayılmasına neden olursunuz.
Başbakan Erdoğan meydanlarda aralıklarla yeni Anayasadan bahsediyor. Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, yeni Anayasayı anlatıyor ama incelikleriyle değil. Hazırlanan yeni Anayasa neymiş? Açıkça ifade etmiyorlar.
Meydanlardan ancak “Kemal Efendi” ve “Kasetçi MHP” konuşmaları duyuluyor.
Sanırım öyle bir Anayasa hazırlanıyor ki, meclisin kabul etmesi mümkün olmayacağı düşünülmekte. Sayısal çoğunluğun sağlanması için de, meclise o MHP’nin girmemesi gerekiyor.
MHP Meclise girmediği takdirde yeni Anayasa yapılması mümkün olmayabilir düşüncesiyle, MHP üzerine oyunlar oynanmaya başlıyor.
Kasetlerle başlayan yeni siyasi hayatımız, yine kasetlerle şekillenmeye devam ediyor.
Mecliste engelsiz gül bahçesi inşa edilmeye çalışılıyor.
Ey halkım;
Küllerinden yaratılan Türkiye Cumhuriyeti yeni Anayasaya evet mi diyecek?
Yapılacak yeni Anayasa her kesim tarafından kabul görmeli.
Burada en önemli görev;
1- MHP üyelerine, ülkücülere ve gönül verenlere düşüyor. Şimdi daha çok çalışıp bütün açıkları kapatarak, MHP’nin mecliste daha fazla temsil edilmesini sağlamaları gerekmektedir.
2- “Baykal’a kızdığım için oy vermeye gitmedim” diyen, CHP’ye gönül verenlere de çok iş düşüyor. İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığında herkesi kucaklayan CHP Çorum milletvekili adayları, Av. Tufan Köse, Sait Börekçi, Muharrem Bozdoğan ve Cengiz Atlas.
Gelin siz oyunuzu düşünerek verin. Sonra da “hem kız hem erkek tarafı” beraber halay çekeriz.
Her Gününüz Güzel Olsun.