İYİ YAŞAMA DA FELSEFE’NİN ARMAĞANIDIR

Profesör derse şöyle başlamış:
- Düşünün ki bugün dünyanın son günü.
Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız ?
Öğrenciler tek tek yazmaya başlamışlar..
- İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim.
- Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım.
- Ailemle vakit geçirirdim.
- Anneme veya babama giderdim.
- Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım.
- Barbekü partisi yapardım.
- Tüm sevdiğim yemekleri yerdim.
- Yatar uyurdum.
- Ormanda son defa dolaşırdım.
- Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim.
- Akşam yıldızları seyrederdim.
- En sevdiğim yemeği hazırlar, tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim.
- Piknik yapardım.
- Hayatta en çok gitmek istediğim yere gider, orada ölümü beklerdim. - Üzdüklerimi arar, özür dilerdim.
Hoca bütün hepsini tahtaya yazmış. Sonra gülerek sınıfa dönmüş ve demiş ki:
- Bunları yapmak için dünyanın son günü olması şart mı ?.
Milletçe kötü günler geçiriyoruz. Yüreğimiz yanıyor, içimiz kan ağlıyor.
Bir yanda terör, bir yanda Hükümetsizlik canımızı sıkıyor, hayatımızı karartıyor.
Böyle zamanlarda şiire, müziğe, felsefeye ve tasavvufa tutunmanın ruhlarımıza iyi geleceğini düşünüyorum.
Şiir Tanrı dilidir, ibadettir insana,
Şiir sevgi selidir, saadettir insana,
İlâhi bestedir şiir insan makamında,
Aşıktır, sevgilidir, zarafettir insana..(Mehmet Özata)
Sevgi paylaştıkça çoğalan ve genetik özellikler taşıyan içgüdüsel bir duygudur.
Sevginin gerçek bir anlama kavuşabilmesi için uyandırılması, incelenmesi, öğretilmesi ve uygulanması gerekmektedir. İnsanoğlu bu güne kadar sevginin esrarını, gücünü ve yöntemlerini anlamakta aciz kalmıştır.
Bazıları, sevginin gücünü, insanların kendini kandırma hastalığı veya sağduyuya bir hakaret addederek önemsemezler ama, ben sevginin insani değerlerin en büyüğü, doğrudan doğruya Allah’ın bir lütfu, yaşamı canlandıran en güçlü insan enerjisi ve yaşamın tek anlamı olduğuna inanıyorum. Sevginin bir insani boyutu, bir de ilâhi boyutu vardır.
İnsani boyutta sevgi, karşı cinse duyulan bir aşk olduğu kadar, hemcinslerine de karşı duyulan hayatı ve yaşamı daha güzelleştirerek, paylaşma sanatıdır. İlahi boyutta sevgi, Allah’a karşı duyulan şükran ve minnet duygusudur.
Allah kendi cemalini ve kudretini bizlerde görmek, kendi sevgisini bizlere hissettirmek için insanları yaratmıştır.
Eski tabirle Allah, külli irade, bizler de cüzi iradeyiz. Hallac-ı Mansur bu yüzden
“Enel Hak- Ben Hak’kım ”, ( Ben hakkın bir parçasıyım ) diyebilmiştir.
Mevlana da Allah aşkını şöyle dile getirmiştir.
Aşk beni arif etti, / İnceltti zarif etti. / Ben aşkı bilmezdim, / Aşk beni tarif etti…
Ben gerçek cehennemin sevgisiz yaşam olduğuna inanıyorum. Çünkü, sevmek için daha iyi, ya da daha uygun bir zaman olabileceği düşüncesi, pek çok insanda bir ömür boyu pişmanlığa neden olmuştur.
Ömer Hayyam üstadım sevgiyi ne güzel tarif eder.
Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin, / Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada, / Cennetin, cehennemin üstündesin…
Yunus Emre’nin evrensel boyutta ünlenen şu güzel dörtlüğüyle sevgiyi paylaşalım.
Gelin tanış olalım, / İşi kolay kılalım, / Sevelim, sevilelim, / Bu dünya kimseye kalmaz.