13-14 Ekim tarihlerinde Manavgat Süral Resort’ da 1970-1976 öğretim yıllarında Serik lisesinde görev yapan öğretmen arkadaşlarım ve okuyan öğrencilerimizle buluştuk. İki gece ve üç gün unutulmaz çok güzel anlar yaşadık.

Kırk beş yıl sonra, yaklaşık 90 öğrenci ve 16 öğretmen arkadaşla tekrar kavuşmanın heyecanıyla zaman tünelinde maziye yolculuk yaptık.

Fransızca öğretmeni Gülsün Süral arkadaşımız Süral otelinde bizlere muhteşem bir ev sahipliği yaptı. Hiç bir zaman yanımızdan ayrılmadı. Güler yüzlü personelin sunduğu yemekler çok lezzetli, manzara nefis ve atmosfer harikaydı.

İlk gün akşam yemek sonrası toplantıyı organize eden Ramazan Kara adlı öğretmen öğrencimiz açış konuşmasını yaptıktan sonra söz alan Fen Bilgisi öğretmeni Bekir Çağlayan yazdığı şiirlerini okudu. İngilizce öğretmeni Yüksel Alpasar öğrencilere hitaben, “Arkadaşlar sizler iyi bir kumaştınız, biz öğretmenler de iyi birer terziler olarak sizleri dokuduk ve bugünlere geldiniz.” dedi ve alkışlandı.

Sıra bana gelince, “ Sevgili öğrenci dostlarım, ben sizleri hiç unutamadım. Kırk beş yıldır pek çoğunuzla telefonla görüşerek sizlerden yaşam enerjisi aldım, varlığınızla mutlu oldum. Cep telefonumda kayıtlı 2400 kişiden yaklaşık 150’si sizlere ait.

Sizleri çok sevdim, iyi ki sizleri tanımış, iyi ki sizlere öğretmenlik yapmışım.

Varlığınız beni onurlandırıyor.” dedim ve istek üzerine çok sevdiğim Sadettin Kaynak’ın Uşşak şarkısını okudum.

Mihnetle geçen ömrüme bir pembe şafaksın, (Mihnet=sıkıntı, üzüntü)

Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın…

Aşkın ezeli nurunu saç, kalbime aksın,

Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın…

Öğrencilerimizin, “Hocam bizler de sizi çok özledik. Öğretmenimiz olarak bir anne,

bir baba gibi hayatımıza karıştınız, yaşamımıza dokundunuz ve bildiğiniz her şeyi bizlerle paylaştınız. Bugünlere sizin sayenizde geldik, size minnet borçluyuz.” sözleri karşısında ağlamamak mümkün mü?

O zamanlar, öğrencilerimizin her haline, her davranışına müdahale etmeyi bir görev sayıyordum. Okulda her şeylerine karıştığım gibi, kahvelerde oyun oynamalarına, sokakta sigara içmelerine ve gece sinemaya gitmelerine mani oluyordum.

Sevdiğim şair Ahmet Selçuk İlkan’ın güzel sözlerini Kürdi makamında besteleyen Coşkun Sabah’ın “Anılar” şarkısı hislerime tercüman olur diye düşünüyorum. .

Bu akşam içimde hüzün var , / Gözümde canlandı anılar,
Ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum, / Bu akşam içimde hüzün var…
Sensiz geçmiyor bu akşamlar / Gönlümde dinmiyor arzular,
Kavuşmak istiyorum, sarılmak istiyorum / Bak bizi bekliyor anılar…
Anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar…

Anılar, anılar, beni bu akşam ağlattılar…

Bu güzel toplantıya ev sahipliği yapan Fransızca öğretmeni Gülsün Süral’a, toplantıyı organize eden öğretmen öğrencimiz Ramazan Kara’ya, toplantıya katılan değerli öğretmen arkadaşlarıma, sevgili öğrencilerimiz Ali Mutaf’a, Süleyman Etli’ye, Adalet Etli’ye, Muhammet Konur’a, Rasim Demirkan’a, Aziz Özkan’a, 744 Ahmet Özdemir’e, Abdurrahman Özçelik’e, Behçet İrtem’e, Ahmet İrtem’e, Ishak İltar’a, Mehmet Özparlar’a, Salih Karakaya’ya, Nihal Karakaya’ya, Süleyman Şen’e, Ramazan Çakal’a, Nüvit Karayazgan’a, Talat Aydilek’e, Naile Şengün’e, Fatma Özen’e, Mustafa Kırdı’ya, Süleyman Yıldız’a, Rabia Özparlar’a, Abdullah Yıldız'a, Ayla Karaüzüm’e, Muhammet Durmaz’a, Ali Karaca’ya, Ahmet Taş’a, Hasan Taş’a, Faik Çıtak’a, Hilmi Yıldız’a, Kerim Güven’e, Hasan Kaya’ya, Nursun Öztürk’e, Sevgi Öztürk’e, Saadet Yılmaz’a ve Zorlu Abdurrahman’a, Mehmet Akif Uğurelli’ye, Melek Güven’e, Hasan Özkır’a, Miyase Yaman’a, Mediha Şahin’e, Salih Erdemir’e, Lale Namal’a, Nasuh ve Nebi Topal’a, Erdoğan Tekaüt’e, Habip Kunduz’a, Şaban Bozova’ya ve İbrahim Aksu’ya teşekkür ederim. Yer darlığından ismini anamadığım sevgili öğrencilerim kusuruma bakmasınlar. 18 Ekim 2017