Hollanda’da müzeleri gezerken hayran kalmamak elde değil, tarihten gelen en ufak bir izi, bir eşyayı, bir felsefeyi korumuşlar ve gelecek nesillere aktarmak için çok güzel müzeler oluşturmuşlar. En küçük yerleşim yerlerinde bile en az bir kaç müze var.Müzelerin çoğunda interaktif çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor ve çocuklar özellikle müzelerde-, eğitimle iç içe geçmiş sanki.

Anadolu topraklarında gelmiş geçmiş onca uygarlığı düşünüyor insan, nasıl bir o uygarlıkların felsefesini örneğin kendi topraklarımzda yaşayan ünlü Hitit Kraliçesi PUDUHEPA bir kadın olarak kendi dönemine damga vuran, kadın haklarını o yıllarda savunan bunu ülke yönetimine taşıyan ve barışçıl, insancıl haklar için savaşmış bir kadın.

Aradan geçen bu kadar zamana rağmen hikayesi hala unutulmamış ve hala kadınlar günümüzde onun elde ettiği yasalaştırdığı hakları yeniden elde etmek için mücadele ediyor.. yaşam öyküsü hayal etmeyle başlıyor öğrenme onun için bir amaç, güçlü, zeki yönetimde kral ile birlikte mühürü geçerli olan tek kraliçe tarihte ve tarihin akışını değitiriyor.

Kölecilik sisteminde köleleri azad ediyor ve bıraktığı mektuplar, yazıtlar hala günümüzde geçerliliğini koruyor. Anadolu kadının bilgeliği, anaçlığı organize becerisi, bereketi hepsini simgeliyor .

Sanıyorum böyle bir tarihi kişilik başka topraklarda yaşasaydı dünyada tanıtımı daha anlamlı ve daha kapsayıcı olurdu. Sadece onun adına bir müze bile kurulabilirdi kadın hakları ve Anadolu kadınları adına.

Ve ondan yüzyıllar sonra yine kadim ANADOLU topraklarında bir HACI BEKTAŞ VELİ felsefesi görüyoruz. Yine aynı insancıllık, barışcıl anlayış ve kadın haklarını koruyuşu…Bu sadece bir inanç felsefesini aşıyor, bir grubun tekelinde olmaktan çıkıyor, yaşamın kendi felsefesi oluyor ve olması gerekiyor. Bu anlayışın kadına bakışı ile Puduhepa felsefesinin bu kadar örtüşmesi bir tesadüf olmasa gerek diye düşünüyorum.

Felsefesi; eşitlik, Allah sevgisi, insan sevgisi, hoşgörü, paylaşım, toplumsal barış, dürüstlük ilkeleri üzerine kurulmuş. Hacı Bektaş Veli; ilmi, bilimi, doğruyu, dürüstlüğü, insanlığı, insanın insan olmasının erdemini, hoşgörüyü, kardeşliği, birliği, beraberliği, dostluğu, irfanı, erkânı, edebi bıkıp usanmadan anlatmış.

HACI BEKTAŞ VELİ’ye Kadıncık ana için “eşiniz mi ?” diye sormuşlar, o da “hayır eşitim” demiş. Yani tıpkı HİTİT kraliçesinin Kral ile birlikte eşit haklara eşit yetkilere sahip olması gibi…Ne güzel topraklarda yaşıyoruz, nasıl bir uygarlık geçmişimiz var ancak biz bunların fesefeleri ile değil biçimleri ile uğraşıyoruz barışçıl, insancıl, birlik berberlik,kadın hakları vb bir çok anlayışını değil, ötekilerştirmek için kullanıyoruz.

İşte bu nedenle bu tarihi değerleri, güzellikleri tanıtmada eksik kalıyoruz. Buralarda yaptığım gözlemlerde, en ufak bir ayrıntının insan yaşamını nasıl değiştirdiğini gözlemleyince onca kültürel mirasın bizim güncel kültürümüzde ne kadar az iz bıraktığını, neden böyle olduğunu daha iyi anlıyor insan.

Eğer ki bütün ilişkilerde eşler birbirine eşitim diye baksa şairin dediği gibi “yeryüzü aşkın yüzü” o zaman olacak galiba.

Eşine eşitim diyebilenlere ve Puduhepa’ya selam olsun .

HOLLANDA- AMSTERDAM