1-İnsanî yardım için gittiğimiz ve yıllardır, pek çok insanî yardım yaptığımız Somali’de Türk Büyük elçiliğine intihar saldırısı yapıldı. Sebep, Türkiye laikmiş ve kötü örnekmiş. Bu ilk perde değil, son perde değil.

2-Arap baharları,(neresi baharsa)  İslam ülkeleri yandı, yakıldı, yıkıldı. Bu ilk perde değil, son perde değil.

3-Türkiye’de 1960 dan beri tezgâhlanan  yüzlerce çatışma , ayrılıkçı eylem  ve  nihayet Taksim Gezi Parkı ; ilk perde değil, son perde değil!...  

*

Biz Türkler, M.Ö. 2500  den beri yeryüzünde varız.  Dünyada 7000 yıldan beri savaşlar var. Ancak zaman içinde savaşanlardan iki taraf da yok olup gitmişlerdir. Ancak, Asya’da Türkler, dâhil beş altı millet adı ile sanı ile var olmaya devam etmiştir. Adları değişse de Avrupa’da da birçok millet, tarihî bağlarını devam ettirerek var olagelmiştir. Avrupa’nın 2000 yıldır cebelleşip durduğu ve yok olup gitmemiş tek millet, Türk milletidir!

*

Geri kalmışlığımız yüzünden (veya Avrupa’nın teknolojik gelişmede öne geçmesi yüzünden) 300 senedir Avrupa’yı örnek almak mecburiyetinde kalmışız. Bu ne demek biliyor musunuz?

Düşmanımızı örnek almaya mecbur olmuşuz. İlerlemek ve gelişmek için düşmanımıza muhtacız. Yıllardır, (ilimde, fende, kılık kıyafette, yazı şeklinde, ölçüde, tartıda, müzikte, edebiyatta, sanatta, siyasi yapıda, meclis düzeninde, yüzlerce yasada ve şimdi de anayasada)  SİZ GİBİ OLALIM, SİZ GİBİ OLACAĞIZ diye düşmanımızın kapısını aşındırıyoruz.

*

Ne dedik yukarıda, Avrupa’nın asırlardır cebelleşip durduğu ve hiç ama hiç sevmediği, yok olup gitmesini istediği tek millet, Türk milletidir. Bu birinci ve değişmez gerçek. İkinci değişmez gerçek, düşman tam fırsat yakalamış. Yani biz Avrupa’ya senin gibi olacağız diyoruz. Senden olacağız diyoruz.

*

Vaziyet ne merkezde?

Biz onlara benzemek ve onlardan olmak için (neredeyse ) yalvarır haldeyiz! Eee düşman bu durumda ne yapar? Biraz düşünün bakalım. Hayır, biraz değil çok düşünün lütfen. Siz olsanız ne yaparsınız?

*

Adamlar tam fırsat yakalamış, asırlar boyu cebelleştikleri Türkler artık onlara muhtaç. Aklen, ilmen, fennen, iktisaden, siyaseten,  Avrupa’ya muhtaç isen ki muhtaçsın; adamlar kanırta kanırta intikam alıyorlar. Almaya devam edecekler.

*

Türk Milleti, ağzıyla kuş tutsa, erkekler bıyıklarını kesse, kadınlarımız saçlarını sarıya boyasa, hepimiz mavi lensler taksak, onlara göre “PİS TÜRKÜZ”  o kadar!

*

Bu gerçeği görmüyoruz.

Bu acı gerçeğin içinden nasıl çıkalım diye çalışmıyoruz. Yani olması gerekeni yapmıyoruz. Düşmanımızdan insanlık,  merhamet, dürüstlük ve iyilik bekliyoruz. Yani en olmaması gerekeni yapıyoruz.

*

Sonra da başlıyoruz ağlamaya:

BM nerede…

Bu kadar insan kanı akıyor neredesiniz…..

Durdurun bu kanı…

Ey Avrupa niye müdahale etmiyorsun…

Kendine demokrat Avrupa çifte standart yapma…

Üç maymunu oynamayın….

İnsanlık….

Barış …..

Demokrasi….

vs.

vs.

…                   

*

Dış ülkelerden medet beklemek tek kelime ile boş emek.

Bakın bir Ermeni vatandaşımız değerli hocamız, (kendi Türk sanan yüzlerce köşe yazarı ve siyasetçinin olamadığı kadar vatanperver ağabeyimiz) Levon Panos DABAĞYAN bizi yıllar evvel nasıl uyarmış:

“Bir ülkenin içişlerine çare bulabilmek gayesiyle dahi olsa, <Yabancı Devletlerden> medet beklemek timsahtan medet beklemekten farksızdır. Çünkü bilhassa emperyalist güçlü devletlere sokulmakla en büyük hatayı işlemiş olursunuz!.. Günümüzde insan hakları bahsinde aynı saflığı gösterip dış ülkelere müracaat edenler, ne yaman bir gaflet içinde olduklarını ya bilmemekte, ya bilmezden gelmektedir!”  (Sultan Abdülhamid Han ve Ermeni meselei- Sayfa.8- Kum saati yayınları)

*

HEPSİ BOŞ.

Ne demiş atalarımız “El için yakma çubuğunu nara- sonra kendin düşersin dara”

Onlar da bunu yapıyor.

Menfaati yoksa (Meselâ Kuveyt gibi değilse) kılını bile kıpırdatmıyor.

Ateş, düştüğü yeri yakıyor.

Ateş, bütün İslâm Ülkelerine düşmüş.

Koskoca İslâm Âlemi, kendi içindeki ateşi söndürmekten aciz, gâvurdan(1) medet bekliyor!

…..

*

Medet beklediklerimiz gâvur bu güne kadar ne yaptı?

Kırk yıldır PKK ile ilgili Türkiye lehine (fiilî) bir adım dahi atmadılar. Gizli aşikâr desteklediler. Ülkelerinde yüzlerce (onlarca değil) toplantı yaptılar, yaptırdılar. 

Kırk yıldır Kıbrıs için bir tek olumlu karar almadılar.

Binlerce suç ve cinayet işlemesine rağmen, İsrail aleyhine hiçbir karar almadılar.

Fransa ve Almanya net ve kesin yüzümüze bağırıyor. Sizi Avrupa Birliğine İSTEMİYORUUUUZ!... 

Dünya tarihinin en büyük ulusal ihanetini yapan, DÜNYANIN İLK SOYKIRIM SUÇLUSU ERMENİLERİ mağdur görüp; Ermeniler 1915 de soykırıma uğradı diye Türkiye aleyhine yasalar çıkarıyor. Hemen uygulama başlıyor ama 22 yıldır Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgalini ağzına bile almıyor.

*

Bu şekilde riyakâr ve ikiyüzlü örnekleri sıralasam yüzlerce yazmak lâzım. Adamların en başta Türkiye olmak üzere, geri kalmış bütün İslam ülkeleri için iki planı var.

Bir: Aralarına nifak sokmak, kavgayı başlatmak ve mutlaka ölümler olmasını sağlamak.

İki: Geçip karşıya keyifle kavgayı seyretmek.

*

Netice:

Onlar yanlış falan yapmıyor. Onlar kendi doğrularını ve değişmez kurallarını uyguluyor. Bize düşen, sokaklarda, televizyonlarda, bağırıp çağırmak değildir. Akılsızca, kısır iç politika çekişmeleri ile birbirimizi hırpalamak değildir. DEVLET ŞUURUNDA, en genel, en makro, en globâl açıdan bakıp; inadına birlik yapmamızdır. Tv.lerin reyting uğruna saçma sapan şeyler yapması gibi siyasilerimizin oy için birbirini aşağılayıcı çirkin tavrı ülkeyi felâkete götürmektedir. Düşmanların istediği işte tam da budur.

Ha bi uyanın artık da!  

*     *     *

Not: (1) Gâvur dedikse lafın gelişidir. Asırlarca gayrimüslimleri küçümsemek ve aşağılamak için kullandığımız ve kendimizi kandırdığımız bir tâbirdir. Bizim beynimizi böyle yıkadılar:

“Hiçbir gayri Müslim cennete gitmeyecek. Ebeden yani trilyon sene çarpı trilyon sene cehennemde kalacak. Ama çocuk yaşta ölen ecnebi sabilerin günahı yok ki cehenneme gitsin. Cennete de lâyık değiller. Eee  ne olacak? Cennete kabul olunacaklar;  … ,  ama niye?  Sonsuza kadar Müslümanlara hizmet etmek için!

Ey cennetlik Müslümanlar! Ha bi uyanın da!