Şeriata karşı geldi diye derisi yüzülerek öldürülen Bağdat’lı Nesimi (Doğum?- Ölüm 1404) gerçekten çok sıra dışı bir ademmiş..
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam,
Gevher-i lâ mekân benem, kev- nü mekâna sığmazam…
(“İki cihan içime sığar, ben dünyaya sığmam. Ben mekân dışı, mekân üstü bir varlık olduğum için ne varlığa, ne mekâna sığarım.” dediği için öldürülmüş.
Hallac-Mansur’un (858-919) Ene’l Hak (Ben hakk’ım, hakk’ın bir parçasıyım” dediği için öldürülmesi, Nesimi’nin derisinin yüzülerek öldürülmesi beni çok etkilediği için aşağıdaki dörtlüğü yazmıştım.
Ne zaman Nesimi aklıma gelse,
Yüzülmüş tenine deri olurum,
Hallaç gibi çıkıp “Enel-Hak” dese,
Aklımı şaşırıp deli olurum…(Mehmet Özata)
Hiciv sultanı Nef’i’nin şu beyti çok güzel.
Derdim nice bir sinede pinhan iderim ben, (pinhan=gizlemek)
Bir ahh… ile bu âlemi viran iderim ben…
Şair Nedim’in (1681-1730) sevgiliye sitemi bir başka güzel.
Çoktan ey sâki gelip sinemde mihman olmadın,
(mihman=misafir)
Derdime destindeki sagarla derman olmadın…(Sagar= kadeh)
Harput’lu Hayri de (1855-1910) güzel laf etmiş.
Zülfün görenlerin bahtı siyah olurmuş, (Zülf=yarin saçı)
Tek zülfünü göreydim bahtım siyah olaydı…
Yunus Emre ise az ve öz söylemiş.
Hiç bilmeyiz kimde sıra, / Aramızda gezer ölüm,
Halkı bostan eylemiş, / İstediğini seçer ölüm…
Ömer Hayyam üstadı anmadan olmaz…
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok,
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok, o da yok…
Söz=Mehmet Sâdi bey, Beste=Şekerci Cemil Makam=Suzinak, sözler çok güzel.
Hal-i dilimi şerh edemem kimseye eyvah,
(Hal-idil=gönül hâli, şerh=açıklama)
Bir ben bilirim çektiğimi, bir dahi Allah.
Vuslat sözünü yad ederim dem-be-dem eyvah!
(Vuslat=kavuşma)
Bir ben bilirim çektiğimi, bir dahi Allah..?
Cemal Safi’nin şu güzel dörtlüğünü de çok severim..
Sarhoşunum, nasıl ayık kalayım?
Aşk şarabın doldu gönül testime.
Sen İran ol ben de şahın olayım;
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme...
Mehmet Âkif’in şu güzel dörtlüğü de çok etkiler beni.
Ey dipdiri meyyit (ölü) iki el baş içindir,
Davransana eller de senin, baş ta senindir,
His yok, hareket yok, leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana…Sen böyle değildin!…
(Mehmet Akif Ersoy)
Ben de şu dörtlüğümle söyleşiye katılıyorum.
Hayatı geç kavradım, olanı kader sandım,
Olmayanla savaştım, tekâmülde zorlandım,
Kader alında değil, akılda şifrelenmiş,
Ömrüm hazana erdi yaşadıkça anladım…(Mehmet Özata)