Ankara’da oturan bir takım “çokbilmiş” bürokratlar, kendi kafalarına göre “medya” tarifi yapıp ahkâm kesiyorlar, karar vericileri de yanlış yönlendiriyorlar. Medyayı daha yapıcı, daha olumlu ve yararlı, daha kaliteli bir çizgiye nasıl taşırız diye hesap yapmak yerine, nefes borularını tıkamayı marifet sanıyorlar.

Oysa, Basın İlan Kurumu, son yıllarda yazılı basının kalite düzeyini yükseltmek üzere pek çok yenilik getirdi. Örneğin, istihdamı teşvik için, yazı işleri kadrosuna göre resmi ilan pastasından ayrılan payı artırdı. Örneğin, web ofset baskı yapan gazetelere ek kontenjan tanıdı. Eğitim seminerleri ile basın çalışanlarını yetiştirme gayretine girişti.

Biz, zaten kuruluşumuzdan beri, Çorumlulara en iyi gazetecilik hizmetini verme çabası içinde olduk. Kurum’un bu teşvikleri de daha iyi, daha güzel için bizi kamçıladı ve çıtamızı yıldan yıla yükselttik. Resmi ilan alabilmek için 8 sayfa yeterliydi, biz 16 sayfayı standart hale getirdik. Kimi günler 16 sayfaya da sığamadık, 20 çıktık. Hele de üç kez 48 sayfa çıkarak Anadolu rekoru kırdık. Böyle bir gazete çıkarınca, kadro da zenginleşmek zorundaydı doğal olarak.

Şunu açıkça belirtmeliyiz ki, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki toplantılarda, meslektaşlar “Siz ahmak mısınız, kendinizi niye bu kadar zorluyorsunuz?” diye dalga geçtiler bizimle. Ama kim ne derse desin haklıydık; hem devlet daha fazla istihdam ve daha kaliteli ürün istiyordu bizden, hem de Çorum sevgimizin, topluma saygımızın gereğiydi, daha iyisini, hep daha iyisini vermek.

Eğer, resmi ilan gelirlerini yarı yarıya azaltacak tasarı yasalaşırsa, kadro, sayfa, baskı kalitesi, içerik bakımından, etkinlik bakımından “küçülmek” kaçınılmaz olacağına göre, “İstenen bu mudur acaba?” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Ülke yararına, Çorum yararına olan bu mudur? Yıllarca büyümeye, daha iyiye, daha güzele teşvik eden devlet, bugün “yok ol” mu demek istemektedir?

Zaten, bu kadar büyümüşken kolay kolay küçülemezsiniz de, yok olmanız mukadderdir.

Yerel medya ile ilgili devlete düşen görev, iyiyle kötüyü, eğri ile doğruyu birbirinden ayırıp, görevini lâyıkıyla yapan, seviyeli yayın organlarının yaşamasını sağlayacak destekleri sürdürmektir. Şimdiye kadar pek üstünde durmadığı titiz eliminasyonu hiç değilse bu aşamada gerçekleştirmektir. Elbette, hukuka, adalete uygun olarak, basın özgürlüğünü koruyarak…

Toplumun bu konudaki sorumluluğunu ise dün hatırlatmaya çalışmıştık. Kendi sorunumuzla gündemi işgal ettiğimizi düşünmeyin lütfen, demokrasi adına çok önemlidir bu. Ve daha da yazmaya devam edeceğiz, etmeliyiz.

Editör: TE Bilisim