Eğitim-İş’in Cumhuriyet Bayramı ve sendikanın kuruluş yıldönümü kapsamında düzenlediği yemekte konuşan Yaşar, “Karanlığa alışanların güneşi dahi karartmaya çalıştığı şu günlerde kurtuluşun emek ve sınıf mücadelesi veren güçlerin dayanışmasından geçtiğine inancımız devam etmektedir” ifadesini kullandı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük devrimim” dediği, aydınlanma devriminin “kimsesizlerin kimsesi” laik Cumhuriyetimizin 96. yılını ve TÖS’ten, TÖB-DER’den sonra Mustafa Necati’nin devrimciliği, Köy Enstitüleri’nin ruhu, Fakir Baykurt’un örgütçülüğüyle, küllerinden yeşeren sendikalarının 14.yılını kutladıklarını ifade eden İlhan Yaşar, “Bir yandan Cumhuriyetin kuruluşunu kutlarken daha önceki iktidarlarda başlasa da 17 yıllık AKP iktidarı süresinde Atatürk devrim ve ilkeleri gözlerimizin önünde olanca hızıyla yok ediliyor. Eğitim 17 yılda 7 bakan ve 15 sözde köklü değişiklikle içinden çıkılmaz hale getirildi. Bu sürede MEB’in tek hedefi gerek müfredat değişiklikleriyle mevcut okullar, gerekse yeni açılan okullarla eğitimi imam hatipleştirmek olmuştur.

Gelinen noktada bir yanda kalabalık sınıf mevcutları, diğer yanda yönlendirme, teşvik ve kayırmayla boş kalan imam hatip okulları. Güler yüzüyle birçoğuna umut dağıtan Sayın Milli Eğitim Bakanı bu gerçekleri hala görmezden gelerek inatla imam hatiplerin dolduğunu söylemek bir yana “dava” diye nitelediği imam hatipleşme politikasına katkı verenlere “teşekkür borcu” olduğunu dile getirebilmektedir.

Bütün hukuk normları eğitimin ekmek ve su gibi bir insan hakkı olduğunu söylese de, Sayın Bakanın güler yüzüne rağmen eğitim özelleştirilerek, ticarileştirilerek, para ile alınıp satılan meta haline getiriliyor, yetmiyor yerelleştiriliyor, gericileştiriliyor, dinselleştiriliyor. Özel okulların resmi okullara oranı 2003’te yüzde 2 iken, 2019’a gelindiğinde bu oran yüzde 25’e yükselmiştir. Özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 17 yılda 8 kat artmıştır. Bu da göstermektedir ki iktidar artık kamusal eğitimi kendisine yük görmekte ve açıkça özel sektöre pazarlamaktadır” diye konuştu.

Sadece eğitimin değil ülkemizde demokrasinin de zorlu bir süreçten geçtiğini, iktidar eliyle sürdürülen yanlış dış politika nedeniyle ülkemizin mülteci akınına uğradığını, terör tehdidine karşı sık sık sınır ötesi harekatlar düzenlenir hale gelindiğini, yanlış ekonomik politikaların faturasının da emekçinin sırtına yüklendiğini söyleyen Yaşar, Eğitim-İş’in Cumhuriyet değerleri ve alınteri çerçevesinde tüm emekçileri birleştirmeye inatla devam edeceğini anlattı.

Toplu görüşme masasının toplu gülüşme masasına çevrildiğini de ifade eden İlhan Yaşar, yollarından dönmediklerini ve dönmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim