Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, salgın sürecinin hayatı şekillendiren bir çok işleyişten vazgeçilmesine ve yeni anlayışlar geliştirilmesine neden olduğunu ve bunun yanında geçmiş anlayışları sorgulamanın bir aracı haline geldiğini kaydetti. Sağlıklı yaşamanın devam edebilmesinin başkalarının da sorumlu davranmasına bağlı olduğunu kaydeden Beyaz, hal böyle iken Milli Eğitim Bakanlığının toplumun geleceğini ilgilendiren her konuda hiç kimseden fikir almaması, başkalarının fikirlerini değersiz bulması ve salt kendi bildiğini dikte eder bir tarzı tek yol görmesinin anlaşılır bir durum olmadığını kaydetti. Bakanlığın hayata geçirdiği her faaliyette toplumun geleceği olan öğrencilerin ihtiyaçlarını, öğrencilerin ihtiyaçlarının giderilmesi için çalışanlarında ihtiyaç haline gelen durumları görmezden gelerek sadece sermaye sahiplerinin ihtiyaçlarını gören bir tarzı işlettiğini söyleyen Beyaz, öğrencilerin ve toplumun sağlığından önce AVM’lerin açılması, büyük otellerin ve sermaye sahiplerinin beklentilerinin karşılanmasının birinci öncelik haline dönüştüğünü kaydetti. Bakanlığın resmi hiçbir prosedüre uyulmadan öğretmenlerden her türlü çalışmanın içerisinde olmasını beklediğini, haftaiçi- haftasonu, gece-gündüz, resmi tatil vb. zamanların iç içe geçirilmeye çalışıldığı bir çalışma tarzını kabul ettiğini ve bu tarzı toplumun eğitim için bir şeyler yapılıyor algısına dönüştürmeye çalıştığını dile getiren Beyaz, yapılan her uygulamanın göz boyamaktan öteye geçmediğini, gayrı resmi tüm çalışma usullerini meşrulaştırmaya çalışan bakanlığın tüm hakları askıya alarak öğrenci ve öğretmenler için hiçte arzu edilmeyecek bir ortamı hayata geçirdiğini kaydetti. Whatsapp, zoom gibi uygulamaların kişilerin birbiriyle iletişim kurması üzerine inşa edilmiş uygulamalar olduğu, bu uygulamalar üzerinden eğitim gibi komplike bir olguyu yerine getirmenin mümkün olmadığını kabul etmek bir yana, bu uygulamaların istenen sonucun ötesinde telafisi mümkün olmayacak durumlara sebebiyet verebileceğini anlatan Ali Ekber Beyaz, şeffaf ve denetlenebilir olmayan bu uygulamaların olası bir kötüye kullanımla telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçları beraberinde getirebileceğini vurguladı. Televizyon üzerinden yapılan eğitimlerin güçlendirilmesi, internet ve internet kullanımını gerektirecek meteryalin tüm öğrencilerin erişimini sağlayacak çalışmalar ikinci planda sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Beyaz, “Salgın süresince yapılan Eba tv, Eba canlı ders, WhatsApp grupları vb. öğretmen öğrenci iletişimini sınırlı da olsa sürdüren platformlardan tüm öğrencilerin eşit bir şekilde yararlanması sağlanmalı teknik altyapısı güçlendirilmeli, öğrenci ve öğretmenlerin bu konudaki ihtiyaçları( bilgisayar, tablet, internet vb.) giderilmelidir. Yapılan bu faaliyetlerin örgün eğitimin yerine geçmeyeceği unutulmamalıdır. Bu durum ancak böylesi zorlayıcı dönemlerde dayanışma ağını güçlendiren, bireylere yalnız ve çaresiz olmadıklarını hissettirecek psikolojik destek kanalları olarak değerlendirilmelidir.

Telafi eğitimleri planlanırken olağan tatil dönemlerinde yer değiştirmek durumunda olan mevsimsel işçilerin çocuklarının sayısı gibi ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. Yaz tatili içerisine planlanacak olası bir telafi eğitiminin devamsızlıklara bağlı olarak istenen hedefe ulaşamaması durumu değerlendirilmelidir” dedi.

Milyonlarca öğrencinin geleceğini belirleyecek, aynı zamanda da yüzbinlerce öğrencinin, eğitim ve bilim emekçisinin sağlığını yakından ilgilendiren konularda 04 Mayıs 2020 tarihinde yapılan açıklamaların kaygıları artırdığını belirten Beyaz, “20 Haziran tarihinde yapılacak olan LGS ve 27-28 Haziran tarihinde yapılacak olan YKS öğrencilerimizin yaşamı açısından belirleyici öneme sahiptir. Salgının henüz bitmeyeceğinin belli olduğu bir dönemde, alınan önlemler ne olursa olsun, yapılacak olan sınavlara öğrencilerimiz kaçınılmaz olarak kaygı ile katılacaktır. Ayrıca, YKS’nin Temmuz ayında yapılacağı düşüncesi ile hazırlıklarını sürdüren, bu tarihe göre planlarını yapan öğrenciler, sınavın yeniden Haziran ayına alınması ile ciddi sorunlar yaşamıştır. Yaşamlarının başlangıcında çocuklarımıza yaşatılan travmayı kabullenmek mümkün değildir.

Eğitim Sen, koşullar ne olursa olsun öğrencilerimizin mağdur edilmesine sessiz kalmayacak, çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakkı için mücadeleyi sürdürecektir.

Eğitim Sen, bir imza kampanyası başlatıyor ve sizleri öğrencilerimize yaşatılan bu haksızlığa karşı tepkimizi, talebimizi ortaklaştırmaya davet ediyor. YKS ve LGS’nin ertelenmesi talebiyle başlatılan kampanyayı, dönemin koşullarından dolayı, elektronik ortamda gerçekleştirmek zorunda kaldığımızı belirtmek istiyoruz. İmza kampanyamıza www.egitimsen.org.tr sitesinden ve ayrıca Eğitim Sen twitter, facebook ve instagram hesaplarından ulaşabilirsiniz. Kampanyamız 15 Mayıs 2020 tarihine kadar devam edecektir. Kampanya sonunda Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu sonuçları kamuoyu ile paylaşacak ve ilgili kurumlara iletecektir” dedi.

Editör: TE Bilisim