İş dünyasında yaşanan sıkıntıların temelinde, bir ölçüde de, devletin özel sektöre olan borçlarını ödemekte son derece yavaş davranması yatıyor. Malûm, göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlıyor. Yine iş dünyasının devletten beklediği KDV iadesinin miktarı 150 milyar liranın üzerinde hesaplanıyor. Dolayısıyla, ekonominin sıkıntılı döneminde, devletin tutumu da, piyasanın daha da daralmasına, firmaların ödeme güçlüğü içine düşmelerine, özellikle bankalara karşı taahhütlerini yerine getirmekte zorlanmalarına neden oluyor.

İşte bu olumsuz piyasa koşullarında, -belki başka kentlerde de var, ama özellikle Çorum’da- eski hastalığın depreştiği, iş dünyası ile ilgili dedikodu üretiminin doruk noktaya çıktığı gözleniyor. Falanca firmanın çeki yazılmış, filanca grup batmak üzereymiş, feşmekan kuruluşa kayyum atanmış…Alıcı kuş gibi pusuda bekleyen finans kuruluşları da, dedikodulara dayanarak firmaların üzerine çullanıyor.

Böylesine çok yönlü bir baskı altında, en sağlam kuruluşlar bile batmaktan kurtulamaz. Ödeme güçlüğü içine düşen firmanın, mal varlığı, borcunun kaç misli, ya da devletten alamadığı alacağı, borcunu kaça katlar, bunu düşünen, dikkate alan var mı? Çorumlu’nun dişiyle-tırnağıyla oluşturduğu özel sektör kuruluşları, dedikodu çirkefi yüzünden batarsa, -hemşehri değil, insan bile denilemeyecek- hangi sadist ruhlular keyif alacak?

“Çorumluluk” adına utanç duyduğumuz bu kötü huy, ne yazık ki yeni ortaya çıkmış değil. 22 Haziran 2015’te, “Kentsel büyümenin ve kalkınmanın önündeki en büyük engel: FİTNE, FESAT VE HASET!” diye manşet atmıştım. 15 Ocak 2016’da ise “Tehlikenin farkında mısınız?” başlığıyla konuyu değerlendirmeye çalışmıştım. Başka vesilelerle de bu konuya çokça değindim. Değinmeye, uyarılarımı yazmaya devam edeceğim. Çünkü, Çorum milliyetçiliği bunu gerektiriyor.

İş hayatında kazanmak da vardır, kaybetmek de…Ama, her bir Çorumlu’nun sorumluluğu, Çorum firmalarının başarılı olmasına, daha fazla üretim, daha fazla istihdamla Çorum ve ülke ekonomisine katkılarını artırmasına katkıda bulunmaya çalışmak, en azından bu yönde temennide bulunmaktır. Küçücük bir kıvılcıma körükle gidip yangını büyütmeye çalışmak değil.

Sözünü ettiğim iki yazımı tekrar hatırlatacağım, ama “iyi niyetle” sohbet malzemesi yaparak bu dedikodu ayıbına istemeden katılan hemşehrilerimi de uyarmak istiyorum: Yazıktır, ayıptır, günahtır!..Çorum ekonomisine zarar vermek, kendi kendimize zarar vermektir. Lütfen daha dikkatli davranalım, fitneye alet olmayalım.

Editör: TE Bilisim