Dün 13:00’de Pirbaba Parkı’nın Bahabey Caddesi girişinde bir araya gelen Birleşik Kamu-İş üyeleri, ellerinde döviz ve pankartlarla AKP’nin emekçi sınıfına yönelik politikalarını eleştirdiler.

Genel Sağlık-İş İl Temsilcisi Yalçın Çiftçi’nin de hazır bulunduğu etkinlikte Birleşik Kamu-İş adına Eğitim-İş İl Temsilcisi İlhan Yaşar tarafından bir basın açıklaması yapıldı.

1 Mayıs 1977’de katledilen ve failleri hâlâ bulunmayan emek şehitlerini anarak sözlerine başlayan İlhan Yaşar, “Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp kitlesel işten çıkarmalar sürerken, emekçilere düşük ücret ve maaş artışları dayatılmaktadır. Siyasi iktidarın oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirmekte, bir yandan ücretler düşerken diğer yandan da ücretlilerden alınan vergiler ise sürekli artırılmaktadır.” dedi.

“EN KÖTÜ 10 ÜLKE ARASINDAYIZ”

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun raporunda Türkiye’nin; Kamboçya, Hindistan ve İran gibi ülkelerle birlikte çalışanlar için en kötü on ülke sıralamasında yer aldığına dikkat çeken İlhan Yaşar, diğer yandan 16 yıl boyunca ülkemizin en değerli ve stratejik kaynaklarının özelleştirmeler yoluyla uluslararası ve yerli sermayeye peşkeş çekildiğini vurguladı.

İlhan Yaşar açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:

“Bugün halkın büyük bölümü açlık sınırının altında, yoksulluk sınırınınsa çok ama çok uzağında bir yaşam sürdürürken, bir milletvekilinin bir aylık maaşı, asgari ücretlinin 1 yıllık maaşına eşit hâle gelmiştir.

Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınmak istenmesi, taşeronlaştırma, esnek ve güvencesiz çalışma gibi, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenlemeler hızla sürmektedir.”

“ARTIK BIÇAK KEMİĞE DAYANDI!

Birleşik Kamu-İş olarak; kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak, kamusal hizmetlerini ticarileştirip, özelleştirecek girişimlerin her zaman karşısında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurgulayan Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Emeğimize karşı saldırılar karşısında sınıf bilinciyle birleşip mücadeleyi güçlendirmekten başka çaremiz kalmamıştır.

Emek ve sınıf mücadelesi kazanılmadan; emeğimiz üzerindeki sömürünün kalkmayacağını, yoksulluk ve işsizliğin bitmeyeceğini, hakça bir paylaşımın, laik bir eğitimin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği çağdaş, laik ve demokratik Cumhuriyet’in devamının olamayacağı açıktır.

Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulabileceğine, emeğimizi sömürenlerin ise ‘bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerine’ inanıyoruz.”

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim