Sendikacılığın sadece özlük, sosyal ve ekonomik hak mücadelesi olmadığını anlatan Aydın, sendikacılığın bir de sivil toplum örgütü misyonu bulunduğunu ifade etti.
Türkiye’nin zor günler geçirdiği, ülkenin Suriye ve Irak’a dönüştüğü şu günlerde; milletin geleceğine, devletin üniter yapısına ve vatanın birliğine her türlü katkı sağlamaktan geri kalmayacaklarını dile getiren Selim Aydın, “Bizi sadece ücret pazarlığı yapan ya da mesleki haklarla ilgilenen, ülkenin sosyal sorunlarına duyarsız bir teşkilat olarak kimse düşünmesin. Başka Türkiye yok!
Kuruluşumuzdan beri ilkemiz önce ülkemiz dedik ve bu yolda, bu şiarla hak ettiğini mutlaka alan bir sendikacılık anlayışıyla yürüyoruz. İlkelerimizden ödün vermeden, aynı şevk, kararlılık ve inançla yürümeye devam edeceğiz. Hani şairin dediği gibi “Hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal” .  Evet biz bu yüce milletin tarihsel bakiyesinde her daim olan milli ve yerli değerlerinin hamallığını yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler varlığımızı, Türk Milleti’nin varlığına bağladık. Ve bu varlığımız her zaman, seve seve Türk varlığına armağan değil kurban olsun dedik” dedi.
Türkiye’nin çok kötü günlerden geçtiğini belirten Aydın, 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanet hareketinden bugüne özellikle kamuda büyük sıkıntılar yaşandığını ve yaşanmaya da devam edildiğini anlattı.
Darbenin sorumluları bulunduğunu ve o darbenin yakınında, sağında, solunda kim var ise gerekli cezayı hak ettiğini dile getiren Aydın, 241 vatandaşın şehit edilmesine, 2 binden fazla vatandaşın yaralanmasına neden olan, TBMM’yi bombalamış bu insanların hakkının olamayacağını vurguladı. Hukuk ve adaleti terk ederek Türkiye’nin de  bir yere varamayacağını belirten Aydın, gerçek suçluların bulunmasının kağıt üzerinden yapılamayacağını, mevzuatın çalıştırılarak gerçek anlamda kişilerin FETÖ ile ilişkisi olup olmadığının bulunması için ciddi bir soruşturma yapılması gerektiğini belirtti. Aydın, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi savunma hakkı asla ortadan kaldırılmaz. Olağanüstü hal yasalarının savunma hakkını ortadan kaldırılacak şekilde düzenlenmesi de hukuki değildir. Kim olursa olsun kişi yargılama ve savunma hakkına mutlak ve mutlak sahip olmalıdır. Biz bunu istedik.
Cumhurbaşkanı’nın 15 Temmuz tarihinden sonraki açıklamaları, Yenikapı Ruhu ifadesini çok önemsiyoruz.  Gerçekten Türkiye’nin ihtiyacı olan bir şeydir, doğru bir tespittir. Yenikapı ruhu dediğimiz olgu insanların tüm olarak kucaklanması esasına dayanan, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, benim adamım senin adamın ifadelerinin yok edildiği, adaletin tesis edildiği, insan haklarına saygı duyulduğu bir ruhtur. Biz bunun devamını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü söyledi fakat bunun gereği bugüne kadar kamuda yapılmadı. 15 Temmuz öncesinden çok farklı bir anlayışı görebildiğimizi söylemek mümkün değildir.
Kamuda evladını istihdam etmek isteyen insanlar, bırakınız alın teriyle girsin. 2010 yılında KPSS’de hırsızlık yapıldı. Soruları çaldılar, birtakım insanlar çalınan sorularla sınava girdiler ve diğerlerine fark attılar, öğretmen oldular, memur oldular. Ha KPSS’de soruları çalmışsın ha mülakatla insanların alın terini çalmışsın. Hiçbir fark yok. Bu nedenle artık bu söylemlerin içinin doldurulmasını istiyoruz.
Suçlayıcı şekilde yaklaşmayalım. Bu sözün içinin doldurulmasını isteyelim. Madem bu söz söylendi, madem bu söz bütün yüklendiği anlamlar itibariyle Türkiye’nin ihtiyacı olan bir ifade, o zaman içi doldurulmalıdır” şeklinde konuştu. 
 
Editör: TE Bilisim