Salgın sürecinde Türkiye’nin, eğitim- öğretim kurumlarının en uzun süreli tutulduğu ülkeler arasında yer aldığını belirten Beyaz, “Okulların kapalı tutulması sürecinde MEB yetkililerinin eğitim-öğretim kurumlarının sorunlarını çözmesi için ciddi somut adımları atmadığı gözlemlenmiştir. Yapılan çevrim içi dersler eğitimde var olan eşitsizliği daha da derinleştirmiştir. Özellikle tarım işçilerinin, mülteci ve göçmen ailelerin çocukları eğitim hakkından yoksun kalmışlardır. Ayrıca internet erişimi ve teknik donanımın yetersizliği eğitim hakkının kullanılamamasına yol açmıştır” dedi.
“MUTLAKA TELAFİ EĞİTİMİ 
YAPILMASI GEREKİYOR”
Yeni bir eğitim-öğretim yılına girerken, eğitimin yine sorunlar sarmalında olduğunu vurgulayan Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz,  6 Eylül Pazartesi günü başlayacak olan 2021-2022 eğitim-öğretim yılına ilişkin yaptığı değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Salgın sürecinde eğitimin tüm bileşenleri sürekli belirsizliklerle, son dakika yapılan açıklamalarla baş başa bırakıldı. Uzaktan eğitimde sürecinde öğretmen ve öğrencilere hem gerekli cihazlar hem de ders içerikleri konusunda gerekli destek sağlanmadı. Öğrenciler sadece akademik kayıplar yaşamadılar. Sosyal ve psikolojik açıdan da zor günler yaşadılar. Okulların açık tutulamaması çocuklarımızda telafisi olamayacak kayıplara neden oldu. Saatlerce ekran başında olmaları hem fiziksel hem de psikolojik açıdan çocuklarımızı çok olumsuz etkiledi.”
 “PCR TESTLERİNİN NASIL VE NEREDE, 
HANGİ KOŞULLAR ALTINDA 
YAPILACAĞI BİR MUAMMADIR”
“Okul açılışları ile ilgili alınan önlemler açıklandı.  Ders süreleri 40 dakikayı aşmayacak.  Ders aralarındaki yoğunluğu düşürmek için ders sürelerinin belirlenmesi, teneffüs saatlerinin belirlenmesi esnek tutulmuştur. Bu belki ilkokullarda uygulanabilecek durumdur. Ancak ortaokul ve liselerde uygulanabilirliği yoktur. Salgınla mücadele okullarda neredeyse maske ve mesafeyle sınırlandırılmıştır. Mevcut koşullarda, sınıf kapasitelerinin 30-35 olduğu sınıflarda 40 öğrenci ve 2 metrelik mesafeler nasıl korunabilir. Okulların öğrenci sayıları dikkate alındığında alınan önlemlerin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı uygulama ile görülecektir.”
“OKULLARIN AÇILMASI OLUMLU, 
ANCAK VAKALARDAKİ ARTIŞ BİZ 
EĞİTİMCİLERİ KAYGILANDIRMAKTADIR”
“Okulların yüz yüze eğitim –öğretime açılması olumludur. Ancak son günlerde yaşanan vakalardaki artış biz eğitimcileri kaygılanmaktadır. 
Bu yüzden bilim insanlarının uyarı ve önerilerinin dikkate alınması oldukça önemlidir. Eğitimin tüm bileşenlerinin( veli, öğrenci, yönetici, öğretmen, memur, yardımcı hizmetliler, servis görevlileri, kantin çalışanları, pansiyonlu okullarda pansiyon ve yemekhane görevlileri) iki doz aşıları yapılarak okulların eğitim- öğretime açılması gerekmektedir. Bakanlık aşı olmayanlar için haftalık iki kez PCR testi yapılmasını önermektedir. PCR testlerinin özellikle okulların açık tutulduğu süreç içerisinde nasıl ve nerede, hangi koşullar altında yapılacağı ise bir muammadır.  
Olağanüstü durumlarda ilk açılan ve son kapanan kurumlar tabi ki okullar olmalıdır. Bu yüzden de salgın dönemlerinde öncelikli olarak gerekli önlemlerin alınmasıyla okulların açık tutulması sağlanabilmelidir. Ayrıca yaklaşık 20 aylık bir süredir okullarından uzakta kalan eğitimin öğrenci, veli, öğretmen bileşenleri için psikolojik destek sağlanmalıdır. Eğitim- öğretimde hibrit eğitim ya da çevrim içi eğitim asla yüz yüze eğitimin alternatifi olarak görülmemelidir. Eğitim Sen olarak sorunların takipçisi olacağız.” (Haber Merkezi) 
 

Editör: TE Bilisim