Özel bir şirkette çalışan genç kız ile tıp fakültesi öğrencisi olan genç aile arasında yapılan bir törenle nişanlandı. İddiaya göre; okulu bitirip doktor olan genç adam, genç kıza telefon mesajı atarak nişanı bozduğunu iletti. Adeta dünyası başına yıkılan genç kız soluğu mahkemede aldı. 5. Aile Mahkemesi'ndeki davada ifade veren nişan mağduru genç kız, nişanı gelenek ve görenekler gereği ailesinin yaptığını, nişan döneminde davalının tıp öğrencisi, kendisinin ise işte çalıştığını dile getirdi. Davalının doktor olduğunda hiçbir kusuru ve kabahati olmadığı halde nişanlılığı bir telefon mesajı ile bitirdiğini, facebooktan yeni bir ilişkisinin başladığını bildirmesi üzerine başka biri için ayrıldığını anladığını söyledi.

Davacı genç kız, nişan masrafı ve davalıya verilen harçlık için 10 bin TL maddi ve çektiği acı, ızdırap, elem ve davalının başkası ile birlikte olması nedeniyle 40 bin TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istedi.

Mahkemede savunma yapan davalı doktor ise nişan töreninin yapılmadığını sadece aile arasında söz kesildiğini, söz töreninde mutad dışı masraf yapılmadığını, evlenmeyi tıpta uzmanlık sınavını kazandıktan sonra düşündüğünü kaydetti.

Kusurun davacıda olduğunu, manevi tazminat şartları oluşmadığı gibi miktarının da fazla olduğunu, nişanlısından ayrıldığı için kendisinin de üzgün olduğunu, üzüldüğünden dolayı kazanmak istediği sınava hazırlanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile bin 566 TL maddi tazminat ile 20 bin TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine hükmetti. Kararı davalı temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, nişanın bozulması nedeni ile doğal olan üzüntü sebebi ile oluşan menfaat ihlali için manevi tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu.
5. Aile Mahkemesi bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının manevi tazminat talebinin reddine hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.
Kararda; “Davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile nişanın bozulması nedeni ile doğal olan üzüntü sebebi ile oluşan menfaat ihlali için manevi tazminata hükmedilemeyeceği, ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuştur. Bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebileceği, temyize konu uyuşmazlıkta davalının sebep göstermeden nişanı bozduğunun anlaşılmıştır. Bu hali ile davalının, davacının kişilik haklarına saldırarak doğal üzüntüyü aşan şekilde manevi zarara (objektif zarar) yol açtığından söz edilemeyeceği, bu itibarla manevi tazminat koşullarının somut olayda bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkeme hükmünün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.

Editör: TE Bilisim