Baro Başkanı Av. Altan Akpınar, İç Güvenlik paketi olarak anılan torba yasanın yasalaşması durumunda Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’da belirtilen demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olma niteliğini kaybedeceğini ve bu tür uygulamaların ancak olağanüstü durumlarda ve sıkıyönetim halinde görüldüğünü ifade etti
Baro binasında düzenlediği basın açıklamasında İç Güvenlik Torba Yasa teklifi ile Türkiye’de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edileceğini söyleyen Akpınar, bu tasarıyı hazırlayan siyasi iktidarın ne tür bir siyasi dönemden geçildiğini ya da nasıl bir sıkıyönetim halinde olunduğunu açıklaması gerektiğini vurguladı.
Bu paket ile toplumsal muhalefetin sesinin kısılmak istendiğini belirten Akpınar, farklı düşüncelerin baskı, şiddet ve yıldırma ile sindirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yerine, totaliter anlayışın hakim olduğu, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış olan kişi özgürlüğü ve güvenliğinin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini vurguladı. Adli soruşturmada yetkinin Cumhuriyet Savcısındayken gözaltına alma kararında yetkinin kolluğa verilmesinin; bireysel suçlarda 24 saat, toplu suçlarda 48 saat gözaltı uygulamasının kişinin hürriyeti ve güvenliği, adil yargılama hakkı bakımından önemli sorunların yaşanmasına neden olacağını belirten Akpınar, yargı yetkisinin de savcıların elinden alınıp mülki idarelere verildiğini dile getirdi.
Kişilerin üst, eşya ve araçlarının aranmasına dair tedbirlerin uygulanmasının yargıç kararı olmaksızın kolluğun keyfine bırakılmasının son derece tehlikeli olduğunu anlatan Baro Başkanı Av. Altan Akpınar, yasa ile birlikte saçma sebeplerden dolayı insanların üzerinin ya da aracının aranabileceğini ifade etti. Yargı kararı olmaksızın telefon dinlemeleri ve üst aramalarının önünün açılarak Anayasal bir hak olan özel hayatın gizliliği ve haberleşme özgürlüğünün keyfi bir şekilde ihlal edilebileceğini belirten Akpınar, polis tarafından sıkılan biber gazından korunmak amacıyla ağzını yüzünü bezle örten kişilerin de terör örgütü üyeliği ile suçlanabileceğini anlattı.
Polis ve askere herhangi bir şekilde saldırılmasının kabul edilemeyeceğini ifade eden Akpınar konuşmasında mevcut kanunların meşru müdafaa durumunda orantılı güç kullanılmasına yetki verdiğini, asıl yapılmak istenenin yürütme organına yargı yetkisinin verilerek emel hak ve hürriyetlerin kullanılamaz hale getirilmesi olduğunu vurguladı.
Akpınar, İç Güvenlik Paketi’nin TBMM gündeminden derhal geri çekilmesi ve siyasi iktidarın hukuk tanımazlığına son verilmesi gerektiğini anlattı.
(Erkan BAYATLI)
Editör: TE Bilisim