Virüslerin, bakteriler ve diğer mikrobiyolojik ajanların kişi ve toplum sağlığını tehdit edecek bir düzeye ulaşmasının, büyüyen ve kozmopolitikleşen dünya için beklenen doğal bir gelişme olduğunu belirten Çiftçi, insanlık tarihinde farklı dönemlerde veba, kolera, İspanyol gribi gibi ciddi yıkıcı sonuçları olan salgınlar ile karşılaşıldığını, yakın dönemde de SARS, EBOLA, MERS, H1N1 (Domuz Gribi) gibi salgınların gündeme geldiğini söyledi.

KOVİD-19’un yeni bir coronvirus olduğunu kaydeden Çiftçi, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Yapısına dair bilgimiz olmasına karşın, kaynağı, yayılması ve sağlığı tehdit etme potansiyeline yönelik bilgilerimizin henüz değerlendirme aşamasındadır. Aşısına ve hastaların klinik tedavilerinin düzenlenmesine yönelik sonuç alıcı çalışmalar ise zaman gerektirmektedir. Ölüm oranlarının ve etkilenen yaş gruplarının özellikleri dikkate alındığında önceki viral salgınların gerisinde kaldığı gözlenmekle birlikte, virüsün hızla nitelik değiştirmesi ve daha tehlikeli sonuçlara yol açması mümkündür.

Bu nedenle, sürecin sadece sağlıkla ilgili bilimsel verilerin ışığında yol almasına terkedilmeden, bireylerin ve toplumun sağlığını genel olarak etkileyen boyutlarıyla birlikte ele alınması zorunludur.

Ancak, dünya ölçeğinde Çin’in bıraktığı ekonomik alanların devşirilmesi, ülkemiz ölçeğinde ise maske, dezenfektan ve tıbbi koruyucuların karaborsaya düşmesi ile sonuçlanan nitelikleri kaygılarımızı artırmaktadır.

Yine aynı şekilde Şehir Hastaneleri üzerinden yapılandırılan kamusal sağlık hizmeti modelinin, parçalı ve ayrıştırılması gereken niteliklere sahip sağlık hizmet alanlarının kullanımında da ciddi sıkıntılara yol açtığı gözlenmektedir. Nitekim karantina için çözüm olarak bulunan Zekai Tahir Burak Hastanesi; Ankara’da Şehir Hastane rantı için kapatılmış bir hastane olmuştur.

Bir başka handikap ise, halen ülkemizde resmileşen herhangi bildirim olmamasına karşın, İran örneğinde olduğu gibi sağlık turizmine ve benzer alanlardaki yatırımların bu süreçten etkilenmemesi esasına yönelik olarak sürecin işletilmeye çalışılmasıdır.

Öte yandan sağlık çalışanlarının bu süreçten etkilenmemesi için alınacak önlemler konusunda ciddi kaygılarımız söz konusudur. Sağlık Bakanlığının sürecin temel unsurlarına yönelik takipçi bildirimleri yetersiz kalmakta, alınan önlem ve gündeme getirilen sağlık çalışanları rehberlerinin hayata geçirilmesinde ciddi yönetimsel ve teknik sorunlar yaşanmaktadır.

Zaten, halkın sağlık okuryazarlığı gereksinimine yönelik boşluk ortadadır. Sosyal medya ve basın kuruluşlarından edinilmeye çalışılan bilgiler tam bir karmaşaya yol açmakta, halkın daha da kaygılanmasına neden olmaktadır. Bu durum esas olarak, halkın sağlık konusunda bilgi ve bilinç düzeyine artırmaya yönelik koruyucu sağlık politikalarının terkedilmesinin bir sonucudur.

Genel Sağlık-İş olarak; yayılımın önlenmesi, sınırlandırılması ve takibinin en etkin bir biçimde yapılması için karantina süreçlerinin tam bir kararlılık ve disiplin içinde hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Aktif görev alacak sağlık personelinin zarar görmemesi için gerekli tüm organizasyon, tıbbi malzeme ve donanım önlemlerinin alınmasını talep ediyoruz.

Sürecin her noktasında bütün kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, sağlık sendikaları ve sağlık meslek örgütleri ile tam bir iş birliği içinde hareket edilmesini bekliyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim