DEVA Partisi olarak göçmen sorunu konusunu partisinin görüşlerini açıklayan İl Başkanı Vargeloğlu, bu ülke nüfusunun yüzde 10’u kadar bir insanın Türkiye’ye geldiğini, buna rağmen hükümetin göçmenlerle ilgili geçerli bir politikasının olmadığını vurguladı.
Düzensiz göçmenlerin sınırlar dışında tutulması gerektiğini belirterek göç konusunda insan odaklı ve ülke menfaatine dayalı bir ulusal göç politikasına geçilmesi gerektiğini anlatan DEVA Partisi İl Başkanı Vargeloğlu, “Sınır güvenliği derhal sağlanmalı, kayıt dışı girişler engellenmelidir. Sınır komşularımızla iş birliği içinde göç kontrol altına alınmalı, önleyici tedbirler oluşturulmalı ve düzensiz göçmenler sınırlarımızın dışında tutulmalıdır. TSK ve kolluk güçleri tarafından sınır bölgelerindeki güvenlik mekanizmalarıyla izinsiz geçişler engellenmeli, insan kaçakçılığı ile mücadele edilmelidir. Güvenli ülkelerden Türkiye’ye giriş yapanlar o ülkelere iade edilmeli veya üçüncü ülkelere yerleştirilmelidir” diye konuştu.
“SURİYELİLER GÜVENLİ ŞEKİLDE DÖNEBİLMELİ”
Suriye’deki sorunun bir parçasının hiç şüphesiz Suriye’deki mevcut hükümet olduğunu, bu hükümetin uluslararası girişimlerde bulunmayarak güvenliğini sağlayacak uluslararası mutabakatları aramadığını ifade eden Vargeloğlu, “Kimse can güvenliğinin olmadığı bir yere gönderilemez. Suriye’de güvenli bir devlet düzeninin oluşmasına veya uluslararası düzeyde güvenli bölgelerin tesis edilmesine ve Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir ortama gönüllü geri dönüşüne odaklanacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin göçmen deposu olarak görülmesinin kabul edilemeyeceğini anlatan Vargeloğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Hükûmet, otoriter rejime göz yumulması ve birkaç milyar Euro karşılığında ülkenin Avrupa’nın tampon ülkesi olmasını kabul etti. Mülteciler tüm dünyanın meselesidir. Küresel bir mesele küresel bir külfet ve sorumluluk paylaşımını gerektirir. Geçici koruma altındakiler ve düzensiz göçmenler; Arap ülkeleri başta olmak üzere, Avrupa ülkeleri ve Amerika ile paylaşılmalıdır. Türkiye’nin bir göçmen ve mülteci deposu olarak görülmesi ve Türkiye’ye bir tampon bölge muamelesi yapılması asla kabul edilemez.
“GÖÇMENLER KAYIT ALTINA ALINMALIDIR”
Tüm göçmenler kayıt altına alınmalı, gettolaşma, kayıt dışı işçi, çocuk işçi ve asgari ücret altında bir maaşla işçi çalıştırılması önlenmelidir. Ekonomik, siyasi ve kültürel uyuma odaklanılmalıdır. Yerel yönetimlerin eş güdümünde ve sivil toplum iş birliği ile yapılacak projelerle göçmenlerin topluma kaynaşması ve uyumu sağlanmalıdır. Çocuk evlilikleri, göçmen ve sığınmacıların suça sürüklenmesi engellenmelidir. Temel insan haklarına aykırı ayrımcılıkların önüne geçilmeli, sokak ve mahallelerde güvenlik tesis edilmelidir.
Yabancı düşmanlığı içeren söylemler kullanılmamalı, göçmenler hedef gösterilmemelidir. Siyasiler popülizmden uzak durmalı, medya kullandığı dile dikkat etmelidir. Sosyal medya üzerinden işlenen nefret suçlarına karşı mücadele edilmelidir. Kamu spotu ve benzeri çalışmalarla, gerçek dışı algılarla mücadele edilmelidir. Sığınmacılara ve kırılgan gruplara yönelik hak ihlalleri etkili biçimde soruşturulmalı ve bağımsız yargının önüne çıkartılmalıdır”
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim