Yine yıllardır, ülkemizin zor bir süreçten geçtiğini söylüyoruz; “herkesin ideolojik takıntılarını yavaşça yere bırakması” dileğinde bulunarak, birlik, beraberlik ve kardeşlik çağrısı yapıyoruz. “İdeolojik takıntılarınızla, ülke çıkarlarının, Çorum çıkarlarının önünü perdelemeyin” diyoruz.

18 Mart 2015’teki büyük Çanakkale zaferinin 105. yıldönümünü de “Tarihlere sığmaz bu destan” manşetiyle okurlarımıza sunduk. Gerçekten, Türk milletinin ‘tek ruh, tek yürek, tek vücut olarak’ tarihe yazdığı, emperyalizme karşı verilmiş bir kahramanlık destanıydı bu.

Bu büyük ulusal günde, ne yazık ki, tarihi gerçekleri görmezden gelenlerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Çanakkale’de yok saymaya kalkıştıklarına bir kez daha tanık oluyoruz. Oysa, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, sosyal demokratı, demokratik sosyalisti ile Türk ulusunun ezici bir çoğunluğu, Atatürk’e de saygılıdır, cumhuriyet değerleriyle de barışıktır. Atatürk karşıtlığı, küçük radikal unsurlarla sınırlıdır.

Ulusça minnettar olduğumuz, herkesin de minnettar olması gereken “kurtarıcı” ve “kurucu” önderi yok sayarak, toplumsal barışı, birlik, beraberlik ve kardeşliği sağlamak asla mümkün değildir.

Küresel salgına karşı adeta yeni bir “ulusal kurtuluş savaşı” vermek durumunda olduğumuz şu günlerde, böyle bir tavır sergilemek, en hafif deyimle “dayanışma” duygusunu gölgelemek anlamına gelir. Bundan herkesin özenle kaçınması gerekir.

Editör: TE Bilisim