CHP Milletvekili Aday Adayı Solmaz parti binasında bir basın toplantısı düzenleyerek aday adaylığını açıkladı. Solmaz’ın aday adaylığını açıkladığı toplantıya CHP İl Başkanı Gürsel Yıldırım, Merkez İlçe Başkanı Ali Rıza Suludere, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları, Belediye ve İl Genel Meclisi üyeleri, eski il başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
Adeta izdihamın yaşandığı aday adaylığı açıklamasında Solmaz, “Bugün bilineni usulüne uygun bir şekilde tekrarlamak için buradayız. Bilindiği üzere Çorum’dan partimizin milletvekili adayı olmaya adayım. Yani milletvekili aday adayıyım.
Eğer Allah kısmet eder partililerimiz de teveccüh gösterirse Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını sadece bütün onuru ile değil, aynı zamanda o büyük sorumluluğu ile de taşımak istiyorum” dedi.
Kuvayı Milliye anılarının kol gezdiği ve hissedilircesine yaşandığı bir ortamda büyüdüğünü ifade eden Solmaz, “İşte adaylığımı tetikleyen asıl neden kanımda, iliğimde hissettiğim bu Kuvayı Milliye ruhudur. Biliyorum ki, öyle öğrendim ki Kuvayı Milliye bu ulusun namusudur, şerefidir. Mustafa Kemal de onurudur, ışığıdır. Ve ikisinin birliği ile yeryüzünü aydınlatan ulusal kurtuluş savaşımızda benim ve yeryüzündeki bütün yurtseverlerin yol göstericisidir, kutup yıldızıdır. Ne mutlu ki ulusumuzun böyle soylu, böyle şanlı bir tarihi var. O soylu geçmişimiz ki; o imrenilesi tarihimiz ki içinde bizi aydınlık yarınlara taşıyacak her türlü yol gösterici var” şeklinde konuştu.
Kuvayı Milliyeci bir ailede yetişmiş bir cumhuriyet aydını olarak sorumluluk alması gerektiğinin farkında olduğunu dile getiren Solmaz, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Yaşadığımız kentimiz, Çorum’umuz sürekli göç verir hale geldi. Kasabalarımız, köylerimiz can çekişiyor. Göz göre göre tükeniyorlar. Tarımımız öldü, hayvancılığımız öldü. Sanayimiz de gelişemedi. Üstelikte sahipsiz, kaderine terk edilmiş durumda.
Tarımı olmayan bir kentin hayvancılığı da olmaz. Tarımı, hayvancılığı olmayanın da yani kırsalı üretmeyen bir kentin şehirde esnafı da olmaz. Esnafı satış yapmayan bir ülkede hangi sanayi gelişir? Alıcısı olmayan bir malı kimse üretmez. Bu koşullarda da aynen ülkemizde olduğu gibi işsizlik çığ gibi büyür.
İşsizlik tek başına büyümüyor. Meydana getirdiği bütün toplumsal sıkıntıları ile birlikte büyüyor. Ama bugün maalesef sadece işsizlik ve onun yol açtığı toplumsal sorunlar büyümüyor bu ülkede. Bunların yanı sıra başka bir sorun, çok daha tehlikeli bir bela, bir kara tehditte hızla büyüyor bu coğrafyada.



“ÜLKE DİKTATÖRLÜĞE SÜRÜKLENİYOR”
Demokratik, laik, çağdaş cumhuriyetimize ve 250 yıllık aydınlanma mücadelesi ile elde ettiğimiz demokratik kazanımlarımıza, çağdaş yaşamımıza yönelik bir kara tehdit büyüyor. Gün geçtikçe ülkemiz açık bir biçimde hızla bir diktatörlüğe sürüklenmektedir. Görmemek, kaygılanmamak, hemen şimdi karşı koymak üzere davranmamak büyük bir sorumsuzluktur. Mustafa Kemal’den hiç feyiz almamış olmak demektir.

“GÜN FAŞİZME KARŞI ÇIKMA GÜNÜ”
Ne tarım, ne hayvancılık, ne sanayi, ne de ticaret. Önümüzdeki en yakıcı mesele, kurulmak istenilen gerici faşist diktatörlüğe karşı koymak ve çağdaş demokratik hukukumuza sahip çıkmaktır. Hem de hiç vakit geçirmeden hemen şimdi.
“Faşizm veba mikrobu gibidir, görüldüğü yerde yok edilmelidir” diyordu ünlü yazar Orhan Asena. İçinde yaşadığımız koşular bizi mücadeleye çağırmaktadır. Hem de saflarımızı sıklaştırarak. Unutmayalım ki anayasal güvencesi, özgürlüğü olmayan bir toplumun partisi de olmaz, sendikası da olmaz, derneği, meslek odası da olmaz.
O halde Çorum’umuzu ve her karışı şehit kanı ile sulanmış vatanımızı, yeniden ulusumuzun özgürce, kaygısızca, huzur içerisinde kardeşçe yaşadığı bir ülkeye dönüştürebilmek için, yeniden hep birlikte üretip adil, ahlaklı bir şekilde paylaşabilmek için, ata yadigarı vatanımızda, insanca yaşayabilmemiz için, çok şükür diyebilmek için, ülkemize ve ulusumuza yönelik her türlü tehdidi ve tehlikeyi bertaraf edebilmek için ben bu mücadeleye adayım.

“ANKARA’DA EL KALDIRIP İNDİRENLERDEN OLMAYACAĞIM”
Bilerek ve isteyerek, inanarak ve güvenerek bu sorumluluğu almak için adayım.
Bilgimle, birikimimle ve en önemlisi gençliğimle bu mücadelenin bayrağını taşımaya, eğer Allah yazdı ise Ulubatlı Hasan’ı olmaya adayım. Ankara’da el kaldırıp indirmek için değil, kendi paçamı kurtarmak amacıyla değil, rehavete kapılmak için değil, sadece ve sadece ülkeme ve sizlere yani ulusuma hizmet etmek için adayım.
Özel olarak Çorum’umuza ve genel olarak ta ülkemize bir kürek harç koyan herkesin yanında olacağıma, ancak kul hakkı yiyenlerin, bölücülerin, ayrım yapanların karşısında da hiç bir korku duymaksızın dimdik duracağıma hepinizin huzurunda ve tarih önünde söz veriyorum.

“KAVGANIZ KAVGAM OLACAK”
Kaygılarınız kaygım, kavganız kavgam olacak. Bana bu görevi verirseniz sırf yüzünüz gülsün diye bilincim 24 saat açık olacak. Oylarınızı istiyorum desteklerinizi istiyorum ama daha da önemlisi yüreklerinizi yüreğimin yanında istiyorum.
Önseçim sonuçları her nasıl olursa olsun ben sizlere ve ulusuma verdiğim her sözümün arkasında duracağım. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Daha önce olduğu gibi bundan sonra da örgütümün, yani halkımın emrindeyim. Önseçimimizin ve 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimin ulusumuza, ülkemize hayırlı olmasını, yurdumuza barış ve kardeşlik getirmesini diliyorum. Bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey barıştır, kardeşliktir, yani CHP iktidarıdır.”
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim