30 Ağustos 1922’de kazanılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi'nin zaferle sonuçlandığını hatırlatan Demirer, “Ne yazık ki yaşadığımız günde emperyalizm ve işbirlikçileri, "kanla, irfanla kurulmuş" Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmek ve yıkmak heveslerinden vazgeçmemişlerdir” dedi.
Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı “emperyalizme karşı verilen ve dünyadaki tüm mazlum ve sömürülen halklara örnek olan kutsal bir direniş” olarak niteleyen Demirer konuşmasını şöyle sürdürdü:
“30 Ağustos zaferi vatanımız olan Anadolu'da bağımsız, halk egemenliğine dayalı, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal'in söylediği gibi: "Türk vatanını fethetmek fikrini, Türk'ü esir etmek hayalini, genel, ortaklaşa bir fikir haline koymaya çalışanlar layık oldukları akıbetten kurtulamamışlardır.
Zafer sonrasında başlatılan "Anadolu Aydınlanması' ve yeni bilim, ekonomi zaferleri ile çağdaş bir devlet ve toplum yapısının oluşturulmasına çalışılmıştır.
Ne yazık ki yaşadığımız günde emperyalizm ve işbirlikçileri, "kanla, irfanla kurulmuş" Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmek ve yıkmak heveslerinden vazgeçmemişlerdir. On üç yıl kesintisiz süren, 7 Haziran 2015 genel seçiminde son bulan siyasal iktidar döneminde, emperyalizmin hiç bir zaman vazgeçmediği "Sevr" yeniden Türk ulusunun önüne getirilmiştir. Siyaset ve devlet içindeki cemaatle kirlenmiş bu 'değişim ve dönüşüm' döneminde, Türk ordusu da yıllarca süren hukuksuz Silivri davalarıyla gözden düşürülmüş, etkisiz hale getirilmiştir. Bu dönemde siyasal iktidar bölücü terör örgütüyle içeride ve dışarıda mücadele yerine müzakere yürütmüş, "kahraman Türk Ordusu" ise kışlasında bekletilmiştir.
Büyük zaferin doksan üçüncü yıl dönümünde, yarınlar için umutsuzluğa düşmeden Mustafa Kemal'in sözlerini yineliyoruz: "Bugün yıl dönümünü kutlamak bahtiyarlığına eriştiğimiz büyük zafer, özellikle Türk ordusunun eseridir. Türk milleti ve Türk ordusu var olsun!”
(Onur MÜLAZIM)
Editör: TE Bilisim
