Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’de iktidarın uyguladığı yanlış politikalar yüzünden her geçen gün büyüyen ve çeşitlenen sorunların tek çözümünün iktidar değişimi ve topyekün zihniyet değişimi olduğunu söyledi. 

DEVA Partisi İskilip İlçe Kongresi için ilimize gelen, ilçedeki kongre ve ziyaretlerinin ardından seçim otobüsü ile Çorum’a gelen Ali Babacan ve beraberindeki DEVA Partisi Genel Merkez yöneticileri bir günlük ziyaretleri başta olmak üzere ülke gündemini değerlendirme amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ülkede son dönemde yaşanan yüksek faizler, enflasyon ve döviz kurlarındaki yükseliş başta olmak üzere ilimizin yaşadığı sorunlara da değinen DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, iktidarlarında ortaya koyacakları ilk 360 günlük eylem planları üzerine de açıklamalarda bulundu. 
Çorum Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda basınla biraraya gelerek açıklama yapan Babacan, Merkez Bankası’nın politika faizini 100 baz puan indirmesini eleştirerek ülkede gidişatı iyi görmediklerini, hükümetin kontrolü tamamen kaybetmiş olduğunu ve iktidara bir an önce akla, bilime ve rasyonaliteye dönmeleri çağrısında bulunduklarını anlattı.

“20 ALANDA 1000 EYLEMİMİZİ
KAMUOYUNA AÇIKLIYORUZ”
Türkiye’nin sıkıntılı süreçten geçtiğini anlatarak problemlerin her alanda büyük olduğunu, çözülen bir sorun olmadığı gibi her gün yeni yeni sorunların ortaya çıktığını anlatan ve mevcut sorunların ise artarak derinleştiğini söyleyen Babacan; “Bunu görüyoruz, izliyoruz, üzülüyoruz. Bir anlamda da çözüm üretme gayreti içindeyiz. DEVA Partisi kurulduğu günden beri sadece problemleri dile getirmiyor. Her alanda sorunların çözümüne yönelik çözüm önerilerini ortaya koyuyor. Çözüm önerilerimiz bazen günlük gelişmeler, bazen de daha önemli stratejik gelişmelerle ilgili oluyor. 
Örneğin güçlendirilmiş parlementer sistem çalışması diğer partilerle birlikte devam ediyor. Farklı konularda eylem planları açıklıyoruz. Tarım, Afet Yönetimi, Sosyal Politikalar eylem planlarını açıkladık. 20 ayrı alanda detaylı eylem planlarımızı açıklayacağız. Eylem planı bizim için seçimlerden sonra kurulacak hükümette atacağımız adımları yansıtacak. Bu eylem planları iktidara geldiğimizde ilk 90 günde ve 360 günde yapacağımız çalışmaların listesi gibi olacak. 
Biz seçim sonrası atacağımız her adımı bütçesini hesap ederek bir takvime bağlıyoruz. Bütçesi hesap edilmemiş, takvime bağlanmamış hiçbir sözün taahhüdünü vermiyoruz. Bu gerçekten ülkemizde ilk defa yapılan bir çalışma. Daha önce hiçbir siyasi partinin bu kadar çok konuda bu kadar derinlikli bir eylem planı açıklamamıştı. Bunu ilk gerçekleştiren parti biz olacağız. Güzel bir şekilde çalışmalar devam ediyor. 
Seçimlerden sonra Türkiye’nin kaybedecek bir günü, saati bile olmayacak. Seçimden sonra hızlı bir icraat dönemine girilmesi gerekiyor. Bunun için biz hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte 20 ayrı alanda 1000 kadar eylemi kamuoyu ile paylaşmış olacağız. Eğitimden sağlığa sanayiden diğer alanlara kadar geniş bir alanı kuşatan çalışma yapıyoruz. Bunlar bitince ülkemize çok büyük değer katacak, sorunları çözecek, ülkemize lig atlatacak bir sürece girmiş olacağız” dedi.

“FAİZ VE KUR MB’YE TALİMATLA DÜŞMEZ”
Türkiye’nin gidişatını gayet kötü gördüklerini ancak bunun kendileri için sürpriz olmadığını vurgulayan Ali Babacan sözlerine şöyle devam etti: “Tüm olan biten bizim yıllar önce farkettiğimiz kötü yönetimin sonucudur. Şu an hükümet döviz kurlarındaki kontrolü elinden kaçırmış durumda. Zannediyorlar ki sadece Merkez Bankası ile ekonomiyi yöneteceklerini sanıyorlar. Halbuki Merkez Bankalarının ekonomideki rolü sınırlıdır. Merkez Bankası’nın ülkenin ekonomik sorunlarını çözmesini beklemek mümkün değil. Çok daha geniş bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Pek çok kurumu içine alan bir çalışmaya ve bakışa ihtiyaç vardır. 
Türkiye’nin 130 milyar dolarlık döviz rezervi tüketildi ve eksi 50 milyar dolarlık bir seviyeye düştü. Faizle dövizin kontrolü kolay bir iş değil. Tüm risklerin enflasyona ve kurlara yansımasının çözümünü Merkez Bankası’ndan beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla bu hükümet işbaşında olduğu sürece sorunlar çözülemez. Biz buna kesin kanaat getirdiğimiz için DEVA Partisi’ni kurduk ve her alanda hazırlanıyoruz.
Tabii gönül isterdi ki kötüye gidiş bu kadar hızlı olmasa. İskilip’te de söyledim eğer hatalarda inat edilirse, yanlışlarda ısrar edilirse bunlar iyi günlerimiz. İnadına yanlışlar yapılırsa Allah korusun daha beteri olur. Şu anki çağrımız hükümetin akla ve bilme yönünü dönmesidir. Tabii yüksek faizleri kimse istemez. Faizlerin düşük olması ülkenin büyümesi açısından faydalıdır. Ancak faizleri düşürmenin yolu Merkez Bankası’na talimat vermek değildir. Talimatla yüksek faiz düşmez. Merkez Bankası faizini düşürürsünüz piyasa faizi artar, kur artar, enflasyon artar. Dolayısıyla bunun yolu yöntemi önce adaletten hukuktan geçer. Adaletin, hukukun olmadığı bir ülkede, insan hak ve özgürlüklerinde sorunlar yaşanan, demokrasinin ağır aksak ilerlediği bir ülkede ekonominin düzelmesini beklemek sadece bir hayaldir. Diğer alanlarda sorunları çözme gayreti olmadıkça ekonomide ağızlarında kuş tutsalar hiçbirşey yapamazlar. Daha önce de söylemiştim. Şu anda Türkiye’ye şu anda 10 tane Nobel iktisat ödülü almış 10 tane ekonomist getirin. Şu anki hükümet işbaşında olduğu sürece ekonomiyi düzeltemezler. Çözümü bir iktidar değişikliğinde görüyoruz. Topyekün bir zihniyet değişikliği gerektiğine inanıyor ve onun için hazırlanıyoruz”
“ULAŞIM EYLEM PLANINDA 
ÇORUM’A YER VERECEĞİZ”
Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, toplantıda Çorum’un ulaşım sorunları ile ilgili soruyu da yanıtlayarak: “Çorum hızlı ulaşım  ağlarına entegre olması gereken bir ilimiz. Bu konuda daha önce yapılan çalışmalar var. Biz her alanda olduğu gibi ulaştırma konusunda da eylem planı hazırlıyoruz. Yakın bir zamanda bu eylem planını da kamuoyu ile paylaşacağız. Bu planda tüm ülke için ulaşım alanında atılması gereken adımları ve vizyonumuzu duyuracağız. Ama Çorum herşeyin en güzelini hakkediyor. Hızlı ulaşım ağının bir parçası olmayı hak eden bir ilimiz. Bununla ilgili detaylı çözülmeleri Ulaştırma Eylem Planı ile ortaya koyacağız.  Çorum’da görüştüğümüz vatandaşlardan en sık ‘kurtarın bizi şunlardan’ lafını duyuyoruz. Vatandaşımız artık feryat ediyor. Sizin zamanımızda ekonomimiz iyiydi, yüzler gülüyordu diyorlar. Vatandaşımız ve çiftçimiz gerçekten sıkıntılı durumda. Maliyetlerin korkunç miktarda arttığını dile getiriyorlar. Daha çok üretenler daha çok zarar ediyor. Çiftçi zarar etse de üretime devam ediyor” diye konuştu.
“ENFLASYON - DEVALÜASYON 
SARMALINA DOĞRU GİDİLİYOR”
Türkiye genelinde üretimden vazgeçen, hayvancılığı bırakan çiftçi sayısının çok fazla olduğunu, esnafın işyerini kapatmaya başladığını, tarımda gelir olmayınca, sanayide de hareket olmayınca bunun çarşı-pazara yansıdığını belirten Babacan, sözlerini şöyle tamamladı: “Korkunç bir enflasyon söz konusu. Sabit gelirli ve emekli için hayat şartları çok zorlaştı. Korkunç bir hayat pahalılığı var. Kur arttıkça hayat daha çok zamlanıyor. Hükümet her türlü yanlışı yaparak ülkeyi bu hale getirdi. Bilmiyorlar, bilenlerle çalışmıyorlar. Takıldıkları inat ettikleri bir sürü yanlış tezler var. Bir kişi “ben ekonomistim” diyerek ve “inadına şunu bunu yapacağım” diyerek 84 milyonu yönetmeye çalışıyor. Bu süreçten hayırlı bir şey çıkması mümkün değil. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri politikasızlık, plansızlık. Türkiye’nin şu anda bir tarım politikası, bir göç politikası, ekonomi politikası, dış politikası yok. Okyanusun ortasında dümeni bozulmuş, motoru ispot etmiş bir gemi gibi rüzgar nereden eserse oraya savrulan bir ülke haline geldik. Üzülüyoruz tabiki. Bu ülke bunu haketmiyor. Türkiye çok daha iyisini yapabilecek bir ülke. 
Asgari ücreti mutlaka TÜİK’in makyajlanmış enflasyona göre değil gerçek enflasyonu dikkate alarak güncellenmesi şart. Aksi halde büyük bir mağduriyet var. İnsanımız büyük bir sıkıntı içerisinde. İşsiz sayısı günden güne artıyor. Asgari ücretle çalışanların enflasyona ezdirilmemesi lazım. Asgari ücret açlık sınırının dahi altında kalmıştır. Hele hele dolar kuru böyle giderse, enflasyon böyle giderse asgari ücretle ilgili ayarlama ihtiyacı artar. 
Ayrıca kamu çalışanları ile toplu sözleşmeler yapıldı. Burada verilen zamlar bile eridi gitti. Maaş zamları artık hayat pahalılığında geriden geliyor. Türkiye yıllardan sonra yeniden enflasyon devalüasyon sarmalına doğru gidiyor. Eğer tedbir alınamaz ise Allah korusun 1990’larda yaşadığımız felaketleri tekrar görürüz. Onun için Hükümet aklını başına alıp, ilimle akılla hareket etmesi lazım. Bir kişinin aklına geleni yaptığı zaman durum ortadadır”
(Volkan SINAYUÇ)
 

Editör: TE Bilisim