Basın açıklamasını okuyan Özüdoğru, “29 Ekim 1923'te bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar, ailenin temeli olan kadının toplumda hak ettiği öneme ve değere kavuşması için, eğitim-öğretim, çalışma hayatı, aile içinde, toplumsal yaşamda, siyasette, erkeklerle eşit haklara sahip olmasını kaçınılmaz görmüşler ve bu düşüncelerini 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te köy kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa' da yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme seçilme hakkını da tanıyarak bu çağdaş düşüncelerini hayata geçirmişlerdir” dedi.
81 yıl önce ülkemizde kadın hak ve özgürlüklerinde başlayan aydınlanmanın katlanarak devam ettiğini kaydeden Özüdoğru, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Toplumumuzda kadınların, eğitim, kültür, çalışma hayatı ve sosyal hayatıyla ilgili hiç bir zorlukla karşılaşmadığı, kadın ve erkek diye herhangi bir ayrımın yaşanmadığı, Türk kadını erkeğiyle birlikte her alanda ülkenin kalkınması için mücadele verdiğini diyebilmek, en çokta ülkemiz kadınının hakkı olmalıydı.
Dünyada hiç bir milletin kadınının henüz bilmediği, seçme ve seçilme hakkı gibi, insanı birey yapan, sorumluluk yükleyen bu ayrıcalığa ilk ve tek Türk kadını sahip olmuştur.
81 yıl önce dünyada bu ayrıcalığa sahip olan ülkemiz kadınlarının bugün getirilmek istenen konumu, sorgulamaması, konuşmaması, kısacası düşünmemesi ve yalnızca emirlere biat etmesidir.
Türk kadını bu gün giyim tarzıyla kimi siyasetçilerin malzemesi oldu. Namus hesaplarıyla, yakın çevresindeki, ailesindeki erkeklerin malzemesi olmaktan öteye gidemeyen, fiziksel şiddete, tacize, tecavüze, aşağılanmalara, sokak ortasında vahşice ölümlere, çoğu bölgelerimizde köle gibi para karşılığı alınıp-satılmaya maruz kadın bu onursuzluğu yaşayan bir kadın imajı yaratıldı.
Kadın çalışma hayatından alıkonuluyor. Çaresiz, güvencesiz bırakılıyor. Sosyal ve kültürel hayattan alıkonuluyor, bilgisiz, biçare bırakılıyor. Kısacası Türk kadınının Cumhuriyet ile kazandığı hak ve özgürlükler bir bir geri alınıyor.
Dünya'da kadın hak ve özgürlükleriyle ilgili yapılan istatistikî araştırmalarda ülkemiz en alt sıralarda yer almaktadır.
Bizleri yönetenlerin tek hedefi var, kendilerine biat eden bir toplum oluşturmak, neden, niçin sorgulamayan, araştırmayan sadece yukarıdan verilen emirlere biat eden bir toplum.
Ama şunu unutuyorlar, Türk toplumu 92 yıl önce bağımsızlığı, özgürlüğü, demokrasiyi, 81 yıl önce kadın hak ve özgürlüklerini, kısacası ülke insanı bu aydınlanmaları yaşadı. Birey olmayı öğrendi. 600 yıl boyunca Osmanlı'da biat etse de 92 yıl önce insan onuruna yakışır hak ve özgürlüklerin farkına vardı bir kere dönüşü olmaz bu işin arkadaşlar.”
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim
