Gençliğin emanete sahip çıkacağını ve Mustafa Kemal Atatürk’ün İlke ve İnkılâplarını hiçe saydırtmayacağını belirten Güven, kimsenin üzerine düşeni yerine getirmediğini, bugün insanların kendilerini eleştirmediği sürece yarın böyle bir fırsatın da bulunamayacağını ifade etti.

Egemenliğin kullanılmasının, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağını anlatan Güven, kimsenin kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamayacağını anlattı.

Güçlü devlet için, güçlü bir meclise ihtiyaç bulunduğunu belirten Alim Güven, “Milli Hükümete tam da bu zamanda ihtiyaç var iken, Fırat Kalkanı harekâtında Askerimiz ABD güdümlü terör örgütleri ile mücadele ederken, Meclisi yetkisiz bırakmak, etkisiz kılmak yanlıştır. Bu yüzden Türk Milletini Hayır’a davet ediyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ulusal sınırları içinde bir ‘ulus devlet’dir. Bu sınırlar, kurtuluş savaşının ardından ‘Misâk-ı Millî’ ile tespit edilen vatan topraklarının bütününü ifade eder.

Birinci Meclis’in temeli; ‘Müdafaa-i Hukuk’tur. Müdafaa-i Hukuk’un özü ise ulusal egemenlik ve tam bağımsızlıktır. Tam bağımsızlık, Kuvâ-yi Millîye anlayışı ile ruh bulur. Ulusal güçler demek olan Kuvâ-yi Millîye ise, Türk Milleti’nin onurunu temsil eder.

Mecliste bulunan muhalefet partileri zaman zaman muhalefetliğini yapamadığı için söz gençliğe düştü. Doğruya doğru diyeceğiz, yanlışa yanlış. Bugün Gaffar Okkan müdürümüz gibi kardeşliği savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz. Ömer Halis Demir gibi Fethi Sekin gibi cesaretimizden ödün vermeyeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk gibi kararlılığımızı koruyacağız. Bugün Türk milletini ‘’EVET’’ demeye sürükletmeyeceğiz. Çünkü bugün bu anayasa tasarısı bölücülüktür. Bölücülüğün her türlüsüne karşı olacağız, tıpkı Uğur Mumcu gibi” dedi.

Editör: TE Bilisim