ABD başkan ve başkan yardımcısı ile diğer yetkililerin rahip Andrew Brunson’un yargılanmasını bahane ederek yaptıkları açıklamaların, diplomatik nezaketle bağdaştırılamayacak düşmanca yaklaşımlar olduğunu anlatan Çam, ABD’nin bu tavrının; müttefiklik, stratejik ortaklık ve dostluğun herhangi bir anlamının olmadığı ve olmayacağını anlattığını kaydetti.

Çam, “ABD’nin hedefi bellidir: Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek ve kan gölü olarak tutmak. Orta Asya’dan başlayıp Ortadoğu üzerinden Afrika içlerine uzanan hat üzerinde; İslam dünyasında radikalleşmeyi sağlamak, radikal örgütler aracılığı ile provakatif kanlı eylemler düzenlenmesini örgütleyerek Batı dünyasında İslamofobiyi canlı tutmak.

Irakta Amerikan işgali ile başlayan, bir milyonun üzerinde insanın canını alan, Afganistan’a müdahale ile devam eden, Mısır, Suriye, Katar, Libya ve Yemen ile tırmandırılan emperyalist müdahalelerin, Petrol Yağması ve Ortadoğu haritasının yeniden şekillendirilmesi her gün yeni piyonların sahaya sürülmesi için fırsat yaratmayı amaçlamaktadır.

Hesap açıktır: Birinci Dünya Savaşı sonrasında Sevr ile Osmanlı İmparatorluğunun bölüşülen topraklarından pay alamayan ABD, 100 yıl sonra paylaşımın yenilenmesini ve Ortadoğu’da petrol yağmasından kendilerine pay verilmesini ve Ortadoğu haritasının yeniden şekillendirilmesini ve bölgede İsrail’in rahatlatılmasını amaçlamaktadır.

ABD’nin önündeki tek engel Türkiye’dir. Bu nedenle her fırsatta Türkiye’ye saldırmaktadır.

ABD’nin yalnız olmadığı, dahası Ortadoğu ülkeleri arasında da gizli ve açık yandaşları olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır.

ABD’nin Türkiye’ye karşı yürüttüğü politikaları hatırladığımızda ortada dostluk olmadığı da açıktır.

Türkiye’deki her darbe veya darbe teşebbüsünde ABD’nin parmağının bulunması rastlantı değildir.

15 Temmuz 2016 hain darbe teşebbüsünün de arkasında ABD’nin olduğu, darbeyi planlayanların ABD’de yuvalandığı ve ABD tarafından korunduğu da sır değildir.

ABD, iki yıldan beri, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve FETÖ liderini vermemekte, gerekçe olarak da Amerikan yargı süreçlerini gerekçe göstermektedir. ABD için FETÖ lideri neyse bizim için de rahip kılıklı Brunson da odur.

Rahip Brunson olayı sadece bir kılıftır.

Bu kılıfla iki sayın Bakana yönelik yaptırım kararları bağcıyı dövmeyi amaçlamaktadır.

Her ülke gibi, elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sınırları içerisinde kanunlara aykırı faaliyet gösteren Rahip Brunson’u hukuk içinde yargılama hakkına sahiptir.

Rahip Brunson olayında ABD yetkililerinin tavrı Türkiye’nin iç işlerine müdahaledir.

Türkiye bir müstemleke ülkesi değildir.

Türkiye bir hukuk devletidir ve Türkiye tam bağımsız bir devlettir.

Güçlü olmak hiçbir devlete haydutluk hakkı vermez.

Uluslararası hukuk ve mütekabiliyet çerçevesinde ABD’nin haydutluğuna karşı cevap vermek Türkiye’nin en doğal hakkıdır.

Hamaset değil, soğukkanlılıkla ve Devlet aklını kullanarak diplomatik yollar elbette sonuna kadar tüketilmelidir.

Ancak, ABD’nin haydutluktan vazgeçmemesi halinde başta ekonomik olmak üzere her türlü ambargo gündeme getirilmeli, ilişkiler dondurulmalı, mütekabiliyet çerçevesinde cevap verilmelidir.

BASK olarak; ABD’nin yaptırım kararları ile Türkiye’ye karşı yürütülecek ambargo uygulamalarını protesto ediyor, başta siyasi partilerimiz olmak üzere sivil toplum kuruluşlarını ABD haydutluğuna karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim