Türk milliyetçilerinin bu duruşu ile 3 Mayıs 1944 günü resmi devlet yetkilileri tarafından her türlü işkence ve zulümle yargılandıklarını anlatan Aktağ, vatan, millet, din ve bayrak sevdalısı bilim adamı, aydın, siyasetçi, asker ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu bir grup Türk milliyetçisinin, 3 Mayıs1944’te devrin iktidarı tarafından uyduruk nedenlerle “ırkçılık” yaptıkları gerekçesiyle, “Irkçılık-Turancılık” suçlamasıyla tutuklanıp tabutluklara konulduğunu söyledi.

Türk milletini emperyalizmin her çeşidinde korumak için varlıkları ortaya koyan Türkçülerin verdikleri mücadelenin, bugün net bir şekilde anlaşıldığına dikkat çeken Aktağ, “ 3 Mayıs 1944 tarihiyle birlikte başlayan yargılama süreci sonrasında “tabutluk” denilen ölüm hücrelerine atılan Türkçülerin kutlu mücadelesi, her Türk‘ün okuması ve idrak etmesi gereken bir olaydır. Dün Türk milliyetçilerini en ağır şekilde eleştirenler, şimdilerde ise onlara hak vermenin mahcubiyetini yaşamaktadırlar.

3 Mayıs 1944, Türk milliyetçiliği hareketinin kendini aksiyon ve muhteva olarak ortaya koyduğu dönüm noktasıdır. Dönemin iktidar sürecini elinde tutanların gayr-ı milli unsurlara kendi eliyle hayat hakkı tanıması karşısında, Türk milletine kara sevdalı Türkçüler tarafından haykırışın en ve anlamlı günüdür.

Her çile sonrası olgunlaşarak büyüyen Türk milliyetçiliğiyle, 3 Mayıs Türkçülük Bayramı’nın anlam ve öneminde yatan tüm gerçekleri yürek ve beyinlerimize kodlayarak sedalarımızla, ülkülerimizle Türk milleti için var olacağız. Türk gençliğinin böyle kutsal bir günde yeniden teşkilatlanmasına ve bir fikir cephesi kurulmasına hayati ihtiyaç vardır. Helal ve haramın birbirine karıştığı günümüzde Türk toplumuna ve Türk gençliğine yeni bir ruh ve dürüstlük ahlakı aşılamanın yolu da bu kendine dönüş ve muhtaç olduğu kudreti kendinde bulma iradesinden doğacaktır.

Globalleşen dünyanın birçok sinsi atmosferinde, milleti millet yapan değerlerin kurban edilmesine tüm güçleri ile savunanlar, Türk milliyetçiliğinin iman ve azmi karşısında tutunamayacaklardır.  Türk milliyetçileri çıktıkları hiçbir yoldan geri dönmemişlerdir. Ufkun genişliğinde verdikleri mücadelede şartların en ağır yönünü yaşasalar bile zafer her daim bizlerin olmuştur” dedi.  

Editör: TE Bilisim